İcranın Geri Bırakılması

İcranın geri bırakılması, bir mahkeme kararının sonucunun icraya konulması halinde icra işleminin ertelenmesi anlamına gelmektedir. Eski dilde tehir-i icra olarak bilinir.

İcranın geri bırakılması, birinci derece mahkemesi karar verdikten sonra gündeme gelmektedir. İlk derece mahkemesi kararını verdikten sonra kararın yerine olmadığını ve hukuka aykırı olduğunu düşünen taraf mahkeme kararını istinaf ve temyiz edebilmektedir. Bununla birlikte icranın geri bırakılması ile istinaf veya temyiz incelemesine giden dosyaya ilişkin ilamın icrası yaptırılmaz çünkü tek başına istinaf veya temyiz edilen kararda icra durmaz.

Buna göre icranın geri bırakılmasına sadece ilamlı icra yollarında gündeme gelebilmektedir. İlamlı icranın bir güvence gösterilmesi karşısında durdurulması işlemidir.

İcranın Geri Bırakılması Hangi Kararları Durdurur?

Bilindiği üzere kararın bozulması için kanun yoluna başvurulması halinde ilamın icrası durmaz. Kanun yoluna başvurulması ancak kararın kesinleşmesini engellemektedir. HMK 367. madde hükmü temyizin icraya etkisini düzenlemektedir. Buna göre sınırlı olarak sayılmış haller olan kesinleşemeden icra edilemeyecek kararlar haricinde nafaka alacaklarının icrasının geri bırakılamayacağı düzenlenmiştir. Nafaka alacaklarına ilişkin icra, hiçbir şekilde geri bırakılamayacaktır. Bununla birlikte icrasının geri bırakılmasından öte kendisine ilişkin karar kesinleşmeden icra edilemeyecek bir takım, sınırlı sayıda karar türleri mevcuttur. Kesinleşmeden icra edilemeyecek kararlar kişiler hukukuna ilişkin, aile hukukuna ilişkin ve taşınmaz mal aynına yani taşınmaz mala sahip olmaya ilişkin kararlardır. Söz konusu konulardaki mahkeme kararlarına ilişkin olarak geri döndürülmesi çok zor hatta imkânsız sonuçlar doğması muhtemel olduğu için karar kesinleşmeden herhangi bir icra faaliyetine başlanması kanun koyucu açısından uygun görülmemiştir. İstinaf ve temyiz kanun yollarının hangi hallerde icrayı durdurucu etkisi olduğuna ilişkin istisnai düzenleme HMK 367. maddede yapılarak, İİK 36. maddedeki hallerin icrayı durdurma sonucu verdiği düzenlenmiştir.

İİK 36. madde hükmüne göre bir mahkeme kararının istinaf ve temyiz edilmesi hallerinde icrasının durdurulması için ilama konu para veya eşyanın kendisinin, karşılığının, teminatının, kefaletinin veya borçlunun karşılık malının güvence olarak gösterilmesi halinde icranın geri bırakılması kararı verilebilmektedir. Buna göre bir mahkeme ilamında hükmolunan alacağın karşılığının güvence edilmesi halinde icra geri bırakılmış olabilecektir. Bu işlem İİK 36. madde hükmüne göre bir mahkeme ilamına karşı borçlunun istinaf veya temyiz kanun yollarına başvurması halinde sonraki bir aşama olarak gündeme gelecektir.

İcranın Geri Bırakılması Davası ve Talebi

İcranın geri bırakılması durumu mahkeme ilamı elde edildikten sonra borçlu daha kanun yoluna başvurmadan önce de meydana gelebilmektedir. Bir mahkeme ilamı alındıktan hemen sonra karar icraya konulabilir veya çok uzun bir zaman sonra da ilam icraya konulabilir. Söz konusu takibe çeşitli itiraz nedenleri vardır. Bunlar arasında ilam uzun bir zaman sonra icraya konmuş ise zamanaşımına uğramış olabilir. Alacaklı borçlusuna süre vermiş olabilir veya borç alacaklı tarafından affedilmiş olabilir. Bu tür durumlarda icra mahkemesi nezdinde İİK 33. madde hükmüne göre icranın geri bırakılmasının istenmesi mümkündür.

Söz konusu zamanaşımı, ödemek için süre verilmesi veya borcun affedilmesi durumlarının varlığı halinde bir takip başlatılmış ise icra emrinin tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde bir dilekçe ile icra mahkemesine başvurulacaktır. Kanuna göre geçerli bir senedin varlığı halinde süre verilmesi ve borcun affedilmesi durumlarında icra mahkemesi doğrudan icranın geri bırakılmasına yönelik karar vermek durumundadır.

Bununla birlikte zamanaşımı, süre verilmesi ve borcun affedilmesi halleri icra emrinin tebliğ edilmesinden sonra meydana gelmiş olabilmektedir. Bu tür durumlarda süre verilmesi ve borcun affedilmesine ilişkin talepler icra zaptına veya öncesinde imkan bulunabildi ise noterlikçe düzenlenen veya onaylanan belgelere dayandırılması gerekmektedir. Takip başladıktan sonra gerçekleşen bu 3 hal açısından, mahkemeye bildirmek için bir süre sınırı yoktur. Genel hükümlere göre karar aşamasından önce bildirilmesi yeterlidir.

Görüldüğü üzere icranın geri bırakılması davası, talebinde bulunabilmek için mahkeme ilamı zamanaşımına uğramış olabilir, ilama ilişkin borcun ödenmesine yönelik alacaklı tarafından süre verilmiş olunabilir veya borç affedilmiş olabilir. Ancak bu hallerin en az birisinin varlığı halinde icranın geri bırakılması davası talebi işletilebilir. Şartları gerçekleşti ise icra emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde açılan dava, talebi mahkemeden istenmelidir. Süre verilmesi veya affedilmesine ilişkin ispat, evrak ile yapılabilecektir. Zamanaşımı durumunun kararı mahkeme tarafından resmi evrakların incelenmesi sonucunda belirlenecektir. Bununla birlikte zamanaşımı iddiasına yönelik savunma alacaklı tarafından zamanaşımına yönelik itirazın yapıldığının kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde genel görevli mahkemelerde açacağı davalar ile ispat edebilecektir. Aksi halde zamanaşımının olduğu kabul edilecektir.

İcranın Geri Bırakılması Talebinin Kabul Edilmemesi Halinde

İcra mahkemesi yukarıda saymış olduğumuz şartlar altında icra emri tebliğ edildikten sonra dilekçe ile yapılan başvuru ile istenen icranın geri bırakılmasına ilişkin talebini kabul etmeyebilir. İcranın geri bırakılmasına ilişkin talebi kabul edilmez ise borçlu ancak istinaf veya temyiz kanun yollarının başvuru süresi içerisinde aynı İİK 36. maddede olduğu gibi bir güvence gösterilmesi halinde istinaf ve temyiz kanun yollarına başvuru yapabilecektir. Bu durumda kanun yoluna başvurunun konusunun içeriğini icranın geri bırakılmasına dair talebinin reddi de oluşturmaktadır.

İcranın Geri Bırakılması Talebi

Görüldüğü üzere HMK 367. madde, İİK 36. ve 33. maddeler arasında bir ilişki bulunmaktadır. HMK 367. madde icranın geri bırakılmasının esaslarını düzenlemektedir. Niteliği gereği İİK 36. madde 33. maddeye göre daha kapsamlı bir düzenlemedir. İİK 33. madde ancak ilama ilişkin zamanaşımı iddiası, borcun affedilmesi veya süre verilmesi durumlarına ilişkin icra emrinin tebligatının yapılması halinden sonraki aşamaları düzenlerken İİK 36. madde genel olarak mahkeme ilamı aleyhine kanun yoluna başvurulması durumlarında ilamın gereklerine yönelik icranın geri bırakılmasını düzenlemektedir. Buna göre İİK 36. madde hükümleri daha genel ve üzerinde durulması gereken hallerdir.

Bir mahkeme ilamının istinaf veya temyiz aşamalarında icrasının geri bırakılmasına yönelik talep, mahkeme ilamının icrasının başlatıldığı icra dairesinden, ilgili icra mahkemesinden karar alınmak üzere talep edilir. Görüldüğü üzere icra işleminin durdurulması icra mahkemesinin kararı ile olacaktır. Talep icra müdürlüğüne yapılacaktır ve en azından mahkemeden olumlu veya olumsuz bir karar gelinceye kadar icra da durdurulmuş olacaktır.

İcranın Geri Bırakılmasının Sonuçları ve Nedenleri

İcranın geri bırakılmasının iki önemli nedeni bulunmaktadır. Buna göre öncelikle İİK 33. madde ve devamında veya İİK 71. maddede gösterildiği üzere hukuken talep edilmesi uygun olmayan bir alacağın istenmesi halinde icranın geri bırakılması ile borçlunun zarar görmesi ve alacaklının haksız yere menfaat sağlaması engellenmek istenmektedir. Öte yandan istinaf ve temyiz aşamalarında alacaklının da hakları teminat altına alınarak, olası bir yargılama hatası neticesinde borçlunun da zarara uğramaması için icranın geri bırakılması kurumu işletilmektedir.

İcranın geri bırakılmasına ilişkin talebin kabulü ile ilama yönelik olarak icra işlemleri durdurulur. Buna göre üzerine icra işlemi başlatılan eşyaya haciz konulmuş olabilir. İcra mahkemesi nezdinde icranın geri bırakılması talebi kesinleştikten sonra eşyaya konulan hacizler, geri bırakılma kararı sonucunda kaldırılır. (Yargıtay 12. H.D. 2014/27359 E., 2015/2011 K. numaralı kararına göre) Bununla birlikte icranın geri bırakılmasına dair talebi neticesinde borçlu ödeme yapmış olmak zorunda kaldı ise yatırılan güvence üzerinden istirdat davası açabilmektedir.

Oretra