Boşanmada Mal Kaçırma

Boşanmada mal kaçırma, boşanma davası öncesi veya sonrası eşlerden biri veya her ikisi tarafından gerçekleştirilebilmektedir.

Boşanmada Mal Kaçırma

Eşlerin evlilik birliğinde aksine bir anlaşma yapmaması halinde yasal olarak edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanmaktadır. Edinilmiş mallara katılma rejiminin bir sonucu olarak boşanma halinde, evlilik süresince eşlerin kazandıkları tüm mallar eşler arasında eşit olarak ikiye bölünmektedir.

Boşanmada mal kaçırma hali bu kapsamda boşanma öncesi veya sonrasında yaşanabilmektedir. Taraflardan her biri evlilik süresince kazanmış oldukları malları diğer eşle paylaşmamak adına satma, saklama, bağışlama vb. yollarla elinden çıkarmaktadır.

Evlilik süresince eşler tarafından edinilmiş mallar 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 219. maddesinde açıklanmıştır. Bu mallar;

  • Çalışmasının karşılığı olan edinimler,
  • Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
  • Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
  • Kişisel mallarının gelirleri,
  • Edilmiş malların yerine geçen değerler

Olarak sıralanmaktadır.

Eşlere ait kişisel mallar ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 220. maddesinde açıklanmıştır. Bunlar;

  • Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,
  • Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,
  • Manevi tazminat alacakları,
  • Kişisel mallar yerine geçen değerler

Olarak sıralanmaktadır. Kişisel mallar edinilmiş mallara katılım rejiminde tasfiye süreci yürütülürken dikkate alınmayacaktır.

Eşler yukarıda yer alan söz konusu edinilmiş malları evlilik birliğinde boşanma öncesinde veya boşanma sırasında diğer eşten kaçırmak adına elden çıkarabilmektedir.

Boşanmada Mal Kaçırma Yolları

Boşanmada mal kaçırma farklı eylemlerin gerçekleştirilmesi suretiyle yapılabilmektedir. Eşlerden biri veya her ikisi boşanma davası açılmadan önce evlilik birliği içerisindeyken taşınır veya taşınmaz malları başka kişilere bağışlayabilmekte, satabilmekte veya değerinden çok düşük bir bedel karşılığında üçüncü bir kişiye devredebilmektedir.

Diğer bir mal kaçırma eylemi olarak boşanma davasının açılmasından önceki bir yıllık süre içerisinde bağışlama yoluyla bir karşılıksız kazandırma yapmaktır. Burada bağışlama iradesinin aksi surette mal kaçırma amacının olduğu diğer eş tarafından ispat olunmalıdır.

Eşlerden biri tarafından sahte vekaletname kullanılması suretiyle eş üzerindeki malvarlığı bir başkasına devredilebilmektedir. Burada sahte vekaletname kullanılmasına bağlı olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve tazminat hukuku çerçevesinde yargılama yapılmasının yanısıra hakkı ihlal edilen eş 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’ndan kaynaklanan dolandırıcılık, resmî belgede sahtecilik vb. suçlar adına ceza hukukundan kaynaklanan süreçleri de yürütebilecektir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi uyarınca eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Ancak mal kaçırma eyleminin gerçekleştirilmesi adına eşlerden biri aile konutu üzerinde yukarıda sayılan eylemlerin gerçekleştirilmesi için diğer eş adına başka bir kişiye imza attırabilmektedir.

Boşanma öncesinde mal kaçırma eylemi gerçekleştirilebileceği gibi boşanma davası sırasında ve sonrasında da malların devri sağlanabilecektir.

Boşanmada Mal Kaçırma Nasıl Engellenir?

Boşanmada mal kaçırma nasıl engellenir sorusunun cevabı verilirken dikkat edilmesi gereken iki ayrı durum bulunmaktadır. Bunlardan ilki boşanma davasından önce mal kaçırılması diğeri ise boşanma davası devam ederken ve sonrasında mal kaçırılmasıdır.

Boşanma davası öncesi gerçekleştirilecek mal kaçırma eylemleri için kötü niyetli olarak tasarrufta bulunan eşe karşı aile konutu şerhi talep edilebilecek, malvarlığının elden çıkmaması adına tedbir kararı istenebilecek, boşanmadan önceki bir yıl süresince olağan hediyeler dışında yapılan bağışlar edinilmiş mallara dahil edilebilecek ve bir eşin mal rejiminin devamı süresine diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler edinilmiş mallara dahil edilebilecektir.

Aile konutu şerhi talebinde ortak yaşanılan konutun tapu kaydına aile konutu şerhi konabilecektir. Bu şerhin konması için diğer eşin onayı gerekmemektedir. Bu şerh tapuda tek taraflı beyanla konabilmektedir. Böylelikle kötü niyetli eş aile konutunu elden çıkarsa bile üçüncü kişi malik olamayacaktır. Aile konutu üzerinde aile konutu şerhi konulmasa bile bu taşınmaz satıldıktan sonra açık rızası alınmayan eş satışın iptalini talep edebilecektir.

Kanun koyucu, kötü niyetli eşin mal kaçırma durumlarında diğer eşin mağduriyetinin giderilebilmesi amacıyla boşanmadan önceki bir yıllık süre içerisinde yapılan olağan dışı karşılıksız kazandırmaları da mal rejiminin tasfiyesine dahil tutmaktadır. Böylelikle kendisinden mal kaçırıldığını düşünen eş mal kaçırma amacına yönelik olarak yapılan işlemleri ve mal kaçırma amacını ispat etmesi suretiyle bu malların da paylaşıma dahil olmasını sağlayabilecektir. Yargıtay’ın 8. Hukuk Dairesi tarafından verilen kararda[1] tasfiyeye konu olan iki taşınmazın da boşanma dava tarihinden önceki bir yıl içinde davalı eşin kardeşine devredilmesi eylemi mal kaçırma olarak değerlendirilmiş ve bu malları da paylaşıma dahil etmiştir.

Malvarlığı üzerinde kötü niyetli olarak mal kaçırma amacıyla tasarrufta bulunan eşe karşı diğer eş tarafından Tapu Müdürlüklerinden sonuç alınamadığı takdirde mahkemeden tedbir talebinde bulunulabilecektir. Mahkeme tedbir kararını kabul ettiği takdirde tapuya şerh kararı düşülecek ve taşınmazı alan 3. Kişinin bunu bildiği öngörülecektir, böylelikle taşınmazın üçüncü kişinin mülkiyetine geçmesine engel olunacaktır.

Boşanma davası devam ederken gerçekleşebilecek mal kaçırma eylemlerinin engellenebilmesi adına boşanma davasının görüldüğü mahkemeden daha önce talep edilmemiş olması halinde aile konutu şerhi istenebilecektir. Bunun yanısıra mal rejiminin tasfiyesi davası açılarak boşanma davasının bekletici mesele yapılması ve ihtiyati tedbir yönünde karar verilmesi talep edilebilecektir.

Boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren eşler mal rejiminin tasfiyesi adına mal paylaşımı davası açabilecektir. Ancak yukarıda belirtildiği üzere eşlerden biri veya her ikisinin de boşanma davası sonrası bu süreçte mal kaçırması mümkündür.

Boşanmada Mal Kaçırma Zamanaşımı

Boşanmada mal kaçırma ile ilgili eş tarafından bir süre sınırı olmaksızın ilgili aile konutuna ilişkin aile konutu şerhi konabilecektir. Aile konutu şerhi olmadan yapılan satışların iptali için açılacak tapu iptal tescil davası içinse herhangi bir hak düşürücü süre yoktur. Bu dava ilgili eş tarafından her zaman açılabilecektir.

Boşanma davası sırasında mal paylaşım davası açılması halinde ilgili eş karşı tarafın mallar üzerinde tasarrufta bulunabilmesini engelleyebilmek adına ihtiyati tedbir talep edebilecektir. Bu davanın açılması için bir hak düşürücü süre bulunmamaktadır. Ancak ihtiyati tedbir kararının önceden alındığı durumlarda kararın verilmesini takiben on beş gün içerisinde dava açılmalıdır aksi halde ihtiyati tedbir kararı kalkacak ve kötü niyetli eşin taşınır ve taşınmaz mallar üzerinde tasarrufta bulunması engellenemeyecektir.

Boşanmada Mal Kaçırma Davası

Boşanmada mal kaçırmanın engellenmesi adına açılacak davalarda görevli mahkemeler davanın konusuna göre değişmektedir.

Aile konutuna aile konutu şerhi konmasına ilişkin iş ve işlemler Tapu Müdürlüklerince gerçekleştirilebilecektir. Mahkemelerin bu konuda görevli olabilmesi için bu talepte bir hukuki yarar olması yani Tapu Müdürlüğünce bu talebin reddedilmiş olması gerekmektedir.

Aile konutunun izinsiz satışının gerçekleştirilmesi halinde tapu iptal ve tescil davasının açılmasında aile konutu üzerinde haksız tasarrufta bulunan eşe karşı aile mahkemesinde dava açılacaktır.

Boşanma davası sürerken mal kaçırmanın engellenmesi adına mal paylaşımı davası açılmasında boşanma davasına bakan aile mahkemesi görevli sayılacaktır. Boşanma davasından sonra mal rejiminin tasfiyesi ve diğer denkleştirmelerin gerçekleştirilmesi için ise aile mahkemesi görevli sayılacaktır.

[1] Yargıtay 8. HD. T. 24.10.2018, E. 2016/14281 K. 2018/17838)