İdare Hukuku

Üsküdar İdare Hukuku Avukatı

Üsküdar’da idare hukukuyla ilgili hizmet veren avukatlar, hukuki konularında uzmanlaşmış ve deneyimli profesyonellerdir. İdare hukuku, devletin ve kamu kurumlarının faaliyetlerini düzenleyen hukuk dalıdır. Bu nedenle, idare hukuku avukatları, vatandaşların ve kurumların haklarını korumak için önemli bir rol oynamaktadır.

Üsküdar’daki idare hukuku avukatları, müvekkillerine geniş bir hizmet yelpazesi sunmaktadır. Kanun maddelerini inceleyerek ve emsal kararları analiz ederek, müvekkillerine en iyi hukuki danışmanlığı sağlamaktadırlar. Ayrıca, idare hukuku avukatları, idari davaların takibi, itiraz süreçleri, tazminat talepleri ve idari sözleşmeler gibi birçok konuda da destek vermektedirler.

Üsküdar’da idare hukuku avukatı bulmak için çeşitli kaynaklardan yararlanabilirsiniz. İnternet üzerindeki avukatlık platformları, baroların resmi web siteleri ve avukatlık bürolarının kendi web siteleri, avukat arayışınızda size yardımcı olabilecek kaynaklardır. Ayrıca, çevrenizdeki insanlardan da avukat önerileri alabilirsiniz.

İdare hukuku avukatı seçerken dikkat etmeniz gereken bazı faktörler vardır. Öncelikle, avukatın idare hukuku konusunda uzmanlaşmış olması önemlidir. Ayrıca, avukatın deneyimli ve güvenilir olması da büyük önem taşır. İşbirliği yapacağınız avukatın iletişim becerileri ve müvekkillerine verdiği destek de dikkate almanız gereken diğer faktörler arasındadır.

Üsküdar’daki idare hukuku avukatlarıyla ilgili sıkça sorulan soruların cevaplarını öğrenmek için aşağıdaki liste size rehberlik edebilir:

  • İdare hukuku avukatları hangi konularda yardımcı olabilir?
  • İdare hukuku davaları nasıl işler?
  • İdare hukuku avukatı tutmanın maliyeti nedir?
  • İdare hukuku avukatıyla nasıl iletişim kurabilirim?

Üsküdar’da idare hukuku avukatı bulmak ve hukuki sorunlarınızı çözmek için uzman bir avukatla iletişime geçmek önemlidir. Bu sayede, haklarınızı koruma konusunda güvende olabilir ve hukuki süreçleri daha etkin bir şekilde yönetebilirsiniz.

İdare Hukuku Nedir?

İdare Hukuku, devletin idari işlemleri ve kamu yönetimiyle ilgili hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, devletin idari organlarının yetki, görev ve sorumluluklarını düzenler. İdare hukuku, idari işlemlerin yapılması, idari davaların açılması ve idari yargılamaların yürütülmesi gibi konuları kapsar.

İdare Hukuku’nun temel prensipleri arasında hukukun üstünlüğü, adil yargılanma hakkı, eşitlik ilkesi, kamu yararı ve idarenin bağlılığı yer alır. Bu prensipler, idarenin hukuka uygun şekilde hareket etmesini sağlar ve bireylerin haklarını korur.

İdare Hukuku‘nda kanun maddeleri büyük öneme sahiptir. Kanunlar, idarenin yetki ve sorumluluklarını belirler ve idari işlemlerin yapılmasını düzenler. Ayrıca, idari davaların çözümünde emsal kararlar da önemli bir rol oynar. Emsal kararlar, benzer durumlarda uygulanacak hukuki prensipleri belirler ve hukukun tutarlı bir şekilde uygulanmasını sağlar.

Üsküdar’da İdare Hukuku Avukatı Bulmak

Üsküdar’da idare hukuku avukatı bulmak, hukuki konularla ilgilenen kişiler için önemli bir adımdır. İdare hukuku, devletin ve kamu kurumlarının faaliyetlerini düzenleyen bir hukuk dalıdır. Bu nedenle, idare hukukuyla ilgili sorunlar yaşayan kişilerin, bu alanda uzmanlaşmış bir avukata başvurması gerekmektedir.

Üsküdar’da idare hukuku avukatı bulmak için bazı ipuçları bulunmaktadır. İlk olarak, avukatın idare hukuku konusunda deneyimli olması önemlidir. Kanun maddelerini ve emsal kararları iyi bilen bir avukat, müvekkilinin davasını daha etkili bir şekilde savunabilir. Ayrıca, avukatın Üsküdar’da çalışan bir avukat olması da önemlidir. Böylece, yerel yasal süreçler ve mahkeme prosedürleri konusunda daha iyi bir bilgiye sahip olabilir.

Ayrıca, Üsküdar’da idare hukuku avukatı bulmak için çeşitli kaynaklardan yararlanabilirsiniz. Baro’nun internet sitesi veya avukatlık platformları, avukat arayışınızda size yardımcı olabilir. Bu platformlarda avukatların profillerini inceleyebilir, deneyimlerini ve uzmanlık alanlarını görebilirsiniz. Ayrıca, çevrenizdeki insanlardan da referans alabilirsiniz. Daha önce idare hukuku davası yaşamış kişilerin deneyimlerini dinlemek, size doğru avukatı bulmanızda yardımcı olabilir.

Avukat Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?

Avukat seçerken nelere dikkat edilmeli? İdare hukukuyla ilgili bir davada avukat seçmek önemli bir karardır. Bu nedenle, doğru avukatı seçmek için bazı faktörlere dikkat etmek gerekmektedir. İşte avukat seçerken göz önünde bulundurmanız gereken bazı önemli faktörler:

  • Kanun maddelerinin bulunması: İdare hukuku davalarında avukatın kanun maddelerine hakim olması oldukça önemlidir. Avukatınızın ilgili kanun maddelerini bilmesi ve uygulayabilmesi, davada daha güçlü bir pozisyon elde etmenizi sağlayabilir.
  • Emsal karar koyulması: İdare hukuku davaları genellikle önceki emsal kararlar üzerine kurulur. Bu nedenle, avukatınızın geçmişteki benzer davalarla ilgili emsal kararlar koyabilmesi önemlidir. Bu, sizin lehinize olan bir kararın çıkması için önemli bir faktördür.

Avukat seçerken dikkat etmeniz gereken diğer bir faktör ise avukatın deneyimidir. İdare hukuku davaları genellikle karmaşık ve teknik konular içerir. Bu nedenle, deneyimli bir avukatın size en iyi şekilde yardımcı olabileceğini unutmayın. Ayrıca, avukatınızın iletişim becerileri, sorunlarınızı anlaması ve size doğru şekilde rehberlik etmesi açısından da önemlidir.

Bunların yanı sıra, avukatınızın size karşı dürüst ve şeffaf olması da önemlidir. Davanızla ilgili olarak tüm bilgileri açık bir şekilde paylaşmalı ve sizinle iletişim halinde olmalıdır. Aynı zamanda, avukatınızın size karşı samimi bir yaklaşımı olması da önemlidir. Bu, güven duymanızı ve işbirliği yapmanızı kolaylaştırır.

Üsküdar İdare Hukuku Avukatlarıyla İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Üsküdar’daki idare hukuku avukatlarıyla ilgili sıkça sorulan sorulara bu bölümde yanıt bulabilirsiniz. İdare hukukuyla ilgili bir dava veya sorun yaşadığınızda, doğru avukatı seçmek önemlidir. İşte Üsküdar’daki idare hukuku avukatlarıyla ilgili sıkça sorulan soruların cevapları:

1. İdare hukuku avukatı nasıl seçilir?

İdare hukuku avukatı seçerken bazı faktörleri göz önünde bulundurmanız önemlidir. İlk olarak, avukatın idare hukuku konusunda uzmanlaşmış olması gerekmektedir. Ayrıca, deneyimli ve iyi bir referansa sahip olması da önemlidir. İdare hukuku davaları karmaşık olabilir, bu yüzden tecrübeli bir avukatın desteğini almanız önemlidir.

2. Kanun maddelerinin bulunması neden önemlidir?

Kanun maddeleri, idare hukuku davalarında önemli bir rol oynar. Bir avukatın kanunlara hakim olması, davanızı daha etkili bir şekilde savunmasına yardımcı olur. Kanun maddelerine dayanarak yapılan argümanlar, davayı güçlendirebilir ve sonuçları olumlu yönde etkileyebilir.

3. Emsal karar koyulması ne anlama gelir?

Emsal karar, benzer bir durumda daha önce verilmiş bir kararı ifade eder. İdare hukuku davalarında emsal kararlar önemlidir çünkü mahkemeler, benzer bir davanın nasıl sonuçlandığını göz önünde bulundurarak karar verirler. Bir avukatın emsal kararları kullanması, davanızın sonucunu etkileyebilir ve sizin lehinize olabilir.

Üsküdar’da idare hukuku avukatıyla ilgili daha fazla sorunuz varsa, bir avukata danışmanızı öneririz. Profesyonel bir avukat, size doğru bilgi ve rehberlik sağlayabilir ve hukuki sorunlarınıza çözüm bulmanıza yardımcı olabilir.

Detaylı bilgi ve danışmanlık almak için bizlere ulaşabilir ve bilgi alabilirsiniz.

Sultanbeyli İdare Hukuku Avukatı

Sultanbeyli’de İdare Hukuku Avukatı olarak hizmet veren profesyoneller, idare hukuku alanında uzmanlaşmış ve müşterilere çeşitli hizmetler sunan avukatlardır. İdare hukuku, devletin kamu gücünü kullanırken uyması gereken kuralları ve vatandaşların bu gücün kötüye kullanılmasına karşı korunmasını sağlayan bir hukuk dalıdır. Sultanbeyli’deki idare hukuku avukatları, bu alanda uzmanlaşmış ve müşterilerine profesyonel destek sağlamaktadır.

İdare hukuku avukatları, müşterilerine çeşitli konularda hukuki danışmanlık hizmeti sunar. Bunlar arasında, idari işlemlere itiraz etme, idari yaptırımlara karşı savunma yapma, idari sözleşmelerin hazırlanması ve incelenmesi gibi konular bulunur. Ayrıca, idare hukuku davalarında müşterilerini temsil eder ve savunma stratejileri geliştirirler.

Sultanbeyli’deki idare hukuku avukatları, idare hukuku davalarında müşterilerine etkili bir şekilde yardımcı olmak için uzmanlıklarını kullanır. Bu davalar genellikle idari işlemlere karşı yapılan itirazlar, idari yaptırımlara karşı savunmalar ve idari sözleşmelerin uyuşmazlıkları gibi konuları kapsar. İdare hukuku avukatları, müşterilerinin haklarını korumak ve adil bir sonuç elde etmek için kanun maddelerini inceleyerek emsal kararlar oluştururlar.

İdare Hukuku Nedir?

İdare Hukuku, devletin yönetim faaliyetlerini düzenleyen bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, devletin kamu hizmetlerini yürütürken karşılaştığı hukuki sorunları çözmek amacıyla oluşturulmuş kuralları içerir. İdare Hukuku’nun temel prensipleri, devletin yetkilerinin sınırlanması, hukuka uygunluk, eşitlik, adalet, dürüstlük ve şeffaflıktır.

İdare Hukuku, devletin idari organlarıyla vatandaşlar arasındaki ilişkileri düzenler. Bu ilişkilerde, devletin kamu hizmetlerini yürütürken hukuka uygun davranması ve vatandaşların haklarını koruması önemlidir. İdare Hukuku, idari işlemlerin geçerliliği, idari yargı, idari sözleşmeler, idari sorumluluk gibi konuları kapsar.

İdare Hukuku’nun temel prensipleri, devletin idari faaliyetlerini sınırlamak ve vatandaşların haklarını korumak amacıyla oluşturulmuştur. Bu prensipler, idarenin keyfi davranışlardan kaçınmasını sağlar ve hukuka uygunluğu temin eder. Eşitlik ilkesi, devletin tüm vatandaşlara eşit davranması gerektiğini ifade ederken, adalet ve dürüstlük prensipleri ise idarenin tarafsız ve adil olmasını sağlar. Şeffaflık prensibi ise idarenin karar ve işlemlerini açıklıkla yapması gerektiğini belirtir.

İdare Hukuku’nun temel prensipleri, devletin vatandaşlarla olan ilişkilerinde adil, şeffaf ve hukuka uygun bir şekilde hareket etmesini sağlar. Bu prensipler, idarenin yetkilerini sınırlar ve vatandaşların haklarını korur. İdare Hukuku’nun amacı, devletin kamu hizmetlerini etkin ve verimli bir şekilde yürütmesini sağlamak ve vatandaşların haklarını korumaktır.

Sultanbeyli’de İdare Hukuku Avukatlarının Rolü

Sultanbeyli’de idare hukuku avukatları, müşterilere çeşitli hukuki hizmetler sunmaktadır. Bu avukatlar, idare hukuku alanında uzmanlaşmış ve deneyimli profesyonellerdir. Görevleri, müşterilerin idare hukukuyla ilgili sorunlarını çözmek ve haklarını korumaktır.

İdare hukuku avukatlarının rolü oldukça geniştir. İlk olarak, müşterilere hukuki danışmanlık hizmeti sunarlar. Bu danışmanlık hizmeti, müşterilerin idare hukukuyla ilgili sorunlarına çözüm bulmalarına yardımcı olur. Avukatlar, müşterilerin haklarını anlamalarına ve korumalarına yardımcı olur.

Ayrıca, idare hukuku avukatları, müşterileri idare hukuku davalarında temsil eder. Bu davalar, genellikle idari kurumlarla ilgili uyuşmazlıkları içerir. Avukatlar, müşterilerin haklarını savunmak ve en iyi sonucu elde etmek için hukuki stratejiler geliştirirler. Ayrıca, idari kurumlarla müzakereler yapar ve müşterilerin lehine sonuçlar elde etmeye çalışır.

İdare hukuku avukatları, müşterilerin idari işlemlerini takip etmelerine ve gerektiğinde itiraz etmelerine yardımcı olur. Bu avukatlar, müşterilerin idari kararlara karşı hukuki süreçleri başlatmalarına ve haklarını korumalarına yardımcı olur. Ayrıca, müşterilerin idari işlemlerini doğru bir şekilde yapmalarını sağlar ve hukuki süreçlerde müşterilerin yanında yer alır.

İdare hukuku avukatları, müşterilerin idari mevzuatı anlamalarına yardımcı olur ve onlara hukuki bilgi sağlar. Bu avukatlar, müşterilere idari mevzuatın gerekliliklerini ve yasaları anlatır, böylece müşterilerin haklarını korumalarına yardımcı olur.

Sultanbeyli’deki idare hukuku avukatları, müşterilerin idare hukukuyla ilgili sorunlarını çözmek ve haklarını korumak için uzman bir destek sağlar. Bu avukatlar, müşterilerin yanında yer alır ve onlara hukuki danışmanlık, temsil ve takip hizmetleri sunar.

İdare Hukuku Davaları

Sultanbeyli’de görülen idare hukuku davaları, vatandaşlar ile idari kurumlar arasındaki uyuşmazlıkların çözülmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu davalar, idari işlemlere karşı açılan davalardan, idari yaptırımların iptaline ilişkin davaların yanı sıra idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkları da kapsamaktadır.

Bu davaların süreci, idare mahkemelerinde gerçekleşir ve genellikle belirli bir prosedürü takip eder. İdare hukuku davaları, kanun maddelerine dayalı olarak incelenir ve emsal kararlarla desteklenir. Bu nedenle, bu davaların detaylı bir incelemesi ve doğru bir savunma stratejisi önemlidir.

İdare hukuku davalarının türleri çeşitlilik gösterebilir. Örneğin, idari işlemlere karşı açılan davalarda, bir kişi veya kuruluş, idari bir kararın hukuka uygun olmadığını iddia edebilir ve bu kararın iptalini talep edebilir. Diğer bir tür idare hukuku davası ise, idari yaptırımların iptaline ilişkindir. Bu durumda, bir kişi veya kuruluş, idari bir yaptırımın hukuka uygun olmadığını savunarak iptalini talep edebilir.

Ayrıca, idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar da idare hukuku davalarının bir parçasıdır. İdari sözleşmeler, idari kurumlarla vatandaşlar veya diğer kurumlar arasında yapılan sözleşmelerdir. Bu tür davalar genellikle, sözleşmenin ihlal edildiği iddiasıyla açılır ve taraflar arasındaki anlaşmazlığın çözülmesi için mahkeme tarafından incelenir.

İdare Hukuku Avukatının Rolü Davalarda

İdare hukuku davaları, idari işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü için açılan davalardır. Bu tür davalarda, idare hukuku avukatlarının rolü oldukça önemlidir. İdare hukuku avukatları, müşterilerine birçok hizmet sunar ve savunma stratejileri geliştirir.

Bir idare hukuku avukatı, müvekkilinin haklarını korumak ve davanın lehine sonuçlanmasını sağlamak için çeşitli hizmetler sunar. Bunlar arasında, dava sürecinin her aşamasında müvekkilin yanında olmak, delilleri toplamak ve analiz etmek, hukuki argümanlar geliştirmek ve mahkemede etkili bir savunma sunmak bulunur.

İdare hukuku avukatları, müvekkilin dava sürecindeki haklarını ve yükümlülüklerini anlamasına yardımcı olur. Ayrıca, müvekkilin idari işlem veya kararın hukuka uygunluğunu değerlendirmesine yardımcı olur ve gerekli hukuki adımları atmasını sağlar.

Savunma stratejileri geliştirmek de idare hukuku avukatlarının önemli bir görevidir. Bu stratejiler, davayı etkileyebilecek hukuki veya faktörel unsurları belirlemeyi içerir. Avukatlar, müvekkilin durumunu analiz eder ve en uygun savunma stratejisini geliştirir. Bu stratejiler, delillerin sunumu, tanık ifadeleri, hukuki argümanlar ve diğer taktiklerin kullanımını içerebilir.

İdare hukuku avukatlarının rolü, müvekkilin haklarını korumak ve davanın lehine sonuçlanmasını sağlamak için oldukça önemlidir. Profesyonel bir avukatın rehberliğinde, müvekkil dava sürecinde daha güvende hisseder ve hukuki açıdan en iyi sonucu elde etme şansını artırır.

İdare Hukuku Davalarında Kazanma Stratejileri

İdare hukuku davalarında başarı elde etmek için kullanılabilecek bazı stratejiler ve ipuçları bulunmaktadır. Bu stratejiler, davayı kazanma şansınızı artırmak ve müvekkilinizi en iyi şekilde savunmak için önemlidir.

Birinci strateji, davanızı iyi bir şekilde hazırlamaktır. Bu, kanun maddelerini ve emsal kararları incelemek, delilleri toplamak ve davanızı güçlendirecek argümanlar geliştirmek anlamına gelir. İyi bir hukuki araştırma yaparak, davayı daha iyi anlayabilir ve savunmanızı daha etkili bir şekilde sunabilirsiniz.

İkinci strateji, iyi bir iletişim kurmaktır. Müvekkilinizle düzenli olarak iletişim halinde olmak, onun endişelerini anlamak ve ona güncel bilgiler sağlamak önemlidir. Ayrıca, mahkeme ve karşı taraf avukatıyla etkili iletişim kurmak da önemlidir. İyi bir iletişim, davayı daha iyi yönetmenize ve müvekkilinizi daha iyi savunmanıza yardımcı olacaktır.

Üçüncü strateji, etkili bir savunma stratejisi geliştirmektir. Davanızı en iyi şekilde savunmak için güçlü argümanlar, deliller ve hukuki yetkinlik gereklidir. İdare hukuku avukatı olarak, müvekkilinizi en iyi şekilde temsil etmek ve onun haklarını korumak için etkili bir savunma stratejisi geliştirmeniz önemlidir.

Bunlar sadece bazı idare hukuku davalarında başarı elde etmek için kullanılabilecek stratejilerdir. Her dava farklıdır ve farklı stratejiler gerektirebilir. Bu nedenle, bir idare hukuku avukatıyla çalışmak, davayı en iyi şekilde yönetmek ve başarı elde etmek için önemlidir.

İdare Hukuku Avukatı Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Sultanbeyli’de bir idare hukuku avukatı seçerken dikkat edilmesi gereken birkaç önemli kriter bulunmaktadır. İdare hukuku davaları karmaşık ve özel bir alandır, bu nedenle doğru avukatı seçmek büyük önem taşır. İşte bir idare hukuku avukatı seçerken göz önünde bulundurmanız gereken bazı önemli kriterler ve ipuçları:

  • Uzmanlık ve Deneyim: İdare hukuku alanında uzmanlaşmış bir avukat seçmek, davalarınızda daha iyi bir savunma sağlayacaktır. Avukatın geçmişteki deneyimleri ve başarıları hakkında bilgi edinmek önemlidir.
  • Referanslar ve İncelemeler: Potansiyel bir avukatın müşteri referansları ve çevrimiçi incelemelerini kontrol etmek, onların profesyonellik ve hizmet kalitesi hakkında bilgi edinmenizi sağlar.
  • İletişim ve İlgilenme: İyi bir avukat, müşterileriyle etkili iletişim kurabilen ve onların endişelerine ilgi gösterebilen biridir. İşbirliği yapabileceğiniz bir avukat seçmek önemlidir.
  • Maliyet: Avukatın ücret politikasını ve masrafları hakkında net bir anlaşma yapmak önemlidir. Ayrıca, ücretlerin davanın sonucuna bağlı olarak nasıl değişebileceğini de sormak önemlidir.
  • Kişisel Tercihler: Avukatınızla uyumlu bir ilişki kurmak önemlidir. İşbirliği yapacağınız avukatın sizinle aynı değerlere ve hedeflere sahip olması, davanızı daha iyi savunmasına yardımcı olabilir.

Bu kriterlere dikkat ederek, Sultanbeyli’de doğru idare hukuku avukatını seçebilir ve davalarınızda en iyi sonuçları elde edebilirsiniz. Unutmayın, her dava benzersizdir ve bu nedenle bireysel ihtiyaçlarınıza en uygun avukatı bulmak önemlidir.

İdare Hukuku Avukatı ile İlgili Sık Sorulan Sorular

İdare Hukuku Avukatı ile İlgili Sık Sorulan Sorular

Sultanbeyli’de idare hukuku avukatlarıyla ilgili birçok soru sorulmaktadır. Bu makalemizde, sıkça sorulan bu soruların yanıtlarını ve açıklamalarını bulabilirsiniz.

Soru 1: İdare hukuku avukatı ne yapar?

Cevap: İdare hukuku avukatları, müvekkillerine idare hukuku konularında hukuki danışmanlık ve temsil hizmetleri sunar. İdare hukuku avukatları, idari işlemler, idari davalar, idari yaptırımlar ve idari sözleşmeler gibi konularda uzmanlaşmıştır.

Soru 2: İdare hukuku davalarında avukat zorunlu mu?

Cevap: İdare hukuku davaları karmaşık ve teknik nitelikte olabilir. Bu nedenle, bir idare hukuku davasında avukatın yardımı önemlidir. Bir avukat, davayı takip etmek, müvekkilini temsil etmek ve savunma stratejileri geliştirmek için gereklidir.

Soru 3: İdare hukuku avukatı nasıl seçilir?

Cevap: İdare hukuku avukatı seçerken dikkate almanız gereken bazı faktörler vardır. Bunlar arasında avukatın deneyimi, uzmanlık alanı, başarı oranı ve ücret politikası yer alır. Ayrıca, avukat ile iletişim kurabilme ve güven duyabilme yeteneğiniz de önemlidir.

Soru 4: İdare hukuku avukatının ücretleri nasıl belirlenir?

Cevap: İdare hukuku avukatlarının ücretleri genellikle davaların karmaşıklığına ve süresine bağlı olarak belirlenir. Avukatlar genellikle saatlik ücret veya dava başına ücret alır. Ücretler avukatlar arasında farklılık gösterebilir, bu nedenle avukatınızla ücret konusunu önceden netleştirmeniz önemlidir.

Soru 5: İdare hukuku avukatıyla nasıl iletişim kurabilirim?

Cevap: İdare hukuku avukatınızla iletişim kurmanın birçok yolu vardır. Bunlar arasında telefon, e-posta ve yüz yüze görüşmeler yer alır. Avukatınızla iletişim kurarken, sorularınızı sormaktan çekinmeyin ve endişelerinizi paylaşın. Avukatınız size hukuki süreç hakkında bilgi verecek ve size yardımcı olacaktır.

Bu makalemizde, Sultanbeyli’de idare hukuku avukatlarıyla ilgili sıkça sorulan soruların yanıtlarını ve açıklamalarını bulabilirsiniz. İdare hukuku avukatı seçerken dikkate almanız gereken faktörler ve iletişim kurma yöntemleri hakkında bilgi sahibi oldunuz. Umarız bu makale size yardımcı olmuştur.

İdare Hukuku Avukatı Ücretleri

Sultanbeyli’deki idare hukuku avukatlarının ücretlendirme politikaları ve genel olarak ne kadar ücret talep ettikleri hakkında bilgilendirici bir açıklama yapmak önemlidir. İdare hukuku davaları karmaşık olabilir ve uzun süreler alabilir, bu nedenle avukatlar genellikle saatlik ücretlerle çalışırlar.

İdare hukuku avukatlarının ücretleri, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir. Bunlar arasında avukatın deneyimi, uzmanlık alanı, dava karmaşıklığı ve süresi yer alır. Ayrıca, avukatın müşteriye sağlayacağı hizmetlerin kapsamı da ücretlendirme üzerinde etkili olabilir.

Bazı idare hukuku avukatları sabit bir ücret belirleyebilirken, diğerleri saatlik ücretlerle çalışmayı tercih edebilir. Bu durumda, avukatın çalışma süresi ve davanın karmaşıklığına bağlı olarak ücretlendirme yapılır. Saatlik ücretler genellikle avukatın deneyimi ve uzmanlığına bağlı olarak değişebilir.

Ücretlendirme politikaları avukattan avukata farklılık gösterebilir, bu nedenle bir idare hukuku avukatıyla çalışmadan önce ücretlendirme konusunu netleştirmek önemlidir. Avukatınızla bu konuyu görüşmek ve ücretler hakkında ayrıntılı bilgi almak, ileride herhangi bir anlaşmazlık veya sorun yaşamamak için önemlidir.

Sonuç olarak, Sultanbeyli’deki idare hukuku avukatlarının ücretlendirme politikaları davanın karmaşıklığına ve süresine bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, bir avukatla çalışmadan önce ücretlendirme konusunu netleştirmek ve ayrıntılı bir anlaşma yapmak önemlidir.

İdare Hukuku Avukatı Nasıl Bulunur?

Sultanbeyli’de bir idare hukuku avukatı bulmak için çeşitli yöntemler ve kaynaklar mevcuttur. İdare hukuku avukatı arayan kişiler, aşağıdaki yöntemleri kullanarak kendilerine en uygun avukatı bulabilirler:

  • İnternet Araştırması: İnternet, idare hukuku avukatlarını bulmak için en yaygın kullanılan kaynaklardan biridir. Arama motorlarında “Sultanbeyli idare hukuku avukatı” gibi anahtar kelimelerle arama yaparak birçok avukatın web sitesine veya avukatlık platformlarına ulaşabilirsiniz. Bu platformlarda avukatların profillerini inceleyebilir, deneyimlerini ve uzmanlık alanlarını öğrenebilirsiniz.
  • Avukatlık Barosu: Sultanbeyli Barosu, idare hukuku avukatlarının kayıtlarını tutan ve bilgi sağlayan bir kurumdur. Baro’nun web sitesini ziyaret ederek, Sultanbeyli’de faaliyet gösteren idare hukuku avukatlarının listesine ulaşabilirsiniz. Ayrıca, baro ile iletişime geçerek size uygun bir avukat önerisi isteyebilirsiniz.
  • Tanıdıkların Önerileri: Aile üyeleri, arkadaşlar veya iş arkadaşları gibi güvendiğiniz kişilerden idare hukuku avukatı önerisi alabilirsiniz. Bu şekilde, daha önce deneyim yaşamış olan insanların tavsiyelerine güvenebilir ve doğru bir seçim yapabilirsiniz.
  • İdare Mahkemeleri: Sultanbeyli’deki idare mahkemelerine giderek, idare hukuku davalarıyla ilgilenen avukatlar hakkında bilgi alabilirsiniz. Mahkeme salonlarında davaları takip ederek, avukatların performansını değerlendirebilir ve size uygun bir avukat bulabilirsiniz.

Bu yöntemlerden birini veya birkaçını kullanarak Sultanbeyli’de bir idare hukuku avukatı bulabilirsiniz. Avukat seçerken, deneyim, uzmanlık alanı, iletişim becerileri ve referansları gibi faktörleri göz önünde bulundurmanız önemlidir. Ayrıca, avukatlık ücretleri hakkında da bilgi almalı ve bütçenize uygun bir avukat seçmelisiniz. Unutmayın, doğru avukatı bulmak, idare hukuku davalarında başarılı olmanızı sağlayacaktır.

Detaylı bilgi ve danışmanlık almak için bizlere ulaşabilir ve bilgi alabilirsiniz.

Ümraniye İdare Hukuku Avukatı

Ümraniye İdare Hukuku Avukatı, Ümraniye’de faaliyet gösteren bir avukattır ve idare hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Bu avukatlar, vatandaşların devletle ilişkilerini düzenleyen idare hukuku konularında hizmet verirler. Rolü, müvekkillerine hukuki danışmanlık sağlamak, idare işlemlerine itiraz etmek, idare mahkemelerinde temsil etmek ve diğer idare hukuku konularında destek olmaktır.

Ümraniye İdare Hukuku Avukatı, müvekkillerine çeşitli hizmetler sunar. Bu hizmetler arasında, idari işlemlere itiraz etmek isteyen bireylere yardımcı olmak, haklarını korumak ve dava açmak veya savunma yapmak isteyenlere profesyonel destek sağlamak yer alır. Ayrıca, idare hukuku konusunda danışmanlık hizmetleri sunarak, müvekkillerinin idari süreçlerde doğru adımlar atmasını sağlar.

İdare Hukuku Nedir?

İdare hukuku, devletin yönetimiyle ilgili olan hukuk dalıdır ve vatandaşların devletle ilişkilerini düzenler. Bu hukuk dalı, devletin idari işlemlerini ve kararlarını denetler ve vatandaşların haklarını korur. İdare hukuku, idari mevzuatı ve idari yargıyı içerir.

Devletin yönetimiyle ilgili olan idare hukuku, kamu kurum ve kuruluşlarının faaliyetlerini düzenler. Bu hukuk dalı, devletin yetki kullanımını ve kamu hizmetlerini düzenleyen kuralları içerir. İdare hukuku, idari işlemleri, idari yargıyı, idarenin sorumluluğunu ve idari sözleşmeleri kapsar.

Vatandaşların devletle ilişkilerini düzenleyen idare hukuku, kişisel hak ve özgürlükleri korur. Bu hukuk dalı, vatandaşların idari işlemlere karşı itiraz etme haklarını ve idari mahkemelerde davalarını açma hakkını sağlar. Aynı zamanda, idare hukuku, devletin keyfi veya hatalı kararlarına karşı vatandaşların korunmasını sağlar.

İdare hukuku, vatandaşların devletle ilişkilerini düzenleyen önemli bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalının amacı, devletin yetki kullanımını sınırlamak ve vatandaşların haklarını korumaktır. İdare hukuku avukatları, bu alanda uzmanlaşmış ve deneyimli kişilerdir ve vatandaşların haklarını savunmak için hukuki destek sağlarlar.

Ümraniye’de İdare Hukuku Avukatı Neden Gereklidir?

Ümraniye’de idare hukuku avukatına ihtiyaç duyulmasının birkaç nedeni vardır. İdare hukuku avukatları, vatandaşların devletle ilişkilerini düzenleyen hukuk dalında uzmanlaşmışlardır. Bu avukatlar, bireylerin haklarını korumak, idari işlemlere itiraz etmek ve idare mahkemelerinde temsil etmek gibi önemli hizmetler sunarlar.

Bir idare hukuku avukatının en önemli rolü, bireylerin idari işlemlere karşı haklarını korumasına yardımcı olmaktır. Ümraniye’de yaşayan bir vatandaş, bir idari işlemle karşılaştığında, bu işleme itiraz etmek veya değiştirmek isteyebilir. İdare hukuku avukatları, bu tür durumlarda bireylerin haklarını savunarak onlara rehberlik ederler. Böylece, vatandaşlar haklarını koruyabilir ve adil bir şekilde işlem görebilirler.

Bunun yanı sıra, Ümraniye’de idare mahkemelerinde dava açmak veya savunma yapmak isteyenler de bir idare hukuku avukatının profesyonel desteğine başvurabilirler. İdare mahkemeleri, idari işlemlerle ilgili davaların görüldüğü yerlerdir. Bir vatandaş, bir idari işlemle ilgili bir anlaşmazlık yaşadığında veya haksız bir şekilde cezalandırıldığında, bir idare hukuku avukatıyla çalışarak bu durumu mahkemede savunabilir. Bu avukatlar, müvekkillerini en iyi şekilde temsil etmek için hukuki bilgi ve deneyimlerini kullanır ve adil bir sonuç elde etmelerine yardımcı olurlar.

Ümraniye’de idare hukuku avukatları, vatandaşların devletle ilişkilerinde doğru ve adil bir şekilde hareket etmelerini sağlamak için önemli bir rol oynarlar. Bu avukatlar, hukuki sorunlara çözüm bulmak, müvekkillerini temsil etmek ve haklarını korumak için uzmanlıklarını kullanırlar. Dolayısıyla, Ümraniye’de yaşayan bireylerin idari işlemlerle ilgili herhangi bir sorunla karşılaştıklarında, bir idare hukuku avukatından profesyonel yardım almaları önemlidir.

İdare İşlemlerine İtiraz

Ümraniye’de idari bir işleme itiraz etmek isteyen bireyler, bir idare hukuku avukatından yardım alabilir ve haklarını koruyabilir. İdare işlemleri, devletin vatandaşlar üzerinde yaptığı işlemleri içerir ve bazen bu işlemler haksız veya hukuka aykırı olabilir. Bu durumda, bireylerin haklarını korumak ve haksız idari işlemlere karşı itiraz etmek için bir idare hukuku avukatına başvurmaları önemlidir.

Ümraniye’de bir idare hukuku avukatı, bireylerin idari işlemlere karşı itiraz sürecinde profesyonel destek sağlar. Bu avukatlar, idari işlemlerin hukuka uygunluğunu değerlendirir, bireylerin haklarını arar ve gerektiğinde itiraz sürecini yönetir. İdare hukuku avukatları, müvekkillerine idari işlemlere nasıl itiraz edeceklerini ve hangi yasal yolları izleyeceklerini anlatır.

İdare işlemlerine itiraz etmek için bir idare hukuku avukatıyla çalışmanın birçok avantajı vardır. Bu avukatlar, bireylerin haklarını korumak için gerekli yasal süreci bilir ve müvekkillerini bu süreçte yönlendirir. Ayrıca, idari işlemlere itiraz ederken doğru belgelerin hazırlanmasına yardımcı olurlar ve müvekkillerin haklarını etkili bir şekilde savunmalarını sağlarlar.

Ümraniye’de idari bir işleme itiraz etmek isteyen bireyler, bir idare hukuku avukatıyla çalışarak haklarını koruyabilir ve adil bir sonuç elde edebilir. Bu avukatlar, bireylerin hukuki haklarını savunmak için gerekli bilgi ve deneyime sahiptir ve müvekkillerine profesyonel bir hizmet sunarlar.

İdare Mahkemelerinde Temsil

İdare mahkemeleri, vatandaşların idari işlemlerle ilgili dava açma veya savunma yapma ihtiyacını karşılamak için vardır. Ümraniye’de idare mahkemelerinde dava açmak veya savunma yapmak isteyenler, bir idare hukuku avukatının profesyonel desteğine başvurabilir.

Bir idare hukuku avukatı, müvekkilinin haklarını korumak ve idari işlemlerle ilgili hukuki süreçleri yönetmek için uzmanlığına dayanarak gereken desteği sağlar. Ümraniye’de idare mahkemelerinde dava açmak isteyenler, avukatlarına başvurarak dava sürecinde doğru adımları atabilir ve hukuki haklarını savunabilir.

İdare mahkemelerinde dava açmak veya savunma yapmak karmaşık olabilir ve hukuki prosedürlerin takibi gerektirebilir. Bu nedenle, bir idare hukuku avukatının profesyonel desteği, müvekkilin işlerini kolaylaştırabilir ve olumlu sonuçlar elde etmesini sağlayabilir.

İdare mahkemelerinde temsil edilmek, müvekkilin hukuki haklarını en iyi şekilde savunmak için önemlidir. Bir avukatın uzmanlığı ve deneyimi, davanın başarı şansını artırabilir ve müvekkilin adaletin yerini bulmasına yardımcı olabilir.

Ümraniye İdare Hukuku Avukatı Nasıl Seçilir?

Ümraniye’de bir idare hukuku avukatı seçerken dikkate almanız gereken birkaç faktör vardır. İlk olarak, avukatın deneyim ve uzmanlığına dikkat etmek önemlidir. İdare hukuku karmaşık bir alandır ve bu alanda deneyimli bir avukat, davalarınızın başarı şansını artırabilir. Ayrıca, avukatın daha önceki müşterileriyle olan referanslarına ve çevrimiçi incelemelerine göz atmanız da önemlidir. Bu bilgiler, doğru avukatı seçmeniz konusunda size yardımcı olabilir.

Bir diğer faktör ise avukatın iletişim becerileridir. İdare hukuku davaları genellikle karmaşık ve teknik konular içerir ve avukatınızın size bu konuları anlayabileceğiniz bir şekilde açıklaması önemlidir. İyi iletişim becerileri, avukatınızla etkili bir şekilde iletişim kurmanızı sağlar ve davalarınızı daha iyi anlamanıza yardımcı olur.

Ayrıca, avukatınızın sizinle çalışma tarzını da dikkate almanız önemlidir. Her avukatın farklı bir çalışma tarzı olabilir ve sizinle uyumlu bir avukat seçmek, davalarınızın daha verimli bir şekilde ilerlemesini sağlar. Avukatınızla bir ön görüşme yaparak, çalışma tarzını ve sizinle nasıl iletişim kuracağını öğrenebilirsiniz.

Doğru avukatı bulma yöntemleri arasında, çevrenizden veya tanıdıklarınızdan tavsiye istemek, baro derneklerine başvurmak ve çevrimiçi avukat arama platformlarını kullanmak yer alabilir. Bu yöntemler, size potansiyel avukatlar hakkında bilgi sağlayabilir ve seçiminizi yapmanızı kolaylaştırabilir.

Deneyim ve Uzmanlık

Ümraniye’de idare hukuku konusunda deneyimli ve uzman bir avukatın seçilmesi, davaların başarı şansını artırabilir. İdare hukuku, karmaşık bir hukuk dalıdır ve genellikle teknik ve ayrıntılı bilgi gerektirir. Bu nedenle, bir avukatın konunun derinliklerine hakim olması ve uzmanlık sahibi olması önemlidir.

Deneyimli bir avukat, daha önce benzer davalarla uğraşmış ve bu alanda birçok müvekkile yardımcı olmuş demektir. Bu deneyim, avukatın idare hukuku süreçlerine aşina olmasını ve müvekkillerine en iyi şekilde rehberlik etmesini sağlar. Ayrıca, deneyimli bir avukat, karşılaşabileceği sorunları önceden tahmin edebilir ve etkili bir savunma stratejisi geliştirebilir.

Uzmanlık da bir avukatın seçiminde önemli bir faktördür. İdare hukuku, sürekli değişen bir alan olduğu için, bir avukatın bu alanda uzmanlaşmış olması, güncel yasal değişiklikleri takip etmesini ve müvekkillerine en doğru ve etkili hukuki tavsiyeleri sunmasını sağlar. Uzman bir avukat, idare hukukuyla ilgili karmaşık sorunları çözmek için gerekli bilgi ve becerilere sahip olacaktır.

Referanslar ve İncelemeler

Ümraniye’de daha önceki müşterilerin referansları ve avukatın çevrimiçi incelemeleri, doğru avukatı seçmek için önemli bilgiler sağlayabilir. Bir idare hukuku avukatıyla çalışmadan önce, başarılı geçmiş davalara ve müşteri memnuniyetine sahip olduğundan emin olmanız önemlidir.

Bir avukatın referansları, geçmişteki müşterilerin deneyimlerini ve memnuniyetini yansıtır. Ümraniye’de idare hukuku avukatı ararken, avukatın daha önceki müşterilerinden referans istemek iyi bir başlangıç ​​noktası olabilir. Bu referanslar, avukatın profesyonellik düzeyini, başarı oranını ve müşteri memnuniyetini değerlendirmenize yardımcı olacaktır.

Ayrıca, avukatın çevrimiçi incelemelerini de kontrol etmek önemlidir. İnternet üzerindeki hukuk firması incelemeleri, diğer müşterilerin avukat hakkındaki düşüncelerini ve deneyimlerini paylaşır. Bu incelemeler, avukatın itibarını ve profesyonelliğini değerlendirmenize yardımcı olabilir. Olumlu incelemeler, avukatın güvenilirliğini ve başarısını gösterirken, olumsuz incelemeler dikkate alınmalı ve avukatla ilgili endişeleri değerlendirmenize yardımcı olur.

Doğru avukatı seçmek için referanslara ve çevrimiçi incelemelere dikkat etmek önemlidir. Bu bilgiler, sizin için en uygun avukatı bulmanıza yardımcı olacak ve idare hukuku davalarınızda başarı şansını artıracaktır.

Detaylı bilgi ve danışmanlık almak için bizlere ulaşabilir ve bilgi alabilirsiniz.

Ataşehir İdare Hukuku Avukatı

İdare hukuku, devletin ve diğer kamu kurumlarının faaliyetlerini düzenleyen bir hukuk dalıdır. Ataşehir İdare Hukuku Avukatı, müşterilerine bu alanda hukuki destek sağlamaktadır. Avukatın temel görevi, müvekkillerini idari işlemlere karşı korumaktır. Aynı zamanda, müvekkillerini idare mahkemelerinde temsil etmek de avukatın sorumlulukları arasındadır.

Ataşehir İdare Hukuku Avukatı, müşterilerine çeşitli hizmetler sunmaktadır. Bunlar arasında idari işlemlere itiraz etme sürecinde yardımcı olmak, idare mahkemelerinde temsil etmek ve müvekkillerin haklarını korumak yer almaktadır. Avukat, müvekkillerinin haklarını savunmak için hukuki bilgi ve deneyimini kullanır.

Ataşehir İdare Hukuku Avukatı, müşterilerine profesyonel bir hizmet sunmaktadır. Müvekkillerinin sorunlarını anlamak, onlara uygun hukuki çözümler sunmak ve onları süreç boyunca bilgilendirmek avukatın önceliklerindendir. Avukat, müvekkillerinin haklarını korumak için gerekli adımları atar ve onları idari işlemler ve mahkeme süreci konusunda bilgilendirir.

İdare Hukuku Nedir?

İdare hukuku, devletin ve diğer kamu kurumlarının faaliyetlerini düzenleyen hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, devletin nasıl çalıştığını ve kamu kurumlarının nasıl yönetildiğini inceler. İdare hukukunun temel amacı, devletin ve kamu kurumlarının hukuka uygun bir şekilde hareket etmesini sağlamaktır.

İdare hukuku, vatandaşların devlet ve kamu kurumlarıyla olan ilişkilerini düzenler. Bu ilişkiler, idari işlemler adı verilen süreçlerle gerçekleşir. İdare hukuku, vatandaşların idari işlemlere itiraz etme hakkını da korur.

İdare hukukunun temel prensipleri arasında hukukun üstünlüğü, eşitlik, adil yargılanma, şeffaflık ve hesap verebilirlik bulunur. Bu prensipler, devletin ve kamu kurumlarının vatandaşlara karşı sorumluluklarını yerine getirmesini sağlar.

İdare hukuku aynı zamanda kamu hizmetlerinin düzenlenmesi ve yönetimiyle ilgilenir. Kamu kurumlarının yetkileri, sorumlulukları ve sınırları idare hukuku tarafından belirlenir. Bu sayede, kamu hizmetlerinin etkin ve adil bir şekilde sunulması sağlanır.

İdare hukuku, devletin ve kamu kurumlarının vatandaşlarla olan ilişkilerini düzenleyen önemli bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalının temel prensipleri ve işleyişi, vatandaşların haklarını korumak ve devletin hukuka uygun bir şekilde hareket etmesini sağlamak için büyük önem taşır.

Ataşehir İdare Hukuku Avukatının Görevleri

Ataşehir İdare Hukuku Avukatı, müşterilerine çeşitli hukuki konularda yardımcı olur. Bu avukatlar, idare hukuku alanında uzmanlaşmış ve Ataşehir’de hizmet veren kişilerdir. İdare hukuku avukatlarının temel görevi, müvekkillerini idari işlemlere karşı korumaktır.

Bir Ataşehir İdare Hukuku Avukatı, müşterilerine idari işlemlere itiraz etme konusunda rehberlik eder. İdari işlemler, devletin veya diğer kamu kurumlarının yaptığı kararlar veya uygulamaları içerir. Müvekkillerin haklarının korunması için avukat, itiraz sürecinde müşterilere yol gösterir ve gerekli hukuki adımları atar. Bu süreçte avukat, itiraz dilekçelerini hazırlar, gerekli belgeleri toplar ve müvekkilini idari makamlar önünde temsil eder.

Bunun yanı sıra, Ataşehir İdare Hukuku Avukatları, müvekkillerini idare mahkemelerinde temsil eder. İdare mahkemeleri, idari işlemlere itiraz edilen durumların incelendiği ve karara bağlandığı yerlerdir. Avukat, müvekkilini mahkeme süreci boyunca temsil eder, savunma yapar ve müvekkilin haklarını korur. Mahkeme sürecinde avukat, delilleri sunar, tanıkları dinler ve müvekkilin lehine olan argümanları ileri sürer. Böylece, müvekkilin hakkını savunur ve adil bir sonuç elde etmesine yardımcı olur.

İdari İşlemlere İtiraz

Ataşehir İdare Hukuku Avukatı, müşterilerin idari işlemlere itiraz etmelerine yardımcı olur. İdari işlemler, devlet veya diğer kamu kurumları tarafından gerçekleştirilen kararlar, düzenlemeler veya uygulamaları içerir. Bu işlemlere itiraz etmek, vatandaşların haklarını korumak ve haksızlık durumlarında adaleti sağlamak için önemlidir.

İtiraz süreci, Ataşehir İdare Hukuku Avukatı tarafından yönlendirilir ve desteklenir. İlk olarak, müşterinin itiraz edeceği idari işlemin doğru bir şekilde belirlenmesi gerekir. Avukat, müşteriye bu süreçte rehberlik eder ve işlemin hukuka uygunluğunu değerlendirir. İtirazın dayanacağı hukuki argümanlar hazırlanır ve savunma stratejisi oluşturulur.

Ataşehir İdare Hukuku Avukatı, müşterinin haklarını korumak için idari itiraz başvurusunu hazırlar ve ilgili kuruma sunar. Bu aşamada, avukatın tecrübesi ve uzmanlığı büyük önem taşır. İtiraz başvurusu, hukuki gerekçelerle desteklenir ve müvekkilin taleplerini etkili bir şekilde iletmek için özenle hazırlanır.

İdari itiraz süreci karmaşık olabilir ve hukuki bilgi gerektirebilir. Bu nedenle, Ataşehir İdare Hukuku Avukatı, müşterilere profesyonel rehberlik sağlar ve sürecin her adımında destek sunar. Avukat, müvekkilin haklarını savunur ve idari işlemlere karşı etkili bir şekilde mücadele eder. Bu sayede, müşterilerin haksızlığa uğraması önlenir ve adaletin sağlanması için çaba harcanır.

İdare Mahkemelerinde Temsil

Ataşehir İdare Hukuku Avukatı, müvekkillerini idare mahkemelerinde temsil eder. İdare mahkemeleri, idari işlemlere itiraz eden ve hukuki süreç başlatan kişilerin davalarını inceleyen mahkemelerdir. Bu mahkemelerde, idare hukuku avukatı müvekkilinin haklarını savunur ve onu yasal süreç boyunca temsil eder.

İdare mahkemelerinde temsil etmek, avukatın en önemli görevlerinden biridir. Avukat, müvekkilinin davasını hazırlar, gerekli belgeleri toplar ve mahkemede sunar. Aynı zamanda, mahkeme süreci boyunca müvekkilinin haklarını korur ve onu en iyi şekilde temsil eder. Avukat, idare mahkemelerindeki yasal prosedürleri bilir ve müvekkilinin davasını en etkili şekilde ilerletmek için gerekli adımları atar.

İdare mahkemelerinde temsil, zaman zaman karmaşık olabilen bir süreç olabilir. Bu nedenle, Ataşehir İdare Hukuku Avukatı, müvekkilinin davasını en iyi şekilde savunmak için gerekli bilgi ve deneyime sahip olmalıdır. Avukatın görevi, müvekkilinin hukuki haklarını korumak ve adil bir sonuç elde etmek için mücadele etmektir.

Detaylı bilgi ve danışmanlık almak için bizlere ulaşabilir ve bilgi alabilirsiniz.

Tam Yargı Davası

Tam yargı davası idarenin eylemlerinden kaynaklanan zararlar ile ilgili olarak kişilerin uğramış oldukları bu zararların tazmini amacıyla açılan ve idare mahkemelerinin yani idari yargının görevli kılındığı dava türü olarak tanımlanmaktadır. İdarenin fiilleri nedeniyle açılan bu tazminat davası içeriğine maddi tazminat olabileceği gibi manevi tazminat da dahil edilebilmektedir. Tam yargı davası, hukuk davalarında görülen alacak ve tazminat davalarının idare hukukundaki yansıması olarak düşünülmektedir. İdari dava türlerinden tam yargı davası idari işleme dayanıyorsa, kişinin isteğine göre iptal davası ile birlikte açılabileceği gibi iptal davası sonuçlandıktan sonra bu davadan bağımsız olarak da açılabilmektedir. Üç dereceli yargı sisteminin bulunduğu idari yargılama hukukunda tam yargı davası için ilk derece mahkemesi olarak vergi ve idare mahkemeleri, istinaf yargılaması için bölge idare mahkemeleri ve son aşama olan temyiz incelemesi için Danıştay görevlidir. Danıştay, istisnai olarak bazı davalarda ilk derece mahkemesi olarak görevli kılınmıştır.

Tam Yargı Davası Çeşitleri Nelerdir

Tam yargı davası idare hukukunda, idari mercilerin işlem ve eylemlerinden dolayı kişilerin uğradığı maddi ve manevi zararlar anlamına gelmektedir. Bu anlamda tam yargı davası dört türde ele alınmaktadır. Bunlar tazminat davası niteliğinde, istirdat davası niteliğinde, vergi davası niteliğinde ve idari sözleşmelerden meydana gelen tam yargı davası olarak sınıflandırılmaktadır.

  1. Tazminat Davası Niteliğinde Tam Yargı Davası

İdari mercilerin yapmış olduğu eylemler ve tesis ettiği işlemler nedeniyle kişilerin uğradığı maddi ya da manevi zararların tazmini amacıyla açılan idari dava türüne verilen addır. En yaygın örneği idarenin hizmet kusuru ile gerçekleşen zararlara ilişkin maddi manevi tazminat davasıdır. Örnek olarak belediyenin bir yapı inşa ederken yapının yanındaki binayı yıkması durumunda bina sahibinin idare aleyhine açtığı maddi manevi tazminat davası verilebilir.

  1. İstirdat Davası Niteliğinde Tam Yargı Davası

İstirdat davası, zilyet olmayan malikin, malik olmayan zilyede karşı açtığı geri alma davası olarak tanımlanmaktadır. İdari mercilerin haksız yere elde etmiş olduğu değerlerin kişi tarafından geri alınabilmesi amacıyla açılan idari tazminat davasına istirdat davası niteliğinde tam yargı davası adı verilmektedir. Örnek olarak vergi dairesinin tahsil etmiş olduğu fazla verginin, açılacak tam yargı davası ile kişiye geri ödenmesi verilebilir.

  1. Vergi Davası Niteliğinde Tam Yargı Davası

Vergi davası, vergi mahkemelerinde açılan ve iptal davası ile tam yargı davası şeklinde iki çeşidi olan bir dava türüdür. Vergi davası niteliğinde tam yargı davası, tahakkuk eden verginin miktarına ya da bu verginin esasına ilişkin idari dava türüdür.

  1. İdari Sözleşmelerden Doğan Tam Yargı Davası

İdari merciler, sahip oldukları kamu tüzel kişiliği sıfatının kendilerine verdiği kamu gücünü kullanarak, tek taraflı otoritelerini kullanarak özel hukuk kişileri ile sözleşme yapabilmektedirler. Bu idari sözleşmelere ilişkin uyuşmazlıklar bir tarafının idari merciler yani kamu idareleri olması sebebiyle idari yargıda görülerek çözüme ulaştırılır. İdari işlemlerin hukuka uygunluğu ve aykırılığı hususlarının değerlendirilmesi sonucu çözümlenen bu davalar sözleşme hükümlerinin değerlendirilmesinden bağımsızdır.

İdarenin Hizmet Kusuru Nedeniyle Tazmin Sorumluluğu

İdarenin iş ve işlemlerinde, verdiği kamu hizmetlerinde bu hizmetlerin geç, kötü ve ya hiç işlememesi gibi durumlarda idarenin hizmet kusuru meydana gelmektedir. İdarenin hizmet kusuru, verdiği kamu hizmetindeki aksaklıklar, gecikmeler ya da yerine getirilmemeleri ile birlikte ortaya çıkar. Burada idari merciin kusurluluk hali mevcuttur ve esasen sahip olduğu kusursuz sorumluluğun istisnası olarak karşımıza çıkmaktadır. Kamu yararı amacıyla yerine getirilen kamu hizmeti bazı durumlarda idari mercilerin kusurlu hareketleriyle birlikte aksaklığa uğrar. Bu aksaklıklara örnek vermek gerekirse;

– İtfaiyenin yangın yerine geç intikal etmesi sonucunda yangının yan eve sıçraması

– Doktorun (devlet hastanesinde çalışması kaydıyla) ameliyat makasını hastanın içinde unutması ve hastanın bu sebeple enfeksiyon kapması

– Terk edilen askeri deponun içinde bırakılmış mühimmatların patlayarak etraftakilerin ölümüne neden olması

İdarenin Kusursuz Sorumluluk Nedeniyle Tazmin Sorumluluğu

İdarenin kusursuz sorumluluğu, yalnızca sonuç ve sonuca neden olan olayın idarenin işlemi olması durumundan kaynaklanan ve başka herhangi bir sebebin aranmadığı hallerdir. Kusursuz sorumluluk halinde, adından da anlaşılacağı üzere idarenin herhangi bir kusuru olmasına gerek yoktur. Neden ve sonuç arasındaki nedensellik bağının kopmaması yeterli ve gereklidir. İdarenin tesis ettiği işlemin ya da gerçekleştirdiği eylemin bu sonuca yol açması gerekir. İdari mercilerin risk içeren ve tehlikeli olduğu varsayılan iş ve işlemleri için geçerli olan bir durumdur. Tam yargı davası bu risk ve tehlikeler sonucunda meydana gelen maddi ve manevi zararın giderilmesi için açılmaktadır.

Bunlar dışında, idarenin kusurlu ya da kusursuz sorumluluğu dışında kalan durumlarda idarenin sosyal risk sorumluluğu meydana gelmektedir. Sosyal risk sorumluluğunun bilinen en tipik örneği ise terör eylemleri sonucunda meydana gelen maddi ve manevi kayıp nedeniyle açılan tam yargı davası olarak karşımıza çıkmaktadır.

Tam Yargı Davası Nasıl Açılır

İdarenin eylemleri nedeniyle zarara uğrayan kişi dava açmadan önce dava şartı olarak idari başvuru işlemini yerine getirmek zorundadır. Bu da eylemin meydana gelmesinden itibaren 1 yıl ve her halükarda eylemin gerçekleşmesinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süreye tabidir. Bu süre içerisinde idareye yapılan başvurular reddedildiği ya da cevaplanmadığı takdirde, bu sürelerin sonundan başlamak üzere 60 gün içerisinde idari yargıda tam yargı davası açmak zorundadırlar. Bu davanın idarenin eylemine dayanması durumunda tam yargı davası açılırken, idarenin işlemine dayanan zararlarda iptal davasıyla birlikte ya da ayrı olarak tam yargı davası açılabilmektedir. Tam yargı davası açabilmek için gereken sürenin vergi mahkemelerinde 30 gün olduğuna dikkat edilmesi gerekmektedir.

İdarenin eylemlerinden kaynaklanan bir zararın mevcut olması durumunda idareye başvuru önceliklidir. İdareye başvurulmaksızın tam yargı davası açılması durumunda, mahkeme dava dilekçesini resen idareye gönderecektir. İlk inceleme esnasında idari başvurunun yapılıp yapılmadığı incelenerek bu yönde bir işlem yapılmaktadır. İdareye gönderilen dilekçenin ardından  idareye tanınan 30 günlük cevap hakkı süresinin dolmasıyla birey dava açabilir duruma gelecektir. Bu halde idare mahkemelerinde görülecek tam yargı davasının 60 gün içinde, vergi mahkemelerinde görülecek tam yargı davalarında ise 30 günlük hak düşürücü süre içinde açılması gerekmektedir. Burada bahsi geçen 1 ve 5 yıllık sürelerin, idareye başvurmak için öngörülen süreler olduğu dikkatten kaçırılmamalıdır. Zira idarenin verdiği cevaplara ya da zımni ret kararlarına karşı dava açma süresi 1 ve 5 yıl değil 60 günlük süreye tabidir. Hak düşürücü ve kısa süreler olarak düzenlenen idari yargılama hukukunda iptal ve tam yargı davası açma sürelerine bu bakımdan da oldukça dikkat edilmesi gerekmektedir.

Tekrar belirtmek gerekirse, 1 yıl ve 5 yıl olarak belirlenmiş süreler eylemin gerçekleşmesinden itibaren işleyen ve kamu idaresine başvurmanız gereken uzun sürelerken, idari yargıda açacağınız tam yargı davasını bu başvurulara verilecek cevaba karşı 60 gün içerisinde açmanız gerekmektedir. Alanında uzman ve kaliteli kadromuz Ankara idare avukatı arayışınızda sizlere tam yargı davası açmanız ve yürütmeniz konusunda hukuki destek vermekten onur duyacaktır. Hak kaybı yaşamamanız adına idare hukuku alanında yetkin avukatlarımız ile görüşebilmek ve bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.

Kamulaştırmasız El Atma

Kamulaştırmasız el atma idari mercilerin kendilerine tanınmış olan kamulaştırma usullerinden bağımsız ve usule aykırı şekilde, özel mülkiyete konu taşınmaz mallar üzerinde idari işlemle mülkiyeti sınırlandırıcı el koymaları ya da bedelsiz olarak fiili el atma gerçekleştirmeleri şeklinde tanımlanmaktadır. İdari merciler ya da diğer adıyla kamu idareleri usule uygun kamulaştırma işlemleri yapma hakkına sahiptirler. Belirli hukuki prosedürleri olan usulüne uygun kamulaştırma işlemi, özel mülk sahibine bedel ödemek kaydıyla gerçekleştirilmektedir. Ancak kamulaştırmasız el atma durumunda kamu idaresi hiçbir bedel ödemeksizin özel mülkiyette bulunan mal üzerinde hakimiyet kurarak asıl hak sahibinin mülkiyet hakkını kısıtlamaktadır.

Kamulaştırmasız el atma yapan kamu idareleri bu müdahale sonucunda özel mülkiyet sahibinin meydana gelen her türlü zararını gidermekle yükümlüdür. Uygulamada fiili el atma ve hukuki el atma olarak iki türü bulunan kamulaştırmasız el atma, Kamulaştırma Kanunu uyarınca belirlenmiş ve idareye bir yetki tanıyan kamulaştırma işleminin usule aykırı olarak yapılmış halidir.

  1. Fiili El Atma

İdarenin kamu hizmetini yerine getirmek amacıyla özel mülkiyete tabi taşınmaz üzerinde yapı inşa etmesi gibi durumlar fiili el atma olarak adlandırılmaktadır. Kamu idaresi fiili el atma gerçekleştirirken hiçbir bedel ödemeden özel hukuk tüzel kişisine ait taşınmazı yahut gerçek kişiye ait özel mülkiyete haiz taşınmazı kendi adına fiilen kullanır. Bu durumda kamu idaresi, kamulaştırma usullerine uymaksızın ve gerekli iş ve işlemleri yapmaksızın özel mülkiyete tabi taşınmaz üzerinde fiili hakimiyet kurarak burada bir yapı ya da herhangi bir tesis inşa eder.

  1. Hukuki El Atma

Hukuki el atmada fiili el atmadan farklı olarak kamu idaresinin taşınmaz üzerinde fiilen bir tesis ya da yapı kurmadan, yalnızca hukuki durumunun değiştirilmesi söz konusudur. Danıştay’ın bir kararında[1] davacının pay sahibi olduğu dava konusu taşınmazın büyük kısmının okul ve yol olarak ayrılmasının fiili el atma olmasa da hukuki el atma olduğuna karar verilmiştir.

Fiili El Atma İle Hukuki El Atma Arasındaki Benzerlikler ve Farklar

  • Her iki kamulaştırmasız el atma türünde de kamu yararı güdülmektedir.
  • Hem fiili el atmada, hem de hukuki el atmada idare bahse konu taşınmazlara el atarken sahiplenme amacıyla el atar.
  • Fiili el atmada zilyetliğin idareye geçirilmesi söz konusudur ancak mülkiyet hakkı halen asıl malike bırakılmaktadır. Hukuki el atmada ise zilyetlik de, maliklik de hak sahibinde kalmaya devam eder ancak malikin sahip olduğu haklar kısıtlanır. Bu hak mülkiyet hakkıdır.
  • Fiili el atma halinde mülkiyet kamu idaresine; malikin rızası ile, usulüne uygun kamulaştırma ile ya da dava ile mülkün bedeli malike ödenerek geçirilebilmektedir. Hukuki el atma için de aynı şartlar geçerlidir.
  • Fiili el atma şeklindeki kamulaştırmasız el atma işleminde idarenin usulüne uygun davranma niyeti yoktur. Hukuki el atma durumunda ise kamu idaresi kanun uyarınca usulüne uygun olarak kamulaştırma yapılması öngörülen 5 yıllık süre içerisinde kamulaştırma yapma amacıyla hareket etmektedir.
  • Kamulaştırmasız el atma türlerinden biri olan fiili el atmada kamu idaresinin eylemi haksız fiildir ve sonradan verilen rızayla ya da benzeri hukuki işlemle hukuka uygun hale getirilemez. Hukuki el atmada ise durum daha farklıdır. Zira bu durumda idarenin eylemi sessiz kalması sonucunda oluşan bir idari eylemdir. Buradaki hukuka aykırılık mülkiyet hakkını sınırlandıran işlem sonucunda kamulaştırmanın 5 yıl içerisinde yapılmaması halinde gerçekleşmektedir.
  • Kamulaştırmasız el atma davalarından fiili el atmaya ilişkin olanlar adli yargıda görülürken hukuki el atma davalarında idari yargı görevlidir.

Kamulaştırmasız El Atma Davası

Kamulaştırmasız el atma davası belli şartlar oluşması halinde açılabilecek bir davadır. Kamulaştırmasız el atma davası için davacı tapu sahibidir. Taşınmazına haksız olarak el atılmış olan gerçek ya da tüzel kişi yetkili organları bu davayı açma hakkını haizdir. Tapu sahibinin sağ olmaması durumunda davacılık hakkı mirasçılarına geçmekte olup, mirasçılar bu davanın tarafı olabilmektedir. Fiili el atma için görevli mahkeme daha önce de belirtmiş olduğumuz üzere asliye hukuk mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise haksız el atmanın konusu taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Hukuki el atmada idare mahkemeleri yine dava konusu taşınmazın bulunduğu yerdeki mahkemeler olarak düzenlenmiştir. Aşağıda açıklayacağımız tüm unsurların bir arada bulunmasıyla birlikte kamulaştırmasız el atma davası açılabilir hale gelecektir. Zira bazı unsurların mevcut olmaması yalnızca idarenin haksız fiili olarak nitelendirilmesine neden olabilecek ve bu nedenle kamulaştırmasız el atma davası açılması önünde engel olacaktır. Bu unsurlar şunlardır:

  • Kamu İdaresinin Özel Mülkiyetteki Taşınmaza Kamu Yararı Güderek El Atması

Kamulaştırmasız el atma davası açılabilmesi için ilk şart dava konusu edilebilecek bir taşınmazın bulunmasıdır. Bunun yanı sıra özel mülkiyete tabi bu taşınmaza kamu yararı amacı taşıyan bir idari eylem sonucunda el atılmış olması gerekmektedir. İdarenin meydana getirdiği hukuka aykırı eylemde dahi kamu yararı amacıyla hareket etmiş olması esastır. Kamu yararı taşımayan bir el atma sonucunda malike tanınan tek hak idarenin haksız fiil sorumluluğuna gidebilmesidir. Kamulaştırmasız el atma davası bu bakımdan yalnızca kamu yararı ile hareket eden idarenin bir eylemi sonucunda gidilebilecek olan yoldur.

  • Kamulaştırmasız El Atma Yapan Kamu İdaresinin El Atmayı Yetkili ve Görevli Kılındığı Konularda ve Alanda Yapmış Olması

Devlet tüzel kişileri ve kamu tüzel kişileri, kanunla kendilerine kamulaştırma hakkı ve yetkisi verilmiş kamu idareleridir. Dolayısıyla kamulaştırmasız el atma davası açabilmek için haksız el atmanın kanunla yetkili kılınmış idareler eliyle yapılmış olması gerekmektedir. Ayrıca, bu el atmanın yapılabilmesi için hakkı kullanan kamu idaresinin görev alanına açıkça girmekte olan bir konuda yapılmış olması şartı aranmaktadır.

  • Kamulaştırmanın Usule Uygun Olarak Yapılmamış Olması

Mülkiyet hakkını gasp eden kamulaştırmasız el atma, kamu idaresinin hukuka uygun ve usulü belli olan, ayrıca ve açıkça kendisine verilmiş bir hak olarak düzenlenen kamulaştırma işlemini hukuka aykırı olarak gerçekleştirmesiyle olur. Bu yönüyle kamulaştırmasız el atma olan fiili el atma ya da hukuki el atmalarda idareye tanınan kamulaştırma yetkisi usulüne uygun olarak kullanılmamaktadır. İdarenin kamulaştırma işlemlerini gerçekleştirmeksizin, bedel ödemeden örneğin yol yapımı sırasında özel mülkiyete tabi parselleri kullanması ya da bu taşınmazlar üzerinde özel mülkiyete tabi yapıları yıkması gibi eylemleri kamulaştırmasız el atma olarak değerlendirilmektedir. Kamulaştırma kamu idaresinin yasal mal edinme yöntemi olarak gösterilirken kamulaştırmasız el atma hali ise durumun tam tersi yani yasal dayanak arz etmeyen bir işlemdir.

  • Özel Mülkiyete Tabi Taşınmaza Fiilen El Atılmış Olması

Fiilen el atma aslında özel hukuk tüzel kişisi ya da gerçek kişinin taşınmaz üzerinde sahip olduğu mülkiyet hakkını kısıtlayan bir eylemdir. Davaya konu taşınmazın idarece fiilen işgal edilerek kullanılıyor olması yahut üzerinde yapı, tesis gibi binaların inşa edilmiş olması da fiili el atmadır. Kamulaştırmasız el atma davası açabilmek için özel mülkiyete tabi ve malikinin bu yapı ya da taşınmazın üzerinde sahip olduğu mülkiyet hakkı idarenin fiili el atmasıyla kısıtlanmalıdır.

[1] Danıştay HGK, K:2015/1773.

İptal Davası

İptal davası idare hukuku alanıyla ilgili bir dava türü olup, Devlet-birey arası işlemlerin yani bir diğer adıyla idari işlemlerin iptaline ilişkin talepleri içermektedir. İdari işlemlerin hukuka aykırı tesis edilmiş olması nedeniyle açılan ve idari yargıda görülen iptal davası, bünyesinde barındırması gereken unsurlardaki sakatlıklar sonucunda iptale tabi hale gelmektedir. İptal davası nedir sorusunun cevabını vermeden önce idari işlemin tanımını yapmakta fayda bulunmaktadır. İdari işlemler, kamu gücüne sahip olan idari mercilerin tek taraflı üstünlüklerini kullanmak suretiyle bireyler hakkında tesis ettikleri ve kamu yararı güden işlemlere verilen isimdir. Bu bakımdan idari işlemlerin kamu yararı amacı taşıması gerekmektedir.

Bir idari işlemin iptal davasına konu edilebilmesi için öncelikle kamu kurumunca, kesin ve yürütülebilir (icrai) nitelikte, kamu hizmetinin icra edilebilmesi amacıyla ve yararına tesis edilmiş olması gerekmektedir. Bireysel ve düzenleyici olmak üzere ikiye ayrılan idari işlemlere karşı yürütülecek iptal davası idari yargının görev alanına giren; bu anlamda üç dereceli olarak sırasıyla idare mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’ın görevli olduğu dava türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun dışında ise vergi ihbarnamelerine karşı vergi mahkemelerinin ilk derece mahkemesi olarak görevli tutulduğu iptal davası mevcuttur.

İptal Davasına Tabi İdari İşlemlerin Özellikleri

İptal davası açılabilmesi için idari işlemin birtakım özelliklere sahip olması gerekmektedir. Bu özellikler;

  • İdari işlemin bir kamu idaresi tarafından tesis edilmiş olması

İdari işlemin iptal davasına konu edilebilmesi için, işlemin kamu idaresi yani bir diğer deyişle Devlet otoritesine sahip bir kurum yetkilisi tarafından tesis edilmiş olması gerekmektedir. İdari davalar kamu ile birey arasındaki uyuşmazlıkların çözümlendirilmesi ile alakalı olduğu için; dava konusunun bir tarafının mutlaka idare olması şartı aranmaktadır.

  • İdari işlemin tesis ediliş amacı kamu hizmetinin yürütülmesi olmalı

Kamu hizmeti toplumsal yaşamı rahatlatmak ve kolaylaştırmak amacıyla kamu eliyle yürütülen, bireylerin ortak ve devamlı ihtiyaçlarının karşılanmasını öngören hizmetlere bütününe verilen isimdir. Kamu idareleri bu hizmetleri kendi verebileceği gibi yetersiz kaldığı durumlarda özel hukuk tüzel kişilerini aracı olarak kullanarak da gördürebilmektedir.

  • İşlemin idarenin tek taraflı üstünlüğü sonucunda tesis edilmiş olması

İdari otoriteler kamu tüzel kişiliğini haiz olmaları nedeniyle sahip oldukları tek taraflı üstünlüklerine dayanarak bazı işlemler tesis ederler. Bu işlemler idari işlemler olarak tanımlanmaktadır. Tek taraflı irade açıklaması şeklinde tezahür eden idari işlemlerin uygulanabilmesi için başka herhangi bir irade açıklamasına yahut başka bir işleme gerek yoktur.

  • Kesin ve icra edilebilir bir işlem olması

Bir idari işlemin iptal davası bakımından konu edilebilmesi için bu işlemin kesin ve yürütebilir bir işlem olması gerekmektedir.

İptal Davası Şartları

İdari işlemler, taşımaları gereken geçerlilik şartlarını taşımamaları nedeniyle iptal davasına konu edilirler. İdari işlemlerin sağlık şartları yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu beş şarttan birinin dahi eksik olması idari işlemi sakat hale getirir ve neticesinde bu işlemin iptal edilebilirliği söz konusu olur. Bu unsurlardaki eksiklik idari işlemin hukuka aykırı tesis edildiği anlamını taşır ve hukuka aykırı her işlem, dava şartlarını taşıması durumunda iptal davası bakımından konu edilebilir niteliktedir.

  1. Yetki Unsuru

İdari otoriteler kendilerine açıkça yetki verilmediği durumlarda yani yetkisiz oldukları konuda işlem yaptıklarında bu işlem yetkisizlik nedeniyle iptal edilebilecektir. İdare hukukunda kurum ve yetkililere, kanun, yönetmelik ve tüzükler aracılığıyla hangi konularda yetkili olduklarını tanımlamıştır. Bu yönüyle yetkisini aşarak işlem tesis etmiş makamların ya da kişilerin işlemleri iptal davasına konu edilebilmektedir. Zira bu şekildeki işlemler yetki yönünden sakat işlemlerdir ve bu sebeple hukuka aykırı işlemlerdir.

  1. Şekil Unsuru

İdari işlemler sıkı şekil şartlarına bağlanmıştır. Bu anlamda bağlandıkları şekli şartlara uyulmadan tesis edilen idari işlemler, taşımaları zorunlu beş unsurdan biri olan şekil unsuruna aykırılık taşımaları sebebiyle iptale tabi olacaklardır. Belli aşamalardan geçerek tesis edilmesi gereken bir idari işlemin aşamalardan birinin atlanması suretiyle tesis edilmesi şekil unsurundaki bir sakatlık anlamına gelmektedir. Bu durumdaki bir idari işlem de iptal davası açılabilecek olan bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.

  1. Sebep Unsuru

Sebep unsuru ile idari işlemi yaparken idari otoritenin bu işlemi yapmaktaki gerekçesi kastedilmektedir. İdari mercilere tanınan takdir yetkisi bu bakımdan sebep unsurunun istisnası gibi görünse de bu takdir yetkisinin sebebe dayalı olması esastır. Sebep bakımından sakat bir idari işlem konu yönünden ise mutlaka sakat olmaktadır zira sebepsiz konu unsuru olamaz.

  1. Konu Unsuru

Sebep unsuru belirlenmiş yani gerekçeli bir idari işlemin, birey nezdinde meydana getireceği hukuki sonuç idari işlemin konu unsurunu oluşturmaktadır. İptal davası herhangi bir unsurunda sakatlık bulunan idari işlemin iptal edilmesi için açılan ve idari yargıda görülen bir dava türüdür. Bu anlamda konu unsurundaki bir sakatlık işlemin iptal davasına konu edilebilmesine yol açacaktır.

  1. Amaç Unsuru

İdari işlemlerin taşıması gereken tek amaç kamu yararıdır. Bunlar dışındaki bireysel amaç ve sebepler sonucunda idari işlem tesis edilememektedir. Kamu yararı amacı taşımayan tüm idari işlemler iptal ile sonuçlanmaktadır. Zira idari mercilerin öncelikli ve tek amacı toplumun sürekli nitelikte ve devamlılık arz eden ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu sebeple tesis edilen idari işlemlerin amacı yalnızca kamu yararıdır.

İptal Davası Açma Süresi ve İptal Davası Zamanaşımı

İptal davası zamanaşımı değil hak düşürücü sürelere tabi bir dava türüdür. İdari işlemin bireye tebliğinden itibaren başlayan 60 günlük genel dava açma süresi mevcuttur. Hukuk davalarına göre çok daha kısıtlı bir süreye tabi olan iptal davası açma süresi kaçırıldığı takdirde dava açmak mümkün olmamaktadır. Vergi mahkemelerindeki iptal davası açma süresi ise 30 gün olarak öngörülmüştür. Burada dikkat edilmesi gereken nokta sürelerin iş günü olarak değil yalnızca gün olarak belirlendiği hususudur. Hak kaybına uğramamak için tebligat elinize ulaşır ulaşmaz alanında bilgili ve tecrübeli bir idare hukuku avukatına başvurmanız sizin yararınıza olacaktır. Zira idare hukuku ve iptal davası, ihtisas gerektiren özgün bir hukuk dalı olup sizi doğru yönlendirecek bir avukatın eliyle yürütülmesi önem arz etmektedir. Yürütme durdurma kararı ve buna yönelik itirazların tabi olduğu 7 günlük sürenin kaçırılması sizi olumsuz etkileyip hak kaybına uğramanıza neden olabilir. Bu sebeple iptal davası açma süresi, yürütme durdurma kararının reddine itiraz süresi, istinaf başvuru süresi gibi sınırlı sürelere tabi dilekçelerin zamanında verilmesi idare hukukunda oldukça önemlidir.

İptal davası açmak için gerekli şartları taşıyan idari işlemin yukarıda ayrıntılı olarak bahsettiğimiz beş unsurdan en az birinin bulunmaması idari işlemi hukuka aykırı hale getirmektedir. Bu sebeple yetki, konu, sebep, şekil veya amaç yönünden sakat herhangi bir idari işlemin iptal edilmesi için genel dava süresi olan 60 günlük süre içinde idare mahkemelerine, idare mahkemelerine gönderilmek üzere asliye hukuk mahkemelerine ya da konsolosluklara verilecek dilekçe ile başvurulması gerekmektedir.

İdare Hukuku

Otluoğlu Hukuk Bürosu, İdare Hukuku kapsamında bireylerin menfaatlerinin etkilendiği idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıklarda aktif rol oynayıp bireylerin menfaatlerinin korunmasına ve geri kazanılmasında aktif rol alır. Hukuka aykırı olarak tesis edilen idari işlemlere iptal davası açıp bu uyuşmazlıkları sona erdirmekte ve hukuka aykırı durumun sona erdirilip müvekkillerin menfaatlerinin korunmasını sağlamaktadır. İdarenin eylem ve işlemlerinden kaynaklanan ve maddi manevi zararların söz konusu olduğu durumlar için ise tam yargı davalarını açıp süreci sonlandırarak bireylerin uğramış oldukları zararların tazmin edilmesine yardımcı olur. Klasik anlamda birey idare ilişkisinin dışında kamu imtiyaz şartname ve sözleşmeleri ile idare tarafından yürütülen ihale süreçlerinde kişilerin maruz kaldıkları hukuka aykırılıkların giderilmesi için etkin hizmet vermektedir.

Oretra