İptal davası idare hukuku alanıyla ilgili bir dava türü olup, Devlet-birey arası işlemlerin yani bir diğer adıyla idari işlemlerin iptaline ilişkin talepleri içermektedir. İdari işlemlerin hukuka aykırı tesis edilmiş olması nedeniyle açılan ve idari yargıda görülen iptal davası, bünyesinde barındırması gereken unsurlardaki sakatlıklar sonucunda iptale tabi hale gelmektedir. İptal davası nedir sorusunun cevabını vermeden önce idari işlemin tanımını yapmakta fayda bulunmaktadır. İdari işlemler, kamu gücüne sahip olan idari mercilerin tek taraflı üstünlüklerini kullanmak suretiyle bireyler hakkında tesis ettikleri ve kamu yararı güden işlemlere verilen isimdir. Bu bakımdan idari işlemlerin kamu yararı amacı taşıması gerekmektedir.
Bir idari işlemin iptal davasına konu edilebilmesi için öncelikle kamu kurumunca, kesin ve yürütülebilir (icrai) nitelikte, kamu hizmetinin icra edilebilmesi amacıyla ve yararına tesis edilmiş olması gerekmektedir. Bireysel ve düzenleyici olmak üzere ikiye ayrılan idari işlemlere karşı yürütülecek iptal davası idari yargının görev alanına giren; bu anlamda üç dereceli olarak sırasıyla idare mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’ın görevli olduğu dava türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun dışında ise vergi ihbarnamelerine karşı vergi mahkemelerinin ilk derece mahkemesi olarak görevli tutulduğu iptal davası mevcuttur.
İptal Davasına Tabi İdari İşlemlerin Özellikleri
İptal davası açılabilmesi için idari işlemin birtakım özelliklere sahip olması gerekmektedir. Bu özellikler;
-
İdari işlemin bir kamu idaresi tarafından tesis edilmiş olması
İdari işlemin iptal davasına konu edilebilmesi için, işlemin kamu idaresi yani bir diğer deyişle Devlet otoritesine sahip bir kurum yetkilisi tarafından tesis edilmiş olması gerekmektedir. İdari davalar kamu ile birey arasındaki uyuşmazlıkların çözümlendirilmesi ile alakalı olduğu için; dava konusunun bir tarafının mutlaka idare olması şartı aranmaktadır.
-
İdari işlemin tesis ediliş amacı kamu hizmetinin yürütülmesi olmalı
Kamu hizmeti toplumsal yaşamı rahatlatmak ve kolaylaştırmak amacıyla kamu eliyle yürütülen, bireylerin ortak ve devamlı ihtiyaçlarının karşılanmasını öngören hizmetlere bütününe verilen isimdir. Kamu idareleri bu hizmetleri kendi verebileceği gibi yetersiz kaldığı durumlarda özel hukuk tüzel kişilerini aracı olarak kullanarak da gördürebilmektedir.
-
İşlemin idarenin tek taraflı üstünlüğü sonucunda tesis edilmiş olması
İdari otoriteler kamu tüzel kişiliğini haiz olmaları nedeniyle sahip oldukları tek taraflı üstünlüklerine dayanarak bazı işlemler tesis ederler. Bu işlemler idari işlemler olarak tanımlanmaktadır. Tek taraflı irade açıklaması şeklinde tezahür eden idari işlemlerin uygulanabilmesi için başka herhangi bir irade açıklamasına yahut başka bir işleme gerek yoktur.
-
Kesin ve icra edilebilir bir işlem olması
Bir idari işlemin iptal davası bakımından konu edilebilmesi için bu işlemin kesin ve yürütebilir bir işlem olması gerekmektedir.
İptal Davası Şartları
İdari işlemler, taşımaları gereken geçerlilik şartlarını taşımamaları nedeniyle iptal davasına konu edilirler. İdari işlemlerin sağlık şartları yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu beş şarttan birinin dahi eksik olması idari işlemi sakat hale getirir ve neticesinde bu işlemin iptal edilebilirliği söz konusu olur. Bu unsurlardaki eksiklik idari işlemin hukuka aykırı tesis edildiği anlamını taşır ve hukuka aykırı her işlem, dava şartlarını taşıması durumunda iptal davası bakımından konu edilebilir niteliktedir.
-
Yetki Unsuru
İdari otoriteler kendilerine açıkça yetki verilmediği durumlarda yani yetkisiz oldukları konuda işlem yaptıklarında bu işlem yetkisizlik nedeniyle iptal edilebilecektir. İdare hukukunda kurum ve yetkililere, kanun, yönetmelik ve tüzükler aracılığıyla hangi konularda yetkili olduklarını tanımlamıştır. Bu yönüyle yetkisini aşarak işlem tesis etmiş makamların ya da kişilerin işlemleri iptal davasına konu edilebilmektedir. Zira bu şekildeki işlemler yetki yönünden sakat işlemlerdir ve bu sebeple hukuka aykırı işlemlerdir.
-
Şekil Unsuru
İdari işlemler sıkı şekil şartlarına bağlanmıştır. Bu anlamda bağlandıkları şekli şartlara uyulmadan tesis edilen idari işlemler, taşımaları zorunlu beş unsurdan biri olan şekil unsuruna aykırılık taşımaları sebebiyle iptale tabi olacaklardır. Belli aşamalardan geçerek tesis edilmesi gereken bir idari işlemin aşamalardan birinin atlanması suretiyle tesis edilmesi şekil unsurundaki bir sakatlık anlamına gelmektedir. Bu durumdaki bir idari işlem de iptal davası açılabilecek olan bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.
-
Sebep Unsuru
Sebep unsuru ile idari işlemi yaparken idari otoritenin bu işlemi yapmaktaki gerekçesi kastedilmektedir. İdari mercilere tanınan takdir yetkisi bu bakımdan sebep unsurunun istisnası gibi görünse de bu takdir yetkisinin sebebe dayalı olması esastır. Sebep bakımından sakat bir idari işlem konu yönünden ise mutlaka sakat olmaktadır zira sebepsiz konu unsuru olamaz.
-
Konu Unsuru
Sebep unsuru belirlenmiş yani gerekçeli bir idari işlemin, birey nezdinde meydana getireceği hukuki sonuç idari işlemin konu unsurunu oluşturmaktadır. İptal davası herhangi bir unsurunda sakatlık bulunan idari işlemin iptal edilmesi için açılan ve idari yargıda görülen bir dava türüdür. Bu anlamda konu unsurundaki bir sakatlık işlemin iptal davasına konu edilebilmesine yol açacaktır.
-
Amaç Unsuru
İdari işlemlerin taşıması gereken tek amaç kamu yararıdır. Bunlar dışındaki bireysel amaç ve sebepler sonucunda idari işlem tesis edilememektedir. Kamu yararı amacı taşımayan tüm idari işlemler iptal ile sonuçlanmaktadır. Zira idari mercilerin öncelikli ve tek amacı toplumun sürekli nitelikte ve devamlılık arz eden ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu sebeple tesis edilen idari işlemlerin amacı yalnızca kamu yararıdır.
İptal Davası Açma Süresi ve İptal Davası Zamanaşımı
İptal davası zamanaşımı değil hak düşürücü sürelere tabi bir dava türüdür. İdari işlemin bireye tebliğinden itibaren başlayan 60 günlük genel dava açma süresi mevcuttur. Hukuk davalarına göre çok daha kısıtlı bir süreye tabi olan iptal davası açma süresi kaçırıldığı takdirde dava açmak mümkün olmamaktadır. Vergi mahkemelerindeki iptal davası açma süresi ise 30 gün olarak öngörülmüştür. Burada dikkat edilmesi gereken nokta sürelerin iş günü olarak değil yalnızca gün olarak belirlendiği hususudur. Hak kaybına uğramamak için tebligat elinize ulaşır ulaşmaz alanında bilgili ve tecrübeli bir idare hukuku avukatına başvurmanız sizin yararınıza olacaktır. Zira idare hukuku ve iptal davası, ihtisas gerektiren özgün bir hukuk dalı olup sizi doğru yönlendirecek bir avukatın eliyle yürütülmesi önem arz etmektedir. Yürütme durdurma kararı ve buna yönelik itirazların tabi olduğu 7 günlük sürenin kaçırılması sizi olumsuz etkileyip hak kaybına uğramanıza neden olabilir. Bu sebeple iptal davası açma süresi, yürütme durdurma kararının reddine itiraz süresi, istinaf başvuru süresi gibi sınırlı sürelere tabi dilekçelerin zamanında verilmesi idare hukukunda oldukça önemlidir.
İptal davası açmak için gerekli şartları taşıyan idari işlemin yukarıda ayrıntılı olarak bahsettiğimiz beş unsurdan en az birinin bulunmaması idari işlemi hukuka aykırı hale getirmektedir. Bu sebeple yetki, konu, sebep, şekil veya amaç yönünden sakat herhangi bir idari işlemin iptal edilmesi için genel dava süresi olan 60 günlük süre içinde idare mahkemelerine, idare mahkemelerine gönderilmek üzere asliye hukuk mahkemelerine ya da konsolosluklara verilecek dilekçe ile başvurulması gerekmektedir.