Basın İş Kanunu’na Tabi İşçiler Ve İşçilerin Hakları

Temel olarak işçi ve işveren arasında iş sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uygulama alanı bulmakla beraber bazı iş gruplarına tâbi işçiler için farklı kanunlarda farklı hükümler uygulanabilmektedir. Bu iş gruplarından birisi basın işçileridir. Basın mensubu olarak çalışan gazeteci, yazar gibi kimseler 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki̇ Münasebetlerin Tanzimi̇ Hakkında Kanun kapsamında olup hakları da yine bu kanuna göre belirlenmektedir. Bu kanun kapsamına giren kimselere genel olarak gazeteci denilmektedir. Bu yazımızda işbu Kanun’a kimlerin tâbi olduğu ve 4857 sayılı Kanun’dan farklı ne tür düzenlemeler barındırdığı hususlarını inceleyeceğiz.

5953 Sayılı Kanun’a Tâbi Olan Kimseler

5953 sayılı Kanun kapsamında olup da 4857 sayılı Kanun hükümlerine tâbi olmayan kimseler ilgili kanunda doğrudan gazeteci olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla 5953 sayılı Kanun kapsamında olan kimseleri gazeteci olarak tanımlamak mümkündür. Ancak “gazeteci” ibaresinden neyin kastedildiğinin anlaşılması da önemlidir. Kanun’un birinci maddesi gazeteci kavramını da tanımlamaktadır. Buna göre, Türkiye’de yayınlanan gazete ve mevkutelerle (süreli yayınlar) haber ve fotoğraf ajanslarında her türlü fikir ve sanat işlerinde çalışan ve İş Kanunundaki “işçi” tanımının kapsamı haricinde kalan kimselerle bunların işverenleri hakkında anılan kanun uygulama alanı bulmaktadır.

Dolayısıyla herhangi bir haber ajansında muhabir, kameraman olarak çalışan veyahut bir gazetede, dergide köşe yazarlığı yapan kişiler 5953 sayılı Kanun kapsamındadır diyebiliriz. Elbette kanunun kapsamı bu kadarla sınırlı değildir. Kanun’un yukarıdaki paragrafta belirttiğimiz kapsamına giren herkes bu kanuna tâbidir.

Bu kapsama girmeyen, yani istisna olan kimseler ise Devlet, vilayet ve belediyeler ve İktisadi Devlet Teşekkül ve müesseseleriyle sermayesinin yarısından fazlası bu teşekküllere ait şirketlerde istihdam edilen memur ve hizmetlilerdir. Bu kimseler 5953 sayılı Kanun kapsamından hariç tutulmuştur. Yine kanun kapsamındaki kuruluşlarda çalışmakla birlikte, fikir ve sanat işlerinde çalışmayan, şoför, aşçı, temizlikçi gibi kimseler de kanun kapsamında değildir.

5953 Sayılı Kanun’a Göre Sözleşme Ve Sözleşmenin Kurulması

5953 sayılı Kanun’a bağlı olarak çalışacak kimseler, yani gazeteciler ile bunların işverenleri arasında kurulacak olan sözleşmenin yazılı olarak yapılması zorunludur. 4857 sayılı Kanun’dan ve Borçlar Kanunu’ndaki hizmet sözleşmesinden farklı olarak 5953 sayılı Kanun’da öngörülen bu şart zorunlu olup yazılı yapılmayan sözleşmeler geçerli değildir.

Sözleşmede, yapılacak işin türü, ödenecek ücret ve gazetecinin kıdem süresinin yazması gerekmektedir. Yapılacak işin türü ve/veya ücrette değişiklik yapılacak ise bunun da sözleşmeye eklenmesi gerekmektedir. İki yıllık çalışmasının ardından gazeteci Kanun’a göre terfi etmeye hak kazanacak olup terfi sonucunda gazetecinin alacağı yeni ücrette yapılacak artış da yine sözleşmede yazılacaktır.

5953 Sayılı Kanun’a Göre Sözleşmenin Sona Erdirilmesi

5953 sayılı Kanun’a göre sözleşme, taraflardan birinin bir diğerine kanunda belirlenen süreler kadar öncesinden bildirilmesi şartıyla feshedilebilir. Bununla birlikte, önden süre vermeksizin de sözleşmenin feshedilebileceği haller mevcuttur.

Kıdemi beş yıldan uzun olan gazetecilerin iş akdinin işveren tarafından feshedilecek olması halinde bunun üç ay önceden gazeteciye bildirilmesi gerekir. Bu süre, beş yıldan az kıdemi olan gazeteciler için bir aydır. Bu ihbar süreleri geçtikten sonra sözleşme feshedilmiş olur. Bu süreler beklenmeden gazeteci işten çıkarılacak olursa, işveren tarafından gazeteciye [ihbar tazminatı] ödenmesi gerekir. İhbar tazminatına esas alınacak ücret, gazetecinin ihbar süresinin son gününe isabet eden ücreti olup işbu kanuna göre belirlenecek ihbar süresine göre hesaplanır.

Gazetecinin kendi isteğiyle ayrılacak olması halinde ise ihbar süresi bir aydır. Gazetecinin bu süreyi beklemek istememesi halinde ihbar tazminatını ödeyerek işten ayrılması mümkündür. Kanunda öngörülen bu süreler asgari süreler olup, tarafların anlaşması ile daha da artırılması mümkündür.

Bazı durumlarda ise tarafların herhangi bir ihbar süresi beklemeksizin sözleşmeyi feshetmeleri mümkündür. Bu halleri şöyle özetleyebiliriz:

  • Bir süreli yayının veçhe ve karakterinde gazeteci için şeref veya şöhretini veya umumiyetle manevi menfaatlerini ihlal edici bir durum meydana getirecek şekilde bariz bir değişiklik yaşanırsa, gazeteci ihbar mühletini beklemeden akdi feshedebilir.
    • Bir gazetecinin böyle bir durum içine girmemek için işvereninin bu yöndeki bir isteğini yerine getirmemesi, işveren için haklı nedenle fesih sebebi değildir.
  • Görevin yerine getirilmesiyle ilgili konularda gazetecinin bilerek veya ağır bir ihmali neticesinde süreli yayının itibar veya şöhretine zarar verecek fiil ve harekette bulunması hali işverene ihbar mühletini beklemeden iş akdini derhal feshetme hakkı verir.

Sözleşme süresi taraflar arasında belirli veya belirsiz olabilir. Süresi belirli olan sözleşmelerde, süre bitimi beklenmeden yukarıdaki hallerden birinin varlığı halinde haklı nedenle derhal fesih yoluna gidilebilir.

Gazetecinin sağlık problemleri nedeniyle derhal fesih yoluna gidilmesi mümkün değildir. Ancak gazetecinin sağlık sorunlarının altı aydan uzun sürmesi halinde, işveren tarafından gazeteciye tazminat ödenerek sözleşmenin feshi yoluna gidilebilir. Gazeteci, işten çıkarıldıktan sonra bir yıl içinde iyileşip mesleğini tekrar yapabilecek duruma gelirse eski işine dönebilir.

5953 Sayılı Kanun’un Sağladığı Haklar

5953 sayılı Kanun’a bağlı olarak çalışan kimselerin (kanunun ifadesiyle, gazetecilerin) çalışmaları karşılığında hak etmiş oldukları en temel hak ücret hakkıdır. Tıpkı 4857 sayılı Kanun’da olduğu gibi işbu kanunda da çalışan kimsenin en temel hakkı çalışmasının karşılığında hak etmiş olduğu ücrettir.

Ücret dışındaki diğer işçilik alacakları hakkında da Kanun’un öngördüğü birtakım temel düzenlemeler vardır. Bu düzenlemelere bakalım:

  • Kıdem tazminatı: Kıdem tazminatı için gazetecinin meslekte en az beş yıl çalışması gerekir. Beş yıllık süre gazetecinin mesleğe ilk başladığı tarihten itibaren hesaplanır. Bu sürenin tamamlanmasının ardından gazeteciye, işten çıkması halinde her bir kıdem yılı için ayrı ayrı olacak şekilde bir aylık ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Yani beş yıl çalışan bir gazeteci, işten ayrılması halinde beş aylık ücreti tutarında kıdem tazminatına hak kazanır. Gazeteci, çalıştığı bir kurumdan ayrılırken kıdem tazminatı almışsa, sonrasında girdiği yeni işyerinde de kıdem tazminatı alabilmek için yeniden beş yıllık kıdem tazminatı süresini doldurması gerekir. Gazeteci hiç kıdem tazminatı almamışsa, en son ayrıldığı işyerinden hak ettiği bütün kıdem tazminatını talep edebilir.
  • İhbar tazminatı: Yukarıda da açıklandığı üzere, gazetecinin sözleşmesi feshedilecek olursa, fesih bildiriminin gazeteciye, kıdemi beş yıldan az ise bir ay, fazla ise üç ay öncesinde bildirilmesi gerekir. Bu sürelere uyulmaz ise gazeteciye bu süreye tekabül eden ücreti tutarında ihbar tazminatı ödenmesi gerekir.
  • Fazla mesai ücreti: 5953 sayılı Kanun’a göre bir günlük mesai en fazla 8 saattir. Hafta tatili olarak kabul edilen gün hariç tutulduğunda, gazetecinin haftalık mesai süresi en fazla 48 saat olabilir. Bu süreleri aşan çalışmalar fazla mesai ücretine tâbidir. Günlük en fazla üç saat fazla çalışma yapılabilir. Yarım saatten az fazla mesailer yarım saat, fazlası ise bir saat kabul edilir. Ücret, normalde saatlik ücretin %50 fazlası olup, gece 00:00’dan sonraya rastlayan mesailer için %100 fazlasıdır. Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmalar da fazla mesai olarak kabul edilir ve fazla mesai hesabına dahil edilir.
  • Hafta tatili ücreti: Hafta tatilinde çalışma yapılması halinde o günün ücreti gazeteciye ödenir. Normal hafta tatili günü Pazar olmakla birlikte, bu tatili haftanın başka bir günde kullanan gazeteci, Pazar günü çalıştığı gerekçesiyle hafta tatili ücretine hak kazanamaz.
  • Yıllık izin ücreti: Günlük çıkan yayınlarda çalışan gazetecilere en az bir yıllık kıdemi bulunması halinde dört hafta ücretli izin verilir. Bu süre, on yıldan fazla kıdemi bulunan gazeteciler için altı haftadır. Günlük olmayan yayınlarda altı aylık kıdem süresini dolduran gazetecilere iki hafta yıllık izin verilir. Bu süreler, gazetecinin mevcut çalıştığı kuruma girişinden itibaren değil, mesleğe ilk başladığı günden itibaren hesaplanır.

5953 sayılı Kanun kapsamında çalışan işçilere (gazetecilere) yönelik yazmış olduğumuz bu yazı tamamen bilgilendirme amaçlı olup herhangi bir hukuki tavsiye içermemektedir. Hukuki bir sorunuz/sorununuz olduğu takdirde mutlak suretle İş Hukuku alanında uzman bir avukattan profesyonel destek almanızı tavsiye ederiz.

Oretra