İş kazası davası ve kanuni dayanağı Türk Borçlar Kanunu m. 54’te hüküm altına alınmıştır. Buna göre; yeterli güvenlik önlemlerinin alınmaması sonucu işçinin ölmesi veya engelli hale gelmesi yahut meslek hastalığına tutulması halinde genel hükümler yolu ile işverene hukuki sorumluluk yükletilebilmektedir. İşverenden maddi ve manevi zararların istenebilmesi de iş kazası davası açmak suretiyle mümkün olmaktadır. İş kazası davası asıl işverene açılabileceği gibi, halk dilinde taşeron olarak da bilinen tüm alt işverenlere karşı da açılabilir. İş kazası davası süreleri, iş kazası davası türleri, iş kazasında neler talep edilir gibi soruları cevaplamadan önce iş kazası tanımı yapılması isabetli olacaktır.
İş Kazası Nedir?
İş kazası davası konusu olan iş kazası unsurunun tanımı; işçinin işverene karşı yükümlülüklerini işyeri ve işyeri ile bağlantılı olup, iş görmek amacıyla bulunulan her türlü yerde yerine getirirken, ilgili işle illiyet bağı bulunacak şekilde uğradığı her türlü zarar şeklinde yapılabilmektedir.
İş Kazası Davası Şartları Nelerdir?
Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna kararınca bir olayın iş kazası olarak adlandırılması, işverenin her durumda bu kazadan sorumlu olacağı sonucunu doğurmaz. Bir iş kazası için işverenin sorumlu tutulabilmesi için işverenin iş güvenliği önlemleri alma ve özen gösterme yükümlülüğüne aykırı davranışı veya ihmal göstermesi sonucu iş kazası meydana gelmiş olmalıdır. Bu durum Sosyal Sigortalar Kanunu ile hükme bağlanmıştır.
İş kazası davası açabilmek için gerekli olan “yeterli güvenlik önlemlerinin alınmaması” konusu bakımından mevzuatta herhangi bir sınırlama yapılmamıştır. Ancak iş kazası davası açabilmek için gerekli şartlar arasında; alınmayan önlem, gösterilmeyen özen ve sonuç arasında mantıki illiyetin ötesinde uygun illiyet ilişkisinin bulunması aranmıştır. İş kazası davası açmak bakımından şart olan illiyet unsuru, kazanın iş ilişkisiyle bağlantılı olması anlamına gelmektedir. Eğer uygun illiyet bağı; mücbir sebep, zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusuru nedeniyle kesilmişse artık ortaya çıkan zarardan işvereni sorumlu tutmak mümkün olmaz.
İşverenin İş Kazası Davası Bakımından Sorumluluğu
İş Kanunu gereğince işverenin iş kazasından sorumluluğu kural olarak kusurlu sorumluluktur. Bu durum işverenin sorumlulukları arasında yer alan iş güvenliği önlemleri ve özen yükümlülüğü ile de belirtilmiştir. Ancak kanunda işverenin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu iş kazası türleri de sayılmıştır. Buna; işyerinde bir işçinin diğer işçiye verdiği zarar, işverence iş güvenliğini sağlaması için görevlendirilen kişinin ihmali veya motorlu taşıt işletmecisinin işçisinin trafik kazası sonucunda uğradığı zarar örnek verilebilir.
İş Kazası Tazminat Türleri
-
Maddi tazminat
İşçinin iş kazası davası sonucu elde edebileceği maddi tazminat, uğradığı zararın niteliğine ve miktarına göre ayrı değerlendirilmektedir.
-
Yaralanma halinde:
- Geçici iş göremezlik nedeniyle oluşan kayıplar çalışılamayan süre oranınca maddi tazminata hükmedilerek karşılanacaktır.
- Sürekli iş göremezlik nedeniyle oluşan kayıplar kişinin maluliyet oranınca maddi tazminata hükmedilerek karşılanacaktır.
- Tedavi giderleri ve tedavi boyunca yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan maddi kayıpların da iş kazası davası konusu olması ve maddi tazminata hükmedilmesi mümkün olmaktadır.
-
Ölüm halinde:
- Cenaze giderleri
- Ölüme sebep olan iş kazası sonucu ölümün hemen gerçekleşmemesi durumunda, ölüm anına kadar vuku bulmuş tüm tedavi giderleri, çalışma gücünün azalması veya kaybedilmesi sonucu çalışılamayan her günün kaybı Borçlar Kanunu m. 53 gereğince iş kazası davası sonucu maddi tazminat yoluyla talep edilebilmektedir.
-
Manevi tazminat
İşverenin maddi bir tazminatla sorumlu tutulabildiği bazı hallerde işçinin ağır bedensel zarara uğraması veya ölümü halinde ailesinin veya ölenin yakınlarının uygun bir miktar parayı işverenden Borçlar Kanunu m. 56 gereğince manevi tazminat olarak isteyebileceği kabul edilmiştir. İşçinin iş kazası sonucu manevi tazminat isteyemeyeceği haller de bulunur. Buna göre, işçinin başına gelen iş kazası ile ilgili %100 kusura sahip olması, manevi tazminat hakkını ortadan kaldırır. İş kazasında zarar gören işçi için manevi tazminata hükmedilebilmesi bakımından işçinin mutlaka kazanma gücünde bir kaybının doğmuş olması gerekmez. İşçinin fiziksel bir zarar görmesi, psikolojik veya fiziksel olarak acı çekmesi manevi tazminat verilmesi için yeterlidir. İş kazasında kaç para alınır sorularına manevi tazminatta bu miktarı belirleyecek kriterleri belirterek değinebiliriz. Buna göre;
- Somut durumun özellikleri
- Tarafların mali durumları
- Kusur oranları
- Meydana gelen manevi zararın büyüklüğü
- Olay tarihi itibariyle ilgili ülkedeki paranın değeri de iş kazası davası ile elde edilecek manevi tazminat miktarını belirleyen kriterlerdendir.
-
Destekten yoksun kalma tazminatı
Bir kimsenin kaza sonucu ölmesi halinde destekten yoksun kalanlar ölüm yüzünden uğradıkları zararın tazminini talep edebilirler. Bu manevi ve maddi tazminat olarak temin edilen tazminat türüne destekten yoksun kalma tazminatı denilmektedir. Borçlar Kanunu madde 53’te düzenlenmiştir. Destekten yoksun kalma tazminatı davası açabilecek kişileri;
- Ölenden destek alan tüm kişiler
- Eş, çocuk, anne ve baba olarak sıralayabiliriz.
İş kazası davası zamanaşımı türlerinden olan destekten yoksun kalma tazminatı zamanaşımı süresi maddi ve manevi tazminat farketmeksizin, zararın öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıldır. Zararın sonradan öğrenilmesi halinde de diğer iş kazası davası türlerinde olduğu gibi, zamanaşımı süresi öğrenme tarihinden itibaren 10 yıl olarak belirlenmiştir.
İş Kazası Davası Konusu Olabilecek Haller
İş kazası davası açılabilecek, yani tazminat hakkı doğacak haller 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu m. 13’te düzenlenmiştir. Buna göre;
- İşçinin işverene ait işyerinde ve iş ile ilintili yerlerde bulunduğu sırada başına gelen her türlü bedensel veya ruhsal zarar iş kazası sayılmaktadır. İşçinin yaralanış şekli veya ölüm şekli bu bakımdan önem arz etmez.
- Bir işveren için çalışan işçinin iş görmek amacıyla görevli olduğu işyeri dışında başka bir yerde iş yapmaksızın geçen zamanlarda maruz kaldığı fiiller iş kazasıdır.
- İşveren tarafından yürütülmekte olan iş sebebiyle işçi kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmakta ise halihazırda yürütmekte olduğu iş sebebiyle gerçekleşen her türlü olay iş kazası sayılır.
- Emziren kadının, iş mevzuatı gereği çocuğunu emzirmek maksadıyla çalışmadığı zamanlardaki kazalar da iş kazasıdır.
- İşçinin, işveren tarafından sağlanan bir motorlu taşıtla işyerine gidip gelmesi sırasında vuku bulan her türlü kaza da iş kazasıdır.
İş Kazası Davası Zamanaşımı
İş kazası davası zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu m. 146’da düzenlenmiştir. Buna göre, iş kazası sebebiyle açılan davalar bakımından zamanaşımı süresi 10 yıldır. Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna göre zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi malûliyet oranının kesin olarak tespit edildiği, yani zararın ortaya konduğu tarihtir.
İş Kazası Davası Hangi Mahkemede Açılır?
İş kazalarında genel yetkili mahkeme yani iş kazası davası açılacak mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olarak belirlenmiştir. Davalının birden fazla olması durumunda, davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesi de iş kazası tazminat davası açmak bakımından yetkilidir. Ayrıca iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer iş mahkemesi de iş kazalarından kaynaklanan her türlü maddi ve manevi tazminat davalarına bakmaya yetkilidir. İş kazası sebebiyle mağduriyete uğrayan işçinin veya ölüm ile sonuçlanan iş kazalarının davacı yakınlarının yerleşim yeri iş mahkemesi de iş kazası davası görülmesi bakımından yetkilidir.
İş Kazası Davası Kaç Yılda Sonuçlanır?
İş kazası davası sonuçlanma süresi iş kazasındaki maluliyet oranına, kazanın ölümle veya yaralanma ile sonuçlanmasına, kusurlu veya kusursuz sorumluluğa göre değişiklik göstermektedir. Uygulamada görülen genel duruma baktığımızda yaralanma ile sonuçlanan iş kazası davası süresinin 5-6 yıl, ölüm ile sonuçlanan iş kazası davası süresinin 2-3 yıl içinde sonuçlandığı görülmektedir.
Yaralanma ile sonuçlanan iş kazalarının uzun sürmesinin sebebi, iş davalarının niteliği gereği itiraza konu olabilmesidir. Buna göre, sorumlu işverenin yaralanma ile sonuçlanan iş kazaları sonucu açılan iş kazası davasına itiraz hakkı saklıdır. İşverenin itirazı sonucu iş kazası davasında istinaf ve temyiz yollarının kullanabileceği bu davalarda itiraz unsuru bekletici süreye sebebiyet vermekte, bu sebeple iş kazası davası sonuçlanma süresi uzayabilmektedir.