Kredi kartı dolandırıcılığı suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 245’inci maddesinde Bilişim Alanında Suçlar kapsamında açıklanmıştır.
Kredi Kartı Dolandırıcılığı
Kredi kartı dolandırıcılığı bir diğer deyişle banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu başlığı altında topluma karşı suçlar arasında sayılmıştır. İlgili kanun maddesi uyarınca (1), (2) ve (3) numaralı fıkralarda farklı suç tipleri öngörülmüştür. Bu suç bir numaralı fıkra uyarınca başkasına ait kartı ele geçirerek, elinde bulundurarak sahibinin rızası dışında bu kartı kullanmak ve yarar sağlamak hali, iki numaralı fıkra uyarınca başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi ile satın alınması veya kabul edilmesi hali, üç numaralı fıkrada ise sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya başkasına yarar sağlama hali şeklinde işlenebilecektir.
Bu suçlar banka veya kredi kartı dışında mağaza kartı, telefon kartı gibi kartlar aracılığıyla işlenemeyecektir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 245’inci maddesinin (1) numaralı fıkrasında başkasına ait gerçek bir banka veya kredi kartıyla hukuka aykırı yarar sağlama suçu açıklanmıştır. Kanun koyucuya göre başkasına ait gerçek bir banka veya kredi kartını elinde bulunduran kimsenin, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası bulunmadan kartı kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlaması eylemi bu madde kapsamında cezalandırılacaktır.
Başkasına ait olan banka veya kredi kartını ele geçirmek suretiyle hukuka aykırı bir biçimde yarar sağlayan herkes bu suçun faili olabilecektir. Bu eylemin farklı kart hamillerine gerçekleştirilmesi halinde eylemlerin her biri ayrı suç olarak değerlendirilecektir.
Kart sahibi veya kartın kendisine verilmesi gereken ve bu sebeple haksız yarar sonucu malvarlığı azalan herkes mağdur olarak nitelendirilebilecektir. Mağdur kavramı burada genişletilmiş, kartın kendisine verilmesi gereken kişiler de mağdur kapsamında değerlendirilmiştir.
Fiil her ne suretle olursa olsun ele geçirilen veya elde bulundurulan banka veya kredi kartının, kart sahibinin ya da kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın kullanılarak veya kullandırılarak failin kendisine veyahut başka bir kimseye yarar sağlamasıdır.
Bu suçta mağdura ait kart ele geçirilebilir veya elde bulundurulabilir. Ele geçirme hali kanunun lafzı uyarınca mağdurun rızası hilafına olacak şekildedir. Elde bulundurma halinde fail mağdurun rızası uyarınca banka veya kredi kartını elinde bulundurmaktadır. Fail fiil olarak mağdurun vermiş olduğu bu rızanın kapsamı dışında olacak şekilde hareket etmelidir.
Banka veya kredi kartı fail tarafından bizzat kullanılarak ya da başka bir kişiye kullandırılabilir. Burada fiil mağazalar, oteller veya benzin istasyonlarının pos cihazları aracılığıyla mal veya hizmet alınmasının yanısıra; ATM’lerden para çekilerek, internet ortamında alışveriş yapılarak gibi benzer hareketlerle gerçekleştirilebilir. Yargıtay’ın mağazada banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılmasına ilişkin yukarıdaki fiilleri destekler bir kararında bu husus[1] belirtilmiştir.
Bu suç failin ya da bir başka kişinin lehine olacak şekilde yararın sağlandığı anda işlenmiş kabul edilecektir. Kart hamili kişi belli bir meblağ için faile rıza vermiş ve fail bu meblağın üzerinde bir miktarda para çekimi yapıyorsa artık bu suç oluşacaktır. Suçun kanuni tanımında bahsedilen mağdurun rızasına aykırı olarak bizzat kendisinin ya da başka bir kişiye kullandırması hali başka bir kişiye kullandırılarak gerçekleştiriliyorsa kartı kullanan kişinin mağdurun rıza verip vermediğini bilmesi dahilinde cezai sorumluluğun kapsamı değişecektir.
Bu suçun tamamlanabilmesi için mutlaka maddi yarar sağlanması gerekmektedir. Burada elde edilecek olan haksız yarar fail veyahut bir başka üçüncü kişi lehine olabilecektir. Fail tarafından başkasına ait kartın kullanılması veya kullandırılması halinde maddi yarar sağlanamamışsa suç teşebbüs aşamasında kalacaktır. Maddi nitelikte ekonomik yarar elde edildiği takdirde bu suç neticelenmiş olacaktır.
Bu suç kasten işlenebilecek bir suçtur. Fail bu kartı kullanırken kartın başkasına ait olduğunu ve bu karttan bir yarar sağlamak için başkasının rızası hilafına kullandığını bilerek hareket etmelidir. Fail ancak kast ve bu özel amacın var olmasıyla cezalandırılabilecektir.
Bu suç haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin; üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın; aynı konutta beraber yaşan kardeşlerden birinin zararına olarak işlemesi halinde ilgili akraba hakkında ceza verilmeyecektir. Sayılan bu kişiler akrabalıktan dolayı şahsi cezasızlık sebeplerinden yararlanacaktır.
Bu suçun faili, etkin pişmanlık halinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 245’inci maddesinin (5) numaralı fıkrası uyarınca malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılabilecektir.
Fail bu suçla birlikte başka bir suç işliyorsa gerçek içtima hükümleri uygulanarak hem oluşan suçtan hem de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 245’inci maddesi uyarınca cezalandırılacaktır. Yargıtay da[2] bu konuda aynı görüşte kararlara sahiptir.
Bu suçun farklı kart hamillerine karşı gerçekleştirilmesi halinde eylemlerin her biri ayrı suç olarak değerlendirilecektir. Bundan ayrı olarak hem 245’inci maddede yer alan suç tipleri hem de hırsızlık veya dolandırıcılık vb. Suçların birlikte işlenmesi halinde gerçek içtima kuralları uygulanarak fail her bir suçtan ayrı ayrı cezalandırılacaktır. Kartın fail tarafından, rızası olmadan birden fazla olacak şekilde kullanıldığı hallerde zincirleme suç hükümlerine gidilecektir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 245’inci maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretmek, satmak, devretmek, satın almak veya kabul etmek farklı bir suç tipi olarak sayılmıştır.
Sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden herkes bu suçun faili olabilecektir. Gerçek kişilerin yanısıra tüzel kişiler, temsilcileri aracılığıyla suçu oluşturan hareketler ile kendilerine yarar sağlıyorsa bu tüzel kişi hakkında güvenlik tedbirine hükmolunacaktır.
Suçun konusu gerçek bir banka hesabıyla ilişkilendirilerek üretilen, satılan, devredilen, satın alınan, kabul edilen sahte banka veya kredi kartıdır. Burada sayılan seçimlik hareketlerin biri, birkaçı veya hepsinin bir arada gerçekleşmesi halinde bu suç işlenmiş kabul edilecektir.
Bu suçun kasten işlenmesi yeterli olup failin bu kartın başka kişilere ait hesaplarla ilişkilendirilmiş özel bir kart olduğunu bilmesi gerekir. Bu suçta iştirakin her hali mümkün olabilecektir.
Yine aynı Kanun’un aynı maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendine veya başkasına yarar sağlamak bir başka suç tipi olarak açıklanmıştır.
Sahte oluşturulan veya sahtecilik yapılan banka ya da kredi kartını kullanarak kendisine veya başkasına yarar sağlayan herkes bu suçun faili olabilecektir.
Bu suçun mağduru kendisine ait banka ve kredi kartında sahtecilik yapılıp kullanılan kartın hamili ile bu kartı üretme yetkisine sahip banka ya da finansal kurum olacaktır.
Suçun meydana gelebilmesi için sahte olarak oluşturulmuş veya üzerinde sahtecilik yapılmış banka veya kredi kartının kullanılarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlanması gerekir. Burada fiil kullanmak, netice ise yarar sağlamaktır.
Failin bu suç kapsamında genel kastı aranmaktadır. Failin bu kartın sahte olduğunu veya üzerinde sahtecilik yapıldığını bilmesi ve bundan yarar sağlamayı istemesi yeterlidir. Özel bir kast aranmamıştır. Bu suçta iştirakin her hali mümkün olabilecektir.
Kredi Kartı Dolandırıcılığı Cezası
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 245’inci maddesinin (1) numaralı fıkrasında belirtilen suçun cezası üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır.
Aynı maddenin (2) numaralı fıkrasında belirtilen başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretmek, satmak, devretmek, satın almak veya kabul etmek suçunun cezası üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezasıdır.
Aynı maddenin (3) numaralı fıkrası uyarınca sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendine veya başkasına yarar sağlamak suçunun cezası ise dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır.
Kredi Kartı Dolandırıcılığı Şikâyet
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 245’inci maddesinin (1), (2) ve (3) numaralı fıkralarında yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete tabi değildir. Bu sebeple soruşturma ve kovuşturma resen yapılacaktır. Kovuşturma açısından görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.
Ayrıca bu suçta mağdur şikâyetten vazgeçme kurumunu kullanmayacaktır. Dava zamanaşımı süresi yukarıda sayılan suç tiplerinde 8 yıldır. Zamanaşımı süresi geçtikten sonra soruşturma yapılamayacaktır.
Yukarıda hukuki açıdan önem ihtiva eden kredi kartı dolandırıcılığı suçu konusu genel bir çerçeveyle açıklanmıştır. Kredi kartı dolandırıcılığı suçu ve cezası ile şikâyet süresi hususu oldukça önemli ve hukuki danışmanlık alınması gereken başlıca konulardan biridir. Daha fazla bilgi ve danışmanlık için hukuk büromuzla iletişime geçebilirsiniz.
[1] Yargıtay 8. Ceza Dairesi E:2016/11035, K:2017/2639
[2] Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 09.09.2013 tarih ve 2012-31107/2013-21915 K