Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu Nedir? (TCK 299)

Cumhurbaşkanına hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinde ve “Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu suçun diğer suçlardan ayrı bir başlık altında düzenlenme sebebi, kişileri değil; bir makamı korumak amacıdır. Öyle ki; 299. maddenin gerekçesinde, “Cumhurbaşkanının Devleti temsil etmesi ve Anayasada belirtilen görev ve yetkileri göz önüne alınarak onun kişiliğine yöneltilen hareketin bir bakıma Devlet kuvvetleri aleyhine cürümlerden sayılması gerektiği düşüncesinden hareketle bu madde kaleme alınmış ve Cumhurbaşkanına karşı hakaret müstakil bir suç hâline getirilmiştir.” diyerek, Devleti ve Cumhurbaşkanı ile Cumhurbaşkanlığının temsil ettiği tüm unsurların korunduğunu hükme bağlanmıştır.

Cumhurbaşkanına hakaret suçu nedeniyle kovuşturma yapılması Adalet Bakanlığı’nın iznine tabidir.

Cumhurbaşkanına hakaret suçu, şikâyete bağlı değildir; savcılık tarafından re’sen (kendiliğinden) soruşturma süreci başlatılabilir. Bu suç, uzlaşma kapsamında yer alan suçlardan değildir. Cumhurbaşkanına hakaret suçunda zamanaşımı, sekiz yıldır.

Cumhurbaşkanına hakaret davalarında görevli mahkeme, Asliye Ceza Mahkemeleridir.

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun İşlenme Şekli

Cumhurbaşkanına hakaret suçu, serbest hareketli bir suçtur. Yani; bu suçun işlenme şekli herhangi bir hareket veya eyleme bağlanmamıştır. Sarf edilen herhangi bir söz, yapılan bir hareket, söylenen bir şarkı veya bir çizimle dahi işlenebilmektedir. Yapılan bu eylemlerin içeriği Cumhurbaşkanına veya Cumhurbaşkanlığına yönelik nefret, ayrımcılık, hakaret v.b. içermelidir. Eylemin içeriğinin siyasi olması şart değildir. Dolayısıyla bu suçun faili herkes olabilir; yani herkes bu suçu işleyebilir. Ancak bu suçu işleyen kişinin, Cumhurbaşkanına yönelik olduğunu bilmesi gerekmektedir. Başka bir deyişle, suçu işleyen kişi, mağdurun, Cumhurbaşkanı olduğunu bilerek ve isteyerek hareket etmelidir. Aynı zamanda bu suç ancak kasten işlenebilir; suçun taksirli hali düzenlenmemiştir.

Bunun yanında, Cumhurbaşkanına hakaret suçu yalnızca mevcut ve suç tarihinde görevde olan Cumhurbaşkanına yönelik işlenebilir. Görevi sona ermiş, emekli Cumhurbaşkanına yönelik olarak ise bu suç işlenemez.

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Cezası, Gözaltı ve Tutukluluk Halleri

Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesine göre;

  1. Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  2. Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.
  3. Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.

Cumhurbaşkanına hakaret suçunda, savcı tarafından Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda yer aldığı şekilde gözaltı kararı verilmesi halinde gözaltı hali gerçekleşebilir.

Tutukluluk halinde ise uygulamaya yönelik tartışmalar bulunmaktadır. Uygulamaya bakıldığında Cumhurbaşkanına hakaret suçunda tutuklama kararı verilebildiği görülmektedir; ancak bu suçun katalog suçlara (kasten öldürme, çocukların cinsel istismarı, işkence, vb.) girmemesi nedeniyle verilen tutuklama kararları tartışmalıdır. Bu kararların, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına aykırılık taşıdığı şeklinde de eleştiriler yapılmaktadır.

Yine bu suç nedeniyle yapılan bir yargılama sürecinin sonunda, Türk Ceza Kanunu ile Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenen şartların sağlanması halinde hakkınızda verilen hapis cezasının ertelenmesine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya adli para cezasına karar verilebilir.

Cumhurbaşkanına Hakaret Davalarında Emsal Kararlar

Yargıtay tarafından Cumhurbaşkanına hakaret suçuyla ilgili çok sayıda emsal karar bulunmaktadır. Yargıtay bir kararında Cumhurbaşkanına  “Katil, Yezit, Hırsız” gibi sözler söylemenin suç olduğunu hükme bağlamıştır. Söz konusu sanık, kendisine ait Facebook sayfasında Cumhurbaşkanını kastettiği açıkça anlaşılacak şekilde; “katil, yezit” gibi söylemlerde bulunmuştur. Bu tarz söylemler eleştiri düzeyini aşan ve gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gerekse de T.C. Anayasası tarafından korunan düşünce özgürlüğünün istisnaları arasında yer alan ağır hakaret ve aşağılayıcı içerikler barındıran [1]söylemlerdir. Bu nedenle de bu fiili gerçekleştiren kişinin mahkûmiyetine karar verilmiştir1. Benzer şekilde yine bir vatandaş tarafından yapılan Facebook paylaşımı üzerinden Cumhurbaşkanı hakkında; “…onbir yıldır hep çaldım yine çalarım”, “rüşvetimi alır yaşarım”, “evde istiflemişim bir kaç milyar dolar onları sıfırlayacak .. gibi bir oğlum var”, “ulusum korkma pensilvanyadaki canavar, çalsa da bir bildiği vardır diyen seçmenim var” şeklinde yapılan paylaşımların Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturduğunu kabul etmektedir.2

Ancak bunların dışında bir başka Yargıtay kararından söz edecek olarsak, Cumhurbaşkanına yönelik olarak; “Cumhurbaşkanı da kaçakçılık yapanlara izin veriyor!” demek Cumhurbaşkanına hakaret suç sayılmamıştır. Zira Yargıtay tarafından dile getirilen bu söylem, demokratik toplumun temel esaslarından hoşgörü kapsamında değerlendirilebilecek ağır eleştiri sınırları içerisinde sayıldığından, kişinin beraatına karar verilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır.3

Suç tarihinde görevde olmayan Cumhurbaşkanına yönelik işlenen hakaret suçuyla ilgili olarak Yargıtay, bunun Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturmadığını içtihat etmiştir. Emsal bir kararında, Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yönelik “… senin ananı avradını sinkaf edeyim” şeklindeki söylemlerde bulunan şahsın hakaret içerikli bu söylemlerinin Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinde düzenlenen hakaret suçunu oluşturduğunu kabul etmiştir. 4 Yargıtay bu kararında yine, Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinde düzenlenen Cumhurbaşkanına hakaret suçunun ancak ve ancak mevcut, suçun işlendiği tarihte görevde bulunan Cumhurbaşkanına yönelik işlenebileceğini ve yine o Cumhurbaşkanının hedef alınarak işlenebileceği içtihadında bulunmuştur.

Teorik anlamda yapılan tartışmalarda şöyle önemli bir husus da yer almaktadır; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi veya diğer mahkeme kararları değerlendirildiğinde görülecektir ki; Cumhurbaşkanı ya da Devleti temsil eden diğer görevlilere hakaret davalarında bu kurumların genel tutumu, “önleyicilik” taşımaktadır.  Bu da şu demektir; T.C. Anayasası’nın 39. Maddesine göre; “Kamu görev ve hizmetinde bulunanlara karşı, bu görev ve hizmetin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılan isnatlardan dolayı açılan hakaret davalarında, sanık, isnadın doğruluğunu ispat hakkına sahiptir.”. Bu maddeyi açıklamak gerekirse, vatandaşlar eğer yaşadıkları ülkede yürütülen hizmetlerle ilgili söylemlerde bulunuyorlarsa öncelikle vatandaşlara bu söylemlerini ve ne anlama geldiğini açıklatmak veya yeterince araştırmak gerekmektedir. Herhangi bir kişiyi Cumhurbaşkanına veya başka bir devlet görevlisine hakaret suçlamalarıyla yargılamadan veya yargılama başlamışsa yargılama sürecinde ne demek istediğinin açıklattırılması gerekmektedir. Zira bu, adil yargılanma hakkının da gereğidir.

Peki, hakkınızda Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işlemeniz nedeniyle herhangi bir soruşturma veya kovuşturma sürecinin başlatılması hainde ne yapmalısınız?

Görüldüğü üzere, eleştiri düzeyinde kalan söylemler söz konusu olduğunda, Cumhurbaşkanına hakaret davalarında beraat kararları verilebilmektedir. Zira siyasiler, ünlüler, üst düzey bürokratlar ile topluma mal olmuş kişiler diğer insanlara göre eleştirilere katlanmak durumundadırlar. Bu, demokratik toplum yapısının gereği olarak kabul görmektedir. Ancak eleştiri kırıcı ya da rahatsız edici olsa bile hakarete varmamalıdır, zira kimse hakarete katlanmak zorunda değildir. İfade hürriyeti bakımından eleştiri ile hakaret arasındaki ince çizgi toplumda hâkim olan ortalama düşünüş ve anlayışa göre, kişilerin ifade hürriyeti ile mağdurun birey olarak onur ve şerefi arasındaki dengede gözetilmek suretiyle hâkim tarafından belirlenmelidir. Hakaret ve sövme içeren söylemler hiçbir koşulda eleştiri olarak kabul edilmemelidir.

Tüm bu açıklamaların ışığında, Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanlığı, konumu gereği, Devleti temsil eden organ olduğundan bu tarz davalarda donanımlı ve uzman avukatlar tarafından temsil edilmek önemlidir. Bizimle iletişime geçmeniz halinde, bu ve benzeri davalarda uzman avukatlarımızla ile güçlü bir hukuki hizmet alabilirsiniz.

  1. Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017//4807 K. 3. Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/3518 K.
  2. Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/953 K. 4. Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/987 K.
Oretra