alper otluoğlu

miras avukatı

Çekmeköy Miras Avukatı

Çekmeköy Miras Avukatı 

Çekmeköy miras avukatı aile hukukundan kaynaklanan bir durum olan miras ile ilgili uyuşmazlıklarda size yol göstermektedir.  Miras ve mirasçılık, hukukumuzda pek fazla ihtilafa düşülen ve dört gözle beklenen mevzular içinde yer almakta olup hukuk ofisimiz Çekmeköy miras avukatı ve mirasçılıkla alakalı her türlü uyuşmazlıklar için hizmetler sunmaktadır.

Sevdiğimiz birini kaybetmek, arkadaşımız, ailemizden biri, iş ortağımız ya da kim olursa olsun bizi derinden üzer. Bunun yanında mirasın açılması, paylaşımı, mirasçılık hakları mevzularında anlaşmazlığa düşülmesi sorunları daha da içerisinden çıkılmaz hale getirebilecektir. Aşağıda miras bırakanın yasal mirasçıları olanlar ile bu mirasçıların saklı payları hakkındaki bir kaç mühim bilgiye yer vereceğiz. Detaylı bilgi, hukuki yardım ve danışmanlık hizmetleri için ise miras hukuku alanında hizmetler veren hukuk ofisimizle kolayca iletişime geçebilirsiniz.

Miras Bırakanın Yasal Mirasçıları 

Kanunda dört ana kategoride sayılan yasal mirasçılar kan hısımları, sağ kalan eş, evlatlık ve devlettir. Kan hısımlarını da kendi içinde dörde ayrılmakta olup, alt soy, ana baba, büyük anne ve büyük baba ile evlilik dışı hısımlar benzer biçimde birbirinden ayrılmaktadır.

Mirasçılarından alt soyu, anne ve babası ya da eşi bulunan miras bırakan, mirasının saklı paylar haricinde kalan kısmında birtakım alım satım işlerinde bulunma hakkına sahiptir. Saymış olduğumuz bu mirasçılardan asla birinin bulunmaması halinde miras bırakan mirasının tüm bunlar üstünde tasarrufta bulunabilir. Bu ve bunlar gibi durumlarda Çekmeköy miras avukatı size yardımcı olacaktır.

Mirasçıların Saklı Payları Nelerdir

Mirasçıların saklı payları, Türk Medeni Kanunumuzda açıklanmıştır. Buna göre miras hukukunda saklı paylar;

  • Mirasçının alt soyu için yasal miras payının 1/2si,
  • Mirasçının ana ve babasından her biri için yasal miras payının 1/4ü,
  • Mirasçının sağ kalan eşi için, alt soy yahut ana ve baba zümresi ile beraber mirasçı olması halinde yasal miras payının tümü, öteki hallerde yasal miras payının 3/4ü,

biçiminde düzenlenmiştir. Miras bırakanın malvarlığı üstünde tutum sağlayabileceği yani tasarrrufta bulunabileceği kısım, terekenin miras bırakanın ölümü tarihli durumuna göre hesaplanacaktır. Bu hesap yapılırken;

  • Miras bırakanın borçları,
  • Miras bırakanın cenaze masrafları,
  • Terekenin mühürlenmesi ve yazımı giderleri,
  • Miras bırakan ile beraber yaşayan ve miras bırakan tarafınca bakılan kişilerin üç aylık geçim giderleri,

şeklinde kalemler terekeden indirilir. Miras bırakanın sağlar arası gerçekleştirmiş olduğu karşılıksız kazandırmalar belli şartlar altında saklı pay hesabında terekeye eklenmektedir.

Miras bırakanın;

  • Kendi ölümünde ödenmesi için üçüncü şahıs lehine yaşam sigortası sözleşmesi yapması,
  • Böyle bir kişiyi sonradan lehdar olarak atama etmesi,
  • Sigortacıya karşı sahip olunan hakkı üçüncü kişiye devretmesi,

halinde, sigorta alacağının miras bırakanın ölümü tarihli satın alma kıymeti terekeye eklenecektir.

Miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufları, mirasçılar açısından büyük problemler yaratabilir. Özellikle günümüzde şahsi ya da aileyle ilgili servetin giderek artması neticesinde bu tür sorunlar gün yüzüne çıkmaktadır. Bu tür planlamaların sıhhatli yapılabilmesi için Çekmeköy miras avukatı ve hukuki danışmanlık, gereken hizmetler içinde yer almaya başlamıştır.

Bu sebeple ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların evvelde tespiti ve gerektiğinde hukuksal planlamaların evvelce yapılması, gittikçe artan bir gereksinim haline gelmektedir. Hukuk ofisimiz hem miras bırakan, bununla birlikte mirasçılar açısından bu kapsamda gereken hukuki danışmanlık hizmetlerini vermektedir. Çekmeköy miras avukatı size miras hukukundan kaynaklı durumlar için yardımcı olacaktır. Siz de gerek miras planlaması yapmak gerekse miras hukuku ile alakalı uyuşmazlıklarınızı çözümlemek için ofisimizle bağlantı kurabilirsiniz.

Kartal Ceza Avukatı

Kartal Ceza Avukatı

Kartal Ceza Avukatı 

Kartal ceza avukatı ceza davanızı en iyi şekilde yürütecek ceza avukatlarının başında gelmektedir. Ceza davası cumhuriyet savcısının kontrolünde tahkikat aşaması ile başlayıp daha sonra Asliye Ceza Mahkemesi ya da Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam edecek olan bir yargılamadır. Tüm bu süreçlerde gözaltı, tutuklama, el koyma, anlatım verme, adli kontrol. (Yurtdışı yasağı, imza atma yükümlülüğü) şeklinde birçok hürriyeti ve yaşantıyı kısıtlayan önlem ile yüz yüze kalmanıza sebep olabilecek nitelikte bir hukuk dalı olan ceza hukuku alanındaki davalarınıza bu bakımdan daha dikkatli şekilde vekil seçmelisiniz.

Kartal ceza avukatı, ceza dosyalarına bakan, tahkikat, takibat ve olağan ile olağanüstü kanun yollarını yürüten avukattır. Modern ceza hukuku genel hatlarıyla iki kısımdan oluşur: Genel ve hususi yani özel kısım. Ceza kanunlarının “özel” kısmı, yasa koyucu tarafınca ceza yaptırımları ile yasaklanan suçlardan oluşurken; genel bölümde, hususi bölümde öngörülen suçlara uygulanacak ortak kurallar bulunur.

Ceza Kanununun hususi kısmını gerçekleştiren hükümler ile genel kısmını gerçekleştiren hükümler içinde çok ciddi yapısal farklılıklar bulunmaktadır. Özel kısım hukuk düzeni tarafınca ceza ile tehdit edilen fiillerin bir bir sayılması şeklinde oluşur. Yani hangi fiillerin kabahat olduğunu, bunların unsurlarını ve yaptırımlarını nasıl biteceğini düzenler. Bu anlamda bütün suçlar için ortak prensip ve kurallar getiren genel kısım işte bu hususi bölümde tatbik alanı bulur.

Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin kaçınılmaz sonucu olarak ceza özel hukuku ile karşılaşırız. Bilindiği suretiyle prensip şudur; kanun tarafınca açıkça öngörülen haller haricinde bir kişinin keyfiyetten cezalandırılması yasaktır. Bununla beraber bu prensip olmasaydı dahi hususi kısma gereksinim olacaktı. Zira hukuk terminolojisindeki kıyas terimi ceza hukuku hakkında uygulanmadığı için tüm cezaların ve suçların ayrıca ve açıkça düzenlenmesi şarttır.

Ceza Muhakemesi Kanunu ise bir suçun işlenmesi sonucunda uygulanacak hükümleri, yapılacak işlemleri ve dönemi düzenleyen kitaplar. Sonuç olarak ceza kanunu ile ceza muhakemesi kanunu kül halinde suçun işlenmesinden yargılamanın tamamlanmasına dek bu prosedürü baştan sona düzenlemektedir.

Tüm bu süreçleri tahkikat aşamasından başlayarak, takibat ve devamında istinaf ve temyiz süreçlerini yürüten avukata ceza avukatı denir. Kartal ceza avukatı, ceza kanunlarına hakim, şüpheli/sanık yada müşteki/katılanının haklarını korumak için çaba sarf eden avukattır. Kartal ceza avukatı arayışınız için tüm detaylar yukarıda verilmiştir.

Kartal Ağır Ceza Avukatı 

Kartal ceza avukatı sonrasında Kartal ağır ceza avukatı ise ceza avukatının aksine ancak ağır ceza davalarına bakan avukattır. Kartal ceza avukatı ceza davalarının görüldüğü Asliye Ceza Mahkemesi ve Ağır Ceza Mahkemelerinde çalışmaktadır. Ağır ceza avukatı bu şekilde belirtilen davalardan ancak Ağır Ceza Mahkemesinin vazife alanına giren davalara bakan avukattır.

Basitçe tarif etmek gerekirse, Ağır Ceza Mahkemeleri cezası ve niteliği ağır olan davalara bakan mahkemedir. Tek tek saymak gerekirse Ağır Ceza Mahkemeleri; kanunların ek olarak sorumlu kıldığı haller saklı kalmak suretiyle, Türk Ceza Kanununda yer edinen yağma (m.148), irtikap (m. 250/1 ve 2), resmi belgede sahtecilik (m. 204/2), nitelikli dolandırıcılık (m. 158), hileli iflas (m. 161), cinsel saldırı, kasten öldürme, taksirle birden fazla kişiyi öldürme, çocuğun cinsel istismarı, soykırım, işkence, örgütlü suçlar şeklinde suçlar ile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla alakalı dava ve dosyalara bakmakla görevlidir.

Öte yandan, üstte sayılan tüm bu suç tiplerinden bağımsız olarak; 10 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlar da Ağır Ceza Mahkemelerinin görev alanına görmektedir. Bu davaları da ağır ceza avukatı yürütür. Ağır ceza mahkemesinde görülen suç tiplerinin daha ciddi olması ve yürütülecek yargılama aşamasından sonra verilecek olan cezaların üst ve alt sınırlarının görece daha yüksük tutulmasından dolayıdır. Bu sebeple ağır ceza mahkemelerinin teşekkülü bir başkan, 2 üye olmak suretiyle üç hakim ile teşekkül etmektedir. Kartal ceza avukatı size ağır ceza avukatı olarak da hizmet vermektedir.

Ceza Avukatı Arıyorum 

Ceza avukatı arıyorum cümlesi hepimiz tarafınca zikredilebilir. Çünkü yaşamımız süresince ne ile karşılaşacağımızı asla bilemeyiz. Bu sebeple Google ve diğer pek çok arama motorları aracılığıyla sıkça aratılan bir cümledir. Kartal ceza avukatı size ceza avukatı arayışınız için fayda sağlayacaktır.

Ceza avukatı arıyorum gibi ceza avukatı arayışına giren kişilerin dikkatli ve itinalı hareket etmesi gereklidir. Zira web ortamı yanıltmaya ve değişik halde aktarmaya oldukça müsait ortamdır. Bu sebeple arayışınızın kararı hüsranla sonuçlanmaması için bulduğunuz avukatın adını internette yine araştırmanızı öneririz. Zira ceza avukatı ararken boşanma avukatı ya da asla avukat olmayan biriyle karşılaşabilirsiniz.

Ceza avukatı arayışınız siz değerli ziyaretçilerimizin yaşamını kurtaracak dönemi anlatım eder. Bu süreçte titiz olmanın faydalı olduğu söylenebilir. Ceza hukuku üstte belirtildiği suretiyle ihtisas ve emek gerektiren bir süreçtir. Bu nedenle uzman ceza avukatını bulmanız ve Kartal ceza avukatı ile çalışmanız siz değerli ziyaretçilerimizin menfaatine olacaktır.

Şile Ceza Avukatı

Ceza Avukatı

Şile Ceza Avukatı 

Şile ceza avukatı asliye ve ağır ceza mahkemelerinde görülen davalarınızda yardım alabileceğiniz avukatlardan oluşur. Toplumsal yaşamda hepimiz her an bir kabahat mağduru olabilir ve bundan dolayı ceza hukuku mevzuatı kapsamına giren davalarda yer bulabiliriz. Bu davalarda uzmanlaşan avukatlara ise ceza avukatı veya Şile ceza avukatı denmektedir. Ceza hukukuna ilişik mağduriyetin yahut isnatların muhatabı olmanın ise öteki hukuk dallarına oranla tesiri oldukça ağır olabilmektedir. Ceza mahkemelerinin kararları, şahıs hak ve özgürlüklerine en derin müdahalelerin olduğu kararlardır. Bu nedenlerle mesuliyet sahibi olup empati yapabilecek bir ceza avukatı ihtiyacı büyük ehemmiyet taşımaktadır.

Ceza hukuku kapsamında bir eylemin kabahat teşkil edip etmediği, hangi eylemin kabahat sayıldığı, birbirinden ayrılan yönleri, maddi ve manevi unsurları, kapsamı ve sınırları, hangi suçun oluştuğu, ceza tayini şekli ve usulü, suçu ortadan kaldıran nedenler, cezayı azaltan ve ortadan kaldıran nedenler, uygulanması ihtiyaç duyulan temel ilkeler bir bir üzerinde durularak normlarla düzenlenmiştir.

Ceza Hukukuna bakılırsa bir ferdin gerçekleştirdiği eylemin kabahat teşkil ettiğini bilmediğini iddia etme hakkı yoktur. Kişiler (bu şahıs mağdur dahi olsa) ceza kanununu ve öteki kanunları bilmediği iddiasına sığınamaz. Bu prensip gereğince mağdur ve şüpheli/sanıkların kendilerinin vekil ile temsil edilmesinin önü açılmış ve CMK ile vekil belirleme sistemi getirilmiştir. Bu yolla kişilerin haklarının garantiye alınması sağlanmaya çalışılmıştır. Lakin, öteki ülkelere göre Türkiye’de birçok ceza avukatı barodan gelen dosyalara pek itina göstermemekte, dosyalara ancak yapılması ihtiyaç duyulan asgari düzeyde işlemleri yapmaktadır. Bu vaziyet alakalı savcılıklar ve mahkemelerce de tenkit ve şikayet mevzusu yapılmaktadır. Uygulamada ceza avukatının duruşmayı kaçırmasını geçin, her türlü mahkeme ilamlarına karşı üst mahkemeye başvuru sürelerini kaçırdığına dahi rastlanmaktadır. Bu durumda normal olarak ki Şile ceza avukatı büyük sorumluluklara sahiptir ama ferdin telafisi mümkün olmayan zararlara uğratılmış olduğu hakikatı ise yadsınamayacak kadar elzem bir konudur. Bu nedenle dosyada ceza avukatının vazife alması muhakkak ki haklarının güvence altına alınacağı anlamına gelmemektedir. Kişi davasını her ihtimalde takip etmeli, bu yolla hem kendine aynı zamanda hüküm merciine destek olmalıdır. Dosyanızı uzman Şile ceza avukatı ile takip etmeniz bu sürecin rahat bir biçimde yürütülmesini ve haklarınızın korunmasını sağlayacaktır.

Ceza Avukatının Görevleri Nelerdir? 

Ceza avukatı, ceza mahkemelerinde görülen davalarda kişilerin özgürlüklerini, haklarını en iyi biçimde savunur. Ceza avukatı tahkikat ve takibat aşamalarında da gerçeğin ortaya çıkmasına en çok katkıda bulunan kişilerden birisi konumunda yer alıyor. Ceza davaları neticesinde kişiler özgürlüklerini yitirme riski ile yüz yüze kalmış olduğu için bu vaziyet oldukça daha mühim bir hale geliyor. Bununla beraber ceza avukatının müvekkilini mahkemenin her aşamasında en iyi biçimde temsil edip haklarını savunması gerekiyor.

Ayrıca ceza avukatı, suçlanan ferdin ifadesini verdiği andan itibaren muhtemel bir temyiz, istinaf başvurularına kadar ferdin yanında olur. Bu nedenle ceza avukatının vazife tanımı fazlasıyla geniş bir yelpazede değerlendirilir.

Ceza Mahkemesi Nedir? 

Ağır ceza mahkemesi, Türk ceza yargılamasında öngörülen ceza miktarı bakımından en ağır suçlara bakmakla sorumlu mahkemedir. Ağır Ceza Mahkemesinin rolü 5235 sayılı kanunun 12. Maddesinde düzenlenmiştir. İsnat edilen suçun ağır ceza mahkemelerinin vazife alanına girip girmediği hususu da tekrar 5235 sayılı kanunun 12. Maddesi çerçevesinde belirlenmektedir. Ağır Ceza Mahkemesinin rolü alanına girmiş olduğu açıkça belirtilmeyen suçlar ile alakalı ise Asliye Ceza Mahkemeleri görevlidir. Sanığın 18 yaşından daha küçük olduğu durumda o suçu yargılama görevi ise kanunlar uyarınca Çocuk Ağır Ceza Mahkemelerinindir. Şile ceza avukatı sizi ağır ceza, çocuk ağır ceza ve asliye ceza mahkemelerinde savunacak yetkinliğe sahip olan avukattır.

mala zarar verme suçu ve cezası

Mala Zarar Verme Suçu ve Cezası

Mala Zarar Verme Suçu ve Cezası 

Mala zarar verme suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151’inci maddesinde “Malvarlığına Karşı Suçlar” başlığı altında açıklanmıştır. Bu yazımızda Mala Zarar Verme Suçu ve Cezası çeşitli yönleriyle incelenecek ve sayın okurlarımıza bu suç hakkında bilgi verilecektir.

Mala Zarar Verme Suçu 

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 151’inci maddesi uyarınca bir başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılmaz hale getiren veya kirleten kişi mağdurun şikâyeti üzerine, müeyyide olarak dört aydan üç yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılacaktır.

Mala zarar verme suçunda amaçlanan hukuki değer, mağdurun mülkiyet hakkının etkin biçimde korunmasıdır. Suçun konusu ise bir başkasına ait taşınır veya taşınmaz bir maldır. Bu suçta malın ekonomik değerinin suçun işlenmesi açısından bir önemi yoktur. Mağdur için manevi değer ihtiva eden bir mal üzerinde de bu suç pekala işlenebilecektir. Malın önem ve değeri ancak yaptırımın belirlenmesinde hakim tarafından göz önünde bulundurulacaktır.

Bu suçta fail, başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan kullanılamaz hâle getiren veya kirleten kişidir. Burada özgü bir faillik söz konusu olmadığından seçimlik neticelerden biri, birkaçı veya tamamını gerçekleştiren herkes bu suçun faili herkes olabilecektir. Kişinin kendi malına zarar vermesi mülkiyet neticesinde tasarruf yetkisinin kullanılması olduğundan haliyle bu suç oluşmayacaktır. Mal üzerinde rehin, sükna vb. hakkı olan veya kiracı sıfatıyla bu malı kullanan kişiler de bu suçun faili olabilecektir.

Mağdur burada malına zarar verilen maliktir. Herkes bu suçun mağduru olabilecektir.

Mala zarar verme ancak icrai hareketlerle gerçekleştirilebilecek bir suçtur. Bu suç işlenirken kullanılan aracın niteliği önemli olmayacaktır.

Kanun koyucu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151’inci maddesinde mala zarar verme suçunu oluşturacak hareketleri seçimlik bir biçimde hafiften ağıra doğru olacak şekilde sınıflandırmıştır. Buna göre kanunda belirtilmiş olan taşınır veya taşınmaz malı kısmen veya tamamen yıkacak, tahrip edecek, yok edecek, bozacak, kullanılamaz hale getirecek veya kirletecek seçimlik neticelerin bir, birkaçının veya tamamının gerçekleşmesiyle suç tamamlanmış olacaktır. Mahkeme somut olaya göre hafiften ağıra doğru sıralanmış olan suçu oluşturan bu neticelerin gerçekleşme şekline göre cezayı takdir edecektir.

Mala zarar verme ancak bilerek ve isteyerek kasten gerçekleştirilebilecektir. Burada failin özel bir amaç içerisinde bu hareketleri gerçekleştirmesi gerekmemektedir. Failin kendisine yarar sağlama amacı olması halinde bu suç hırsızlık, dolandırıcılık veya güveni kötüye kullanma gibi suçları gündeme getirecektir.

Nitelikli Haller 

Mala zarar verme suçunun nitelikli halleri 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 152. Maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkralarında sayılmıştır. (1) numaralı fıkra uyarınca:

Mala zarar vermenin kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yer, bina, tesis veya diğer eşya hakkında işlenmesi hali nitelikli hal olarak sayılmıştır. Burada sayılan suçun konusu eşya taşınır veya taşınmaz olabilecektir. Yargıtay 2.Ceza Dairesi[1] karakolda görüşme odasının camını kıran fail için bu nitelikli halden hüküm kurmuştur Kamu kurum ve kuruluşlarına ait olmasa dahi kamunun yararlanmasına ayrılmış veya kamu hizmetine tahsis olunmuş fiilen kullanımda olan diğer eşyalar da bu nitelikli hal kapsamına girecektir. Kanun koyucu burada verilen zararın topluma ve toplumun menfaatine yönelik olduğundan bahsederek bu hususu cezayı ağırlaştırıcı nitelikli hal olarak öngörmüştür.

Bu suçun yangına, sel ve taşkına, kazaya ve diğer felaketlere karşı korunmaya tahsis edilmiş her türlü eşya veya tesis hakkında işlenmesi bir başka nitelikli hal olarak sayılmıştır. Kanun koyucu diğer felaketler kısmını ekleyerek somut olaya göre değerlendirme yapılabilmesinin önünü açmıştır. Somut olayda örneğin fırtınaya karşı tahsis edilmiş yapı bu kapsamda değerlendirilebilecektir fakat bunun sınırı failin aleyhine olacak şekilde geniş yorumlamamaktır.

Bu suçun devlet ormanı statüsündeki yerler hariç, nerede olursa olsun, her türlü dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğu hakkında işlenmesi hali cezayı ağırlaştırıcı bir başka nitelikli hal olarak öngörülmüştür. Kanun koyucu bu nitelikli halin uygulanabilmesi için ağaç, fidan ve bağ çubuklarının dikili olması şartını getirmiştir.

Bu suçun sulamaya, içme sularının sağlanmasına veya afetlerden korumaya yarayan tesislere karşı işlenmesi cezayı ağırlaştıran bir başka hal olarak öngörülmüştür. Burada yer alan tesisler özel şahıslara ait olanlardır. Kamuya ait tesislerde nitelikli halin işlenmesi halinde kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yer, bina, tesis veya diğer eşya hakkında işlenmesi nitelikli hali uygulama alanı bulacaktır.

Grev veya lokavt hallerinde işverenlerin veya işçilerin veya işveren veya işçi sendika veya konfederasyonlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında mala zarar vermenin gerçekleştirilmesi kanun koyucu tarafından cezayı ağırlaştıran bir başka nitelikli haldir. Kanun koyucu burada grev ve lokavt döneminde gerçekleştirilen mala zarar verme halini nitelikli hal olarak öngörmüştür.

Bu suçun siyasi partilerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve üst kuruluşlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında işlenmesi hali cezayı ağırlaştırıcı bir nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Siyasi partilerin parti binaları, binalardaki eşyalar, parti seçim otobüsleri vs. bu kapsamdadır. Türkiye Barolar Birliği, Türkiye Bankalar Birliği, Türk Tabipler Birliği ve Tabip Odaları kamu niteliğindeki meslek kuruluşlarındandır.

Suç sona ermiş olsa bile, görevinden ötürü öç almak amacıyla bir kamu görevlisinin zararına olarak işlenmesi kanunda sayılan cezayı ağırlaştıran bir başka nitelikli haldir. Failin burada kamu görevlisinden öç almak özel kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Ayrıca kamu görevlisine karşı gerçekleştirilen mala zarar vermenin görevinden ötürü olması gerekir.

Kanun koyucu yukarıda sayılan cezayı ağırlaştıran nitelikli hallerin işlenmesi halinde fail hakkında bir yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunacağını belirtmiştir.

Mala zarar vermenin 152’nci maddenin (2) numaralı fıkrasında belirtilen yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak; toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmak suretiyle veya radyasyona maruz bırakarak; nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanarak işlenmesi halleri kanunda sayılan diğer cezayı ağırlaştıran nitelikli hallerdendir. Bu hallerde verilecek ceza bir katına kadar arttırılacaktır.

Bu suçun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde basit veya nitelikli halinin işlenmesine ilişkin verilecek ceza iki katına kadar arttırılacaktır.

Mala Zarar Verme Suçu Cezası 

Mala zarar verme halinin basit şeklinin yaptırımı dört aydan üç yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Burada seçimlik yaptırım bulunmaktadır. Mahkeme yaptırımın şeklini somut olaya göre belirleyecektir.

Bu suçun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 152’nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında belirtilen nitelikli haller kapsamına girecek şekilde işlenmişse fail hakkında bir yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmedilecektir. Burada adli para cezası seçimlik bir yaptırım olarak öngörülmemiştir.

Yine 152’nci maddenin (2) numaralı fıkrasında yer alan nitelikli hallerin gerçekleştirilmesi halinde verilecek ceza bir katına kadar arttırılacaktır.

Mala Zarar Verme Suçu Şikâyet 

Mala zarar verme suçu basit hali şikâyete bağlı şekilde düzenlenmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 73’üncü maddesi uyarınca soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikâyette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamayacaktır. Şikâyet hakkı sahibi kişi, failin ve fiilin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği tarihten itibaren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu madde 158 uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk makamlarına başvuru yapılabilecektir. Bu makamlar haricinde valilik veya kaymakamlığa ya da mahkemeye yapılan şikâyet de ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilecektir.

Mala zarar vermenin nitelikli hallerinde, soruşturma ve kovuşturma yapılması şikâyete bağlı olmayacak, suçun soruşturulması ve kovuşturulması resen yetkili makamlarca yerine getirilecektir. Burada kovuşturma yapmaya görevli mahkeme, yetkili asliye ceza mahkemesidir.

Yukarıda hukuki açıdan önem ihtiva eden mala zarar verme suçu konusu genel bir çerçeveyle açıklanmıştır. Mala zarar verme ve cezası ile şikâyet süresi hususu oldukça önemli ve hukuki danışmanlık alınması gereken başlıca konulardan biridir. Daha fazla bilgi ve danışmanlık için hukuk büromuzla iletişime geçip yaşayabileceğiniz herhangi bir hak kaybının önüne geçebilirsiniz.

[1] 2. Ceza Dairesi 2020/27554 E, 2022/31 K.

Oretra