Zina sebebiyle boşanma, evlilik birliği devam ederken eşlerden birinin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması sebebiyle açılır. Bir yükümlülüğe aykırı davrandığı için bir başkasıyla cinsel ilişkiye giren eş tam kusurlu kabul edilir. Bunlar dışında eşin bir başkasıyla sarılması, aşırı yakınlık göstermesi Medeni Kanun’a göre zina kabul edilmemektedir.
Sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan eşe karşı boşanma davası esnasında tazminat isteminde bulunulabilir. Bu anlamda zaten tam kusurlu da olduğundan mahkeme tazminata hükmedecektir. Ancak eşin aldattığı kişiye karşı, yalnızca bu olayla bağlantılı bir tazminat isteminde bulunulamaz. Zira üçüncü kişi bir haksız fiilde bulunmamaktadır. Ancak bahsi geçen kişi başka bir haksız fiil işlemişse bununla bağlantılı olarak sorumluluğu doğacaktır. Örneğin yaşanan bir olayda[1] kadın eş zinaya dayalı dava açmış ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Kişiler yalnızca arkadaşlıkça konuştuklarını ve ilişkilerinin arkadaşlık olduğunu öne sürerek kendilerini savunmuşlardır. Yapılan yargılama sonucu yerel mahkeme erkek eşi haklı bularak boşanma ve tazminat istemini kabul etmemiştir. Kadın eşin olayı Yargıtay’a taşıması sonucu 4. Hukuk Dairesi ret kararını yerinde bulmamıştır. Elde edilen deliller ve Yargıtay kabulleri ışığında zina olduğu kabul edilmiş ve kadın eşe tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
Zina Sebebiyle Boşanma Davası
Boşanma davaları temel olarak anlaşmalı ve çekişmeli olarak ikiye ayrılır. Anlaşmalı boşanmada herhangi bir kusur aranmaz. Kişilerin karşılıklı olarak boşanma istekleri, şartlar da oluşmuşsa mahkeme tarafından kabul edilir.
Çekişmeli boşanmada ise eşlerden yalnız biri boşanmak istemektedir. Medeni Kanun’da düzenlenen genel ve özel sebeplere dayanılarak açılır. Genel sebepler daha soyut, evlilik birliğinin devam etmesinin taraflardan beklenemeyecek olması halidir. Özel sebepler ise kanunda tek tek belirtilmiştir. Bunlar terk, haysiyetsiz hayat sürme, akıl hastalığı, hayata kast ya da pek kötü muamele ve zina sebebiyle boşanma olarak sayılır. Bu durumlarda evlilik birliğine ya da diğer eşin istemesine bakmaksızın boşanma kararı verir.
Zina sebebiyle boşanma davası da diğer boşanma türleri gibi Aile Mahkemesinde açılır. Dilekçede tek bir sebep gösterilebileceği gibi hem bir özel sebebe hem de genel sebebe dayanılabilir. Kanıtlanmış bir özel sebebin varlığı boşanmayı oldukça hızlandıracaktır. Zina sebebiyle dava açılması için bazı şartlar gerekir. Bu şartlar şu şekildedir:
- O anda var olan bir evlilik ilişkisinin bulunması gerekir: Bu anlamda evlilik öncesi veya sonrası oluşan ilişkiler zinaya konu olmaz. Ayrılık, kaybolma durumlarında da yine zina oluşur.
- Başkasıyla cinsel ilişkide bulunma: Flört etme, sarılma, çok yakın davranışlar zinayı oluşturmaz.
- Cinsel ilişki karşı cinsler arasında olmalıdır: Hem cinslerle olan ilişkiler Medeni Kanun kabul etmediğinden zina sayılmaz.Bu sebeple boşanma davası açmak için başka bir özel sebepten veya genel sebepten yararlanılabilir.
- Zina Edenin Kusurlu Olması: Eşin zinayı gerçekleştirirken bunu isteyerek yapmış olması gerekir. Tehdit, şiddet veya hile ile gerçekleşmiş eylemlerden kişiler sorumlu tutulamaz.
Zina Nedeniyle Boşanma Davasında Gizlilik Kararı
Bir hukuk devleti olmanın gereği olarak Türkiye’de de yargılamalar halka açık şekilde yapılır. Ancak davada taraf menfaatlerinin de korunması önemlidir. Bu sebeple yargılamanın aleniliğinin de bazı istisnaları bulunur. Zina nedeniyle boşanma davasında gizlilik kararı da bunlardan biridir. Tarafların kişilik haklarının korunması ve davanın sağlığı için hakim re’sen veya talep üzerine gizlilik kararı alabilir.
Zina Sebebiyle Boşanma Davasında Deliller
Zina olgusunun yapısı gereği kanıtlanması zor olabilir. Bu sebeple eşler somut olayın durumuna göre çeşitli kanıtlarla mahkemeye başvurabilirler. Zina sebebiyle boşanma davasında deliller şu şekildedir:
- Tanık beyanları
- Telefon görüşme kayıtları veya içerikleri, mesajlar, whatsapp içerikleri
- Ses kayıtları
- Sosyal medya içerikleri
- Uçak veya otel kayıtları, güvenlik kamerası görüntüleri
- Fotoğraflar, video kayıtları vb. her türlü delil
- Başka bir nedenle savcılık tarafından başlatılan soruşturma dosyasında yer alan evraklarda zina olgusuna dair ifadeler
- Banka kayıtları, kredi kartı ekstresi
Ancak burada delile sahip olan tarafın dikkat etmesi gereken bazı hususlar bulunmaktadır. Özellikle kişilerin haberi olmadan alınan görüntüler, ses kayıtları gibi deliller usulüne uygun olmadığı için yargılamada kullanılmaz. Yine konuşmanın tarafı olmadan bir whatsapp konuşmasının kaydını almak, telefon görüşmesini kaydetmek de buna örnektir. Ayrıca bu olgular Türk Ceza Kanunu kapsamında da suç oluşturur. Bu suçlar şu şekildedir:
- Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
- Haberleşmenin gizliliğini ihlal
- Özel hayatın gizliliğini ihlal
Bunların oluşmaması için kayıtların mutlaka zina olgusunu ispatlamaya yönelik ve ani olması gerekir. Yoksa planlı ve sistematik yapılan kayıtların kabul edilmesi hukuk düzeni açısından olanaksızdır.
Yargıtay ispatın zor olduğunu kabul ederek bazı ilkeler kabul etmiştir. Bu ilkelerden bazıları şu şekildedir:
- Eşlerden birinin yalnızken ortak konuta karşı cinsten birini alması zinanın varlığına delalet eder. Bu halde, zina ispatlanmış kabul edilir.
- Eşlerden birinin karşı cinsten biriyle düzenli bir şekilde gece-gündüz telefonda görüşmesi zinanın varlığına işaret eder.
- Eşlerden biri evlilik dışı ilişkiye girdiği başka bir kişiden çocuk sahibi olduğu takdirde yine zina ispatlanmış olur.
Medeni Kanunda eşcinsel ilişkiler kabul edilmediğinden hem cinsiyle yaşanan bir ilişki sebebiyle zinaya dayanılarak boşanma davası açılmaz. Genel sebeplere ya da duruma göre başka bir özel sebebe dayanılabilir.
Boşanma Davasında Mal Paylaşımı
Zina ile boşanmada akla gelebilecek bir başka soru ise mal paylaşımının nasıl yapılacağıdır. Bu durumda mal paylaşımında eşlerin katılma payı zina olgusu dikkate alınarak belirlenir. Bunun en önemli sebebi aldatan eşin tam kusurlu olmasıdır. Ancak başka bir boşanma sebebinde eşlerden biri yine tam kusurlu olsa da katılma payları konusunda bu ayrım gündeme gelmez. Dikkat edilecek bir diğer unsur ise eşler arasında mutlaka edinilmiş mallara katılım rejimi olmalıdır. Bu seçim ortak kararlaştırılabilir. Yine başka bir tercih yapılmadığı durumlarda da kanun kural olarak bu rejimin uygulanmasını emretmiştir.
Zina Sebebiyle Boşanma Davası Zamanaşımı
Zina sebebiyle boşanma davası zamanaşımı eşin aldatmayı öğrenmesinden itibaren 6 aydır. Aldatmanın üzerinden 5 yıl geçmişse, öğrenme tarihi dikkate alınmaksızın dava açma hakkı düşer. Her halde affeden eşin aynı zina olgusunu ileri sürerek boşanma davası açma hakkı kaybolur. Affetme sözlü, yazılı şekilde açık olabileceği gibi birlikte yaşama fiilinin devam etmesi gibi örtülü bir biçimde de olabilir.
Ancak evliliğin yine de çekilmez olabileceği kabul edilmelidir. Böyle bir durumda da kanun koyucu eşe, genel sebebe dayanarak boşanma hakkı tanımıştır.
Boşanma yargılamaları bazen yıllarca sürebilmektedir. Bu da hem madden hem de manen yıpratıcı olabilir. Böyle bir durumda kalmamak ve en yüksek menfaati elde etmek için uzman yardımı oldukça önemlidir. Ayrıca süreler ve hak kayıpları diğer kafa karıştırıcı hususlar olabilmektedir. Bu sebeple bir aile avukatı desteği almanızı öneririz.
[1] Yargıtay’ın 2014/3546 esas 2014/4958 sayılı kararı