Zorla Senet İmzalatma Suçu ve Cezası
Zorla senet imzalatma suçu Ceza Kanunu’nda yer alan bir suçtur. Ancak bu suça ilişkin zorla senet imzalatma suçu olarak ayrı bir başlık ve sayı bulunmamaktadır. Bu suç Ceza Kanunu içerisinde Yağma suçunun bir maddesinde tanımlanmıştır ve yağma suçu ile aynı cezanın verileceği kanun tarafından bildirilmiştir. Bu suç senet yağması olarak da adlandırılmaktadır.
Zorla senet imzalatma suçunun var olabilmesi için öncelikle cebir ve tehdit olmalıdır. Cebir ve tehdit ile bir kimseye bir şey yaptırılması zaten yağma suçunun zorunlu unsurları arasındadır. İkinci olarak ise bu baskı ve korku ile kişiye kanun maddesinde sayılan hareketlerden herhangi birisinin yaptırılması gereklidir. Kanunda sayılan hareketlerin hepsinin yapılması ile suç tamamlanmış sayılmaz. Yer alan hareketlerden bir tanesinin işlenmesi de suçu oluşturacaktır.
İlgili suçun var olabilmesi için zorla imza attırılan senedin de kişiyi borç altına sokabilecek nitelikte olması lazım gelir. Bu vasfı taşımayan bir senede zorla imza attırılsa dahi bahsi geçen suç oluşmuş sayılmayacaktır. Çünkü bu suç ile korunan değerler vardır. Kişiyi istemediği halde borç altına sokmak maddi olarak zarara uğratabilir. Hukuk düzeni kişilerin hem maddi hem manevi her türlü kişisel haklarını korumalıdır.
Yağma Suçu ve Cezası
Yağma suçu cebir ve tehdit altında işlenen bir suçtur. Burada öncelikle tehdit suçunun unsurlarının da bulunması gerekir. Tehdit suçu ile cebir kullanarak bir kimseye bir mal teslim etme yahut malın alınmasına karşı koymama şeklinde bir mecburiyet oluşturulur. Yani daha açık ifade edece olursak bir kimse mülkiyeti yahut zilyetliği size ait olan bir malı elinizden zorla ve korkutarak, baskı kurarak alırsa yağma suçu işlenmiş olur. Burada en çok bilinen örnek olarak bir kadının çantasını zorla alıp kaçma eylemini verebiliriz.[1] Diğer bir seçenek de yine bir malı zorla ve baskıyla teslim etmenizi sağlarsa yağma suçu işlenmiş olur.
Yağma suçunda cebir kavramı özel olarak tanımlanmamıştır ancak suçun üçüncü fıkrasında bir husus belirtilmiştir. Buna göre mağdurun herhangi bir sebeple kendini bilemeyecek ve savunamayacak duruma gelmesi de cebir sayılacaktır. Burada kastedilen mağdurun iradesinin kapanması, şuurunun açık olmaması veya fiziksel olarak hiçbir şey yapamayacak duruma gelmesidir.
Yağma suçunda malı cebir ve tehdit ile zorla alan kişinin mala malik olma iradesi aranmaz. Kısa süreli olarak bu maldan faydalanıp sonra bıraksa dahi kendisi bu suçu işlemiş olmaktadır. Malı kullanmakla tüketmese yahut herhangi bir zarar vermese bile yine de yağma suçunu oluşturmuş sayılacaktır. Bu suç kapsamında korunan hukuki değer kişinin özgürlüğü ve mal varlığıdır. Kişinin hem bedense hem de ruhsal özgürlüğü korunmaktadır. Çünkü malı zorla alma eyleminde kişi fiziksel olarak etkisiz hale getirilebilir. Tehdit ve korkutma ile de kişiye iç huzursuzluk verilerek ruhsal özgürlüğüne ve manevi bütünlüğüne zarar verilmiş olur.
Yağma suçunu işleyen faile altı yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir. Yağma suçunun nitelikli halleri de kanunda açıkça belirtilmiştir. Bu hallerde verilecek ceza miktarı artar ve on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası söz konusu olur.
Yağma suçu işlenirken kişiye cebir ve tehdit uygulanması sırasında mağdurda herhangi bir yaralanma söz konusu olursa ve bu yaralanma neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama olursa faile bir de kasten yaralama suçu için ceza verilir.
Yağma ve Hırsızlık Arasındaki Fark
Yağma suçu ile hırsızlık suçları birbirine benzer ancak çok farklı iki suçtur. Somut olaya hangi suçun uygun düştüğü bazı hallerde kolayca belirlenemez. Ancak arada çok belirgin farklar vardır. Hırsızlık suçu işlenirken genellikle mağdurun mallarının alındığından haberi olmaz. Yağma suçunda ise mağdurun haberi vardır ve iradesi etkisiz hale getirilir. Hırsızlık suçunda mağdura fiziksel olarak herhangi bir zarar verilmez, cebir ve tehdit unsurları yoktur. Oysa yağma suçunda mağdura genellikle fiziksel olarak zarar verilir ve malı dirense dahi elinden alınır.
İki suç arasındaki önemli bir diğer fark ise suçun eşler arasında işlenip işlenmeyeceğidir. Kanun eşler arasında hırsızlık suçunun işlenemeyeceğini kabul etmiştir. Daha doğrusu habersiz olarak diğerinin mallarını alsa dahi bu eylem kanun tarafından cezalandırılmamaktadır. Ancak eşler arasında yağma suçunun oluşması mümkündür. Genellikle altın ve ziynet eşyaları bakımından yağma fiili oluşur. Kadının kolundan zorla bileziklerini alma yağma suçunu oluşturur. Konuyla ilgili olarak Yargıtay’ın bir Ceza Genel Kurulu Kararı bulunmaktadır. [2]
Bu farkın oluşmasının sebebi yağma suçunda kişiye yalnızca maddi olarak zarar verilmez. Aynı zamanda manevi anlamda ruhsal sağlığına ve bedensel bütünlüğüne ve sağlığına da zarar verilir. Karar konu olaydan olduğu gibi bilezikler zorla koldan çıkarılırken kadının fiziksel anlamda bir zarar uğradığı apaçıktır.
Gasp Suçu ve Cezası
Toplum arasında gasp olarak ifade edilen kavram aslında yağmadır. Yani gasp suçu ile yağma suçu birbiri ile aynı şeydir. Ancak toplum arasında farklı suçlarmış gibi düşünülmektedir. Halbuki bu iki suç farklı eylemler değildir. Bu sebepledir ki gasp suçu adı altında aslında yağma suçu vardır. Yağma suçunda yapılan açıklamalar burada da geçerli olacaktır.
Zorla Senet İmzalatma Suçu ve Cezası
Zorla senet imzalatma suçu senet yağması olarak adlandırılır. Yağma suçunun ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Bu suçun ortaya çıkması için cebir ve tehdit kullanılması ile bir kimseyi borç altına sokabilecek bir senedi vermeye, bu senedin alınmasına karşı koymamaya, boş bir kâğıt veya bu duruma gelebilecek bir senedi imzalamaya, yahut var olan bir senedi imha etmeye (yok etmeye), imhasına karşı koymamasına olanak tanıması gerekir.
Saylan hareketler seçimliktir. Yani suçun oluşması için topyekûn hepsinin meydana gelmesi aranmaz. Fiillerden birisinin de işlenmesi suçu meydana getirecektir. Bu suçun işlenmesi halinde ise yağma suçunun temel şekline verilecek ceza verilir. Yani faile altı yıldan on yıla kadar ceza verilir.
Bu senedin kişiyi borç altına sokan bir senet olması suçun zorunlu unsurlarındandır. Kanun maddesinde borç altına sokan bir senet veya sonradan bu hale getirilebilecek senet olarak bir ifadeye yer verilmiştir. Buradan anlaşılan da boş kâğıda zorla attırılan bir imza da suçu oluşturur. Çünkü boş kâğıda atılacak bir imza sonradan kâğıdın doldurulması ile kişiyi borç altına sokabilecek niteliğe bürünebilir.
Cezai ve hukuki her türlü uyuşmazlık halinde alanında uzman avukatlardan yardım almak önemlidir. Kişi bir suçun mağduru olduğunda yargılamanın yürütülürken bir mağduriyete uğramaması ve haklarının tam olarak korunabilmesi için bir hukuki yardım almalıdır. Aynı şekilde üzerine atılı suç bulunan bir kimsenin de savunma mekanizmalarından yararlanırken bir avukattan destek alması önemlidir. Savunma mekanizmalarının ve teknik detayların doğru ve anlaşılıp mahkeme önüne çıkartılması kişiyi hak ettiğinden daha fazla ceza almayı kurtaracaktır.
[1] Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2013/23509 K. Motosikletle kadına yaklaşarak çantayı çekmek suretiyle almaya çalışmak yağma suçu olarak nitelendirilmiştir.
[2] Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/704 E. 2018/122 K. 27.03.2018 tarihli kararında eşler arasında yağma suçunun oluşacağı belirtilmiştir.