Terk Sebebiyle Boşanma Davası

Boşanma davaları aile mahkemesinde çekişmeli ve çekişmesiz olarak açılır. Çekişmesiz boşanmada taraflar anlaşmalı olarak ve bir protokol çerçevesinde boşanırlar. Eşlerden biri tek başına evlilik birliğini sonlandırmak istediğinde kanunda sayılmış hallerden birine dayanarak tek taraflı boşanma davası açabilir. Kanunda bu haller genel ve özel olarak düzenlenmiştir. Terk sebebiyle boşanma davası da özel boşanma sebeplerinden biridir. Eşlerden biri haklı sebebi olmaksızın ortak konutu terk edip 6 ay dönmezse diğer eş terk sebebiyle boşanma davası açar.

Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Eşler anlaşmalı olarak birlikte dava açabilirler. Bu durumda bir protokol çerçevesinde hazırlanmış şartlarla boşanma gerçekleşir. Eşlerden yalnız birinin boşanmak istediği durumlarda ise Medeni Kanunumuzda yer alan boşanmanın genel ve özel sebeplerinden birine dayanılarak boşanma davası açılır. Genel sebeplerde hakim eşlerin kusurlu olmasını arar. Özel sebeplerde ise özellikle bir kusur durumu aranmazken öne sürülen sebebin kanıtlanması istenir. Usulüne uygun kanıtlanmış bu sebeplere dayanılarak açılan davaların reddedilme durumu bulunmamaktadır. Kanun, boşanmanın genel ve özel sebeplerini ayrı şekilde düzenlemiştir. Genel sebepler evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesine neden olabilecek tüm halleri kapsar. Özel sebepler ise sayılıdır. Bunlar şu şekildedir:

  1. a) Zina
  2. b) Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış
  3. c) Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme
  4. d) Akıl Sağlığı
  5. e) Terk nedeniyle boşanma davası

Bu sebeplerden haysiyetsiz hayat sürme ve akıl hastalığının evlilikten önce bilinmesi gündeme gelebilir. Evlilikten önce ortaya çıkmış olsa da taraflar için evliliği çekilmez hale getiriyorsa tek taraflı boşanma sebepleri olarak geçerli sayılır.

Terk Nedeniyle Boşanma

Özel boşanma sebeplerinden terkte eşlerden biri iş, hastalık gibi haklı bir sebebi olmaksızın ortak konutu terk eder. 4 ay içinde eve dönmezse diğer eş hakim veya noter aracılığıyla ihtar çektirir. Bu ihtardan sonra terk eden eşe 2 aylık mühlet verilir. Bu süre içinde de dönmezse ortak konutun bağlı olduğu aile mahkemesinde boşanma davası açılır. Ayrıca eşlerden biri haklı sebebi olmaksızın eve alınmıyor ya da terk etmeye zorlanıyorsa bu eş de terk sebebiyle dava açabilir. Terk nedeniyle boşanma şartları şu şekildedir:

  • Eşlerden biri ortak yaşanılan konutu terk etmelidir: Terkle amaç evlilik birliğinin devamı için gerekli olan sorumluluklardan kaçmak olmalıdır. Eşin haklı bir sebebi varsa bu terk olarak kabul edilmez.
  • Gerçek Terk: Konut terk edilmiş olmalıdır. Bu anlamda odaların ayrılması gibi durumlar terk örneği oluşturmaz.
  • Zorla Terk: Bu şartın gerçekleşmesi için eşlerden birinin diğerini eve sokmaması ya da gitmeye zorlaması gerekir. Eşin veya ailesinin, diğer eşe şiddet uygulaması zorlanması durumuna örnek verilebilir.
  • Terk eden eşin haklı bir sebebi bulunmamalıdır: Hastalık, askerlik ve hapis cezası gibi örnekler terk sayılmaz.
  • Eşler arasında ayrılık kararı bulunmamalıdır: Mahkemede eşlerin boşanmadan önce düşünmeleri için talep edildiği durumda ayrılık kararları da verilebilmektedir. Bu karar 1 yıldan 3 yıla kadar verilebilir. Böyle bir durumda da terk şartları oluşmaz.
  • Terk en az 6 ay sürmüş olmalıdır: Terk her bölündüğünde 6 aylık süre yeniden başlar. Bu anlamda kesintisiz 6 aylık süre dikkate alınır. Ancak terk eden eş bunu bildiği için süre dolmadan eve dönüyor ve tekrar tekrar gidiyorsa hakkın kötüye kullanılması durumu oluşur. Böyle bir durumda da hakimin bunu göz önüne alarak terk kararı vermesi yerinde olacaktır.
  • Terk eden eşe ihtar çekilmiş olmalıdır: En az 4 aylık terk sonucunda kalan eş hakim veya noter aracılığıyla terk eden eşe ihtar çektirir. Bu ihtar terk eden eşe 2 aylık bir mühlette eve dönmesi gerektiğini bildirir. 2 aylık sürenin dolması kalan eşe terk sebebiyle boşanma davası açma hakkı verir.
  • Davet edilen konut ortak yaşama elverişli olmalıdır: Evin başka kişilerle paylaşılması, harap halde olması gibi durumlarda davetin yerinde olduğu kabul edilemez. Ayrıca konutun bağımsız olması şartı da kabul edilmiştir. Bu anlamda eşlerden birinin ailesiyle yaşanması durumunda bağımsızlık şartının yerine getirilmediği kabul edilecektir.

Terk Sebebiyle Boşanmada Tazminat ve Nafaka

Anlaşmalı ve çekişmeli boşanmalarda ortak olarak nafaka ve tazminata hükmedilir. Nafaka ve tazminatların ortak amacı evlilik birliği sona erdiği için yoksulluğa düşecek eşin mali durumunun korunmasıdır. Ancak eşlerden biri tam kusurlu olursa Yargıtay’ın yerleşik kararları gereği ona nafaka veya tazminat bağlanmaz. Ortak konutu terk etmek de eden eş tarafını tam kusurlu hale getirir. Bu sebeple eşe terk sebebiyle boşanmada tazminat ve nafaka bağlanmaz.

Yaşanan olayda[1]eş ortak konuta dönmediğinden erkek eş tarafından terk sebebiyle boşanma davası açılmıştır. Yapılan yargılama sonucu boşanma kararı verilmiş ve kadın eşin tam kusurlu olduğuna hükmedilmiştir. Erkek eşin ise bir kusuru olmadığı kararı verilmiştir. Bu sebeple kadın eşin tazminat ve nafaka talepleri reddedilmiştir.

Başka bir olayda[2] erkek eş diğer eşin sıklıkla yeğeninde kaldığı ve aile birliğini bozduğunu iddia ederek boşanma davası açmıştır. Kadın eş ise alkol problemi olduğu ve kendisinin önceki evliliğinden olan çocuğunu eve almayan eşine karşı dava açmıştır. Yapılan yargılama sonucu hakim her iki tarafın kusurlarının eşit olduğuna hükmederek manevi tazminat talebini reddetmiştir. Ancak kadın eşe düşük miktarda bir yoksulluk nafakası bağlanmasına hükmetmiştir.

Evi Terk Eden Eş Ağır Kusurlu Olur mu?

Yaşanan olayda[3] eş, diğer eşin evi terk etmesini ve evlilik birliğinden doğan sorumluluklarını yerine getirmemesini öne sürerek boşanma davası açmıştır. Davalı olan diğer eş karşı bir dava açarak evde eşi ve ailesi tarafından şiddet gördüğünü öne sürmüştür. Ayrıca evi terk etmediğini, davacı erkek eşin onu eve almadığını söylemiştir. Yapılan yargılama sonucu yerel mahkeme karşı dava açan eşin iddialarının yerinde olduğuna karar vermiştir. Şiddet gören eşin boşanmada tazminat ve nafaka taleplerini kabul etmiştir. Davacı vekili kararı tazminat ve nafaka yönünden yerinde bulmayarak davayı Yargıtay’a taşımıştır. İlgili hukuk dairesince davacı erkek eşin tam kusurlu ve kadın eşin kusursuz olduğuna karar verilmiş, tazminat ve nafaka kararı bozulmamıştır. Bu sebeple “Evi terk eden eş ağır kusurlu olur mu?” sorusunun cevabını her somut olayın özelliklerine göre değerlendirmek yerinde olacaktır. Zira olayda kadın eşin evi terk etmesinin şiddet gibi haklı bir sebebi vardır. Ayrıca eve alınmamaktadır.

Boşanmalar uzun ve yorucu süreçler getirebilir. Nafaka, tazminat, velayet, mal paylaşımı gibi konularla da bu süreçler daha da yıpratıcı hale gelebilir. Herhangi bir hak kaybı yaşamamak ve bu süreci en kısa sürede atlatmak için bir aile avukatı desteği almak oldukça önemlidir.

[1] Yargıtay’ın 2013/8816 esas 2013/22271 sayılı kararı

[2] Yargıtay’ın 2017/2670 esas 2021/1052 sayılı kararı

[3] Yargıtay’ın 2017/2715 esas 2021/360 sayılı kararı