Reddi Miras Davası ve Şartları
Reddi miras davası, mirasçıların kendilerine bırakılmış mirasın alacak ve borç içeren tüm yükümlülüklerini reddetmesine ilişkindir.
Reddi Miras
Mirasın reddedilebilmesi hususu miras hukukunda iki farklı şekilde mümkün olmaktadır. Yasal ve atanmış mirasçılar mirası gerçek ve hükmi olarak iki şekilde reddedebileceklerdir. Gerçek miras reddi, mirasın aktif ve pasifleriyle mirasçılar tarafından reddedilmesine ilişkindir. Hükmi ret ise borca batık terekenin miras bırakanın ödemeden aczi sebebiyle mirasçılar tarafından bir başvuruda bulunulmasına gerek kalmadan kendiliğinden (resen) reddolunmasıdır.
Gerçek Miras Reddi
Türk Medeni Kanunu madde 599 uyarınca miras, miras bırakanın ölümü gerçekleştiğinde bir bütün olarak mirasçılara geçecektir. Kanunen yasal mirasçı olan veyahut vasiyetname, miras sözleşmesi vb. hukuki ilişkilerle mirasçı haline gelen kişiler kanunda belirtilen süreler içerisinde miras bırakan tarafından kendilerine bırakılmış olan terekeyi aktif ve pasifleriyle reddetme hakkına sahiptir.
Mirası reddetme hakkının kullanılmasıyla birlikte mirasçıların terekeden kendi kişisel varlıkları ile sorumlu olmaları da dahil olmak üzere tüm hak ve borçlar üzerinde yükümlülükler son bulacaktır. Miras ancak külli olarak reddedilebilir, kısmen miras reddedilemeyecektir.
Reddi miras davası hususunda tam fiil ehliyeti şartı aranmaktadır. Buna ek olarak mirası reddetme hakkının kullanılması kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak değildir. Bu sebeple mirasçının tam fiil ehliyetine sahip olmaması halinde bu hak yasal temsilcisi (Vasi, vekil, küçükse küçüğün anne babası) tarafından kullanılabilecektir.
Mirası reddetme hakkının, Türk Borçlar Kanunu madde 23 vd. uyarınca yanılma, korkutma, aldatma gibi eylemler sonucunda yerine getirilmiş olması halinde ret hakkını kullanan mirasçı bu işlemin iptalini dava yolunu kullanarak ileri sürebilecektir.
Mirasın Hükmen Reddi
Miras bırakanın ölümü tarihinde açıkça ödemeden aczi söz konusuysa veyahut bu resmen tespit edilmişse miras hükmen reddedilmiş sayılacaktır. Mirasın hükmen reddedilmesinde herhangi bir başvuru koşulu veya hak düşürücü süre yoktur. Buna ilişkin mahkemeden ödeme aczine ilişkin tespit talep edilebilir veya açılmış bir davada ileri sürülebilecektir.
Hükmi reddi bilmeyen alacaklıların tereke borcuna ilişkin olarak başlattığı icra takiplerine karşı hükmi reddin ileri sürülmesi veya devamında tespit edilmesi ile ilgili görevli ve yetkili mahkeme davalı tereke alacaklısının yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesi olacaktır.
Reddi Miras Nasıl Yapılır?
Reddi miras açıklaması miras bırakanın ölümünden önceki son yerleşim mahkemesi sulh mahkemesine çeşitli yollarla yapılabilir. Mirasçılar, ret açıklamasını görevli bu mahkemelere sözlü beyanla ya da yazılı araçlarla yapabilecektir. Mirasın reddi açıklaması yazılı olarak yapılacaksa mahkemeye reddi miras talebi dilekçesi verilmesi gerekmektedir. Sulh mahkemesinde açılacak bu davada taraf gösterilmesine ihtiyaç olmadan, hasımsız olarak dava açılabilecektir.
Reddi mirasın yapılabilmesi için yollanacak ret açıklaması herhangi bir resmi şekil şartına tabi olmayacaktır. Ret açıklamasının geçersiz olmaması için mirasçıların bu ret açıklamasını yaparken hiçbir kayıt ve şarta dayandırmaması gerekir.
Velayet, Vesayet ve Miras Tüzüğü uyarınca mirasçının mirası ret açıklaması sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra ret hakkında sulh hakimince bir tutanak tutulacak ve bu beyan mahkeme defterine ve özel bir kütüğe işlenecektir.
Reddi Miras Davası Süresi
Reddi miras başvurusunun yapılması Türk Medeni Kanunu madde 606 uyarınca hak düşürücü süreye tabidir. Mirasçılar ancak üç ay içerisinde mirası reddetme hakkına sahiptir. Üç aylık süre ret başvurusunun sulh mahkemesine varmış olduğu süreden itibaren başlayacaktır. Sulh hakimi kendisine bu talep geldikten sonra takdir yetkisi olmaksızın miras reddine ilişkin süreci ilerletmelidir.
- Yasal mirasçılar açısından bu hak düşürücü süre miras bırakanın ölümünü ve kendilerinin mirasçılık sıfatlarını öğrendikleri günden itibaren başlayacaktır. Yargıtay’ın bir kararına göre[1] yasal mirasçılar bu tarihten itibaren ilgili makamlara mirasın reddine ilişkin başvuruda bulunabilecektir. Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı mirası kayıtsız şartsız kazanmış olacaktır. Miras bırakanın mirasçısı, miras bırakandan önce ölmüşse buradaki ret hakkı mirasçının kendi mirasçılarına geçecektir. Bu mirasçılar için ret süresi kendilerinin miras bırakanına mirasın geçtiği tarihten itibaren başlayacaktır.
- Atanmış mirasçılar (Vasiyetname, miras sözleşmesi gibi hukuki ilişkilerle mirasçı haline gelenler) içinse hak düşürücü süre vasiyetnamenin resmen açıldığı ve kendilerinin de bu konuda resmen bilgilendirildiği tarihten itibaren başlayacaktır. İradi mirasçı bu hususu biliyor fakat resmen bu konuda bilgilendirilmemişse yine de süre başlamamış sayılacaktır.
Mirası ret için sürenin kaçırılmış olması halinde kural olarak ret hakkı düşecek, artık kullanılamaz olacaktır. Yalnız Türk Medeni Kanunu madde 615 uyarınca haklı nedenlerin bulunması halinde hak düşürücü süre sulh mahkemesi hakimince gerekirse bir defadan fazla olarak uzatılabilecek hatta yeni bir hak düşürücü süre tanınabilecektir.
Bir diğer husus ise, terekenin resmi defterinin tutulması halidir. Türk Medeni Kanunu uyarınca terekenin resmi defterinin tutulması halinde ret süresi kanunen bir aydır. Terekenin resmi defterinin incelenme süresi bittikten ve mirasçılara tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde her bir mirasçıdan kabul veya ret beyanında bulunulması istenecektir. Bir aylık süre boyunca bir beyanda bulunmayan mirasçı mirası zımnen kabul etmiş sayılacaktır.
Reddi Mirasın Sonuçları
Mirasın reddedilmesi bozucu yenilik doğuran geçmişe etkili bir haktır. Reddi miras davası sonuçları mirasçıların yasal veya iradi olmasına göre ayrı ayrı şekillenecektir.
Yasal Mirasçılar Tarafından Mirasın Reddi
- Reddeden mirasçıların yasal mirasçı olması halinde, bu mirasçının payı sanki miras bırakandan önce ölmüş gibi paylaştırılacaktır. Mirası reddedenin altsoyu varsa miras payı altsoya geçecektir. Miras bırakanın altsoy mirasçısı olmaması halinde öteki mirasçıların payları, buna bağlı olarak (saklı payları olanların saklı payları da dahil) artacaktır. Bunun sonucu olarak mirasın reddi, bozucu koşula bağlı geçici mirasçılık halini geçmişe etkili olarak ortadan kaldıracaktır.
- Türk Medeni Kanunu uyarınca en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından mirasın reddolunması halinde, reddolunmuş miras sulh mahkemesi tarafından iflas hükümlerine göre tasfiye edilecektir. Tasfiye sonunda kalan kısım için, mirasçılar sanki mirası reddetmemişler gibi mirasçılara dağıtılacaktır. Yargıtay’ın da bir kararına[2] göre birinci derecedeki mirasçıların tamamı tarafından miras reddedilmişse, buradaki paylar ikinci derecede yer alan mirasçılara geçmeyecek; terekenin tasfiyesi yapılacaktır. Yapıldıktan sonra arta kalan değer ret hakkı kullanılmamış gibi birinci derece mirasçılarına verilecektir.
Atanmış Mirasçılar Tarafından Mirasın Reddi
- Atanmış mirasçının mirası reddetmiş olması halinde aksine bir düzenleme yoksa (miras bırakanın tasarrufla ilgili başka türlü arzusu olduğu anlaşılmadıkça) kendisine bırakılmış olan miras payı en yakın yasal mirasçılara geçecektir. Burada yer alan pay atanmış mirasçı tarafından reddedildikten sonra onun mirasçısına geçmeyecektir.
Reddi Miras İçin Gerekli Belgeler
Reddi miras davası sürecinin sağlıklı bir biçimde yürütülmesi için mirasçının son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesinden veraset ilamı alınmalıdır. Akabinde mirasın reddi başvuru dilekçesiyle birlikte miras bırakanın son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesine mirasın reddi için dava açılabilecektir.
Yukarıda konu ile ilgili olarak reddi miras davası ve şartları tüm ayrıntılarıyla birlikte açıklanmıştır. Mirasın reddedilmesi hususu oldukça önemli ve hukuki danışmanlık alınması gereken konulardan biridir. Reddi miras konusu hakkında için hukuk büromuzla iletişime geçebilirsiniz.
[1] (Y.8. HD. E.2013/16406 K.2014/11138 T.30.05.2014)
[2] T.C.Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas: 2010/15137Karar: 2010/20977Tarih: 20.12.2010