Miras Sebebiyle İstihkak Davası

Miras sebebiyle istihkak davası miras hukuku ile ilgili bir eda davası türü olup, mirasçının üçüncü kişilere karşı açtığı davaya verilen addır. Miras bırakanın mirasçıya kalan malları terekenin açılması ile birlikte mirasçıya geçer. Ancak bazı hallerde bu mallar bir üçüncü kişi elinde bulunmakta ve mirasçı bu mallar üzerinde hakimiyet kuramamaktadır. Bu durum mirasçının tüm miras payı üzerindeki mallarda olabileceği gibi miras payının sadece belli bir kısmı açısından da ortaya çıkabilir.

Miras sebebiyle istihkak davası bakımından davalı konumdaki kişinin de malı başka birine devri, satışı halinde ise bu satış ya da devir işlemi ile birlikte elde edilen para yahut başka herhangi bir karşılık, istihkak davasının konusu olacaktır. Davaya bakmakta olan hakim öncelikle mirasçılık sıfatına ilişkin konuya çözüm getirecek, ardından istihkak iddiasını değerlendirerek gerekli incelemeleri yaparak davayı çözümleyecektir. Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin bir kararında[1] da bu inceleme açıkça görülmektedir. Zira bu kararda; öncelikle dava konusu malların miras bırakana olan aitliği üzerinde tespit yapılmış, ardından uyuşmazlık hakkında karar verilmiştir.

Türk Medeni Kanunu’nun 637 ve devamı maddelerinde uyarlanmış olan miras sebebiyle istihkak davası, hem yasal hem de atanmış mirasçılar için tanınmış bir hak olarak göze çarpmaktadır. Bu maddeler incelendiğinde açıkça görülecektir ki; hakim gerek gördüğü durumlarda miras sebebiyle istihkak davası görülürken davalı taraftan, davacının talebinin de olması koşulu ile güvence yatırılması ya da tapuya şerh konulması gibi ihtiyati tedbirleri isteyebilecektir.

Mülkiyet Hakkına Dayanan İstihkak Davası İle Farkları

Miras sebebiyle istihkak davası açılabilmesi için davacının mirasçı sıfatına yasal ya da atanmış mirasçı olarak sahip olması gerekmektedir. Davayı açabilmek için ön koşul mirasçı olmaktır. Davacı sıfatı sadece ve sadece mirasçı ile birleşebilmektedir. Aksi halde dava taraf sıfatı yokluğu nedeniyle usulden reddedilecektir. Miras sebebiyle istihkak davası bu yönüyle yine Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen mülkiyet hakkına dayanan istihkak davasından farklı bir hal almaktadır.

Mülkiyet hakkında dayanan istihkak davası ya da bir diğer adıyla adi istihkak davasında yalnızca ayni yani eşyaya bağlı haklar girmektedir. Oysa miras sebebiyle istihkak davası kapsamında tereke unsurlarının tümüyle konu edilebildiği açıktır. Kısacası, miras sebebiyle istihkak davasında taşınır ve taşınmaz malların yanı sıra ayni haklar dışındaki haklar da istihkak iddiasına tabi tutulabilmektedir.

Miras sebebiyle istihkak davası davalının zamanaşımı ile kazanması mümkün olmayan haller içermektedir. Şöyle ki, ancak şartları mevcutsa ve miras bırakanın sağlığında zamanaşımı ile ilgili iddialar gerçekleştiyse davalı bunu kullanabilecektir. Aksi halde Miras sebebiyle istihkak davası içerisinde davalı tarafın kazandırıcı zamanaşımı ile dava konusu şeyi iktisap etmiş olduğu iddiası dinlenmeyecektir.

Miras sebebiyle istihkak davası açısından zamanaşımı süreleri TMK m.639’da düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca davacı mirasçıya bu davayı açmak için 1 yıl ve her halükarda 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür. İstisnai bir hal olarak iyiniyetli olmayanlara karşı açılacak miras sebebiyle istihkak davası için öngörülen zamanaşımı süresi ise madde uyarınca 20 yıldır. Bu süreler geçirildikten sonra zamanaşımına uğrayan hak bir daha kullanılamayacaktır. Buna karşılık mülkiyet hakkına dayana istihkak davası için herhangi bir zamanaşımı süresi düzenlenmemiştir.

Miras sebebiyle istihkak davası miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesinde görülmesi gereken bir davadır. Dava konusu taşınır ya da taşınmaz malın bulunduğu yerin görev açısından hiçbir etkisi bulunmamaktadır. Miras sebebiyle istihkak davası ve mülkiyet hakkına dayanan istihkak davalarının her ikisi de mirasçının açabilmesi için uygun davalar olup mirasçı davacının bu seçimi, sonuçlarını da düşünerek yapması faydalı olacaktır.

Miras Sebebiyle İstihkak Davası Koruma Tedbirleri

Miras sebebiyle istihkak davası görülürken hakime belli şartlar altında koruma tedbirlerine hükmetme yetkisi verilmiştir. Davacının dava konusu ettiği mal ya da eşyaların teminat altına alınması ve olası tehlikelerin önlenmesi adına hakim TMK m.637/3 uyarınca tapuya şerh verilmesine ya da davalı haksız zilyedin teminat göstermesine karar verebilir. Zira bu dava sonucunda büyük menfaatler ve haklar elde edilebilmektedir. Bu hak ve menfaatlerin olası tehlike ve zararlardan korunması adına da bu tedbirler hükmolunabilir. Koruma kararlarına hükmedilebilmesi için aranan iki şart vardır. Bu şartlardan ilki davacı iddialarının sağlam temellere dayanıyor olması ve kişinin mirasçı sıfatını taşıdığına ilişkin kuvvetli delillerin bulunmasıdır. Diğer şart ise koruma tedbirlerinin, davacının haklarının korunması adına gerekli olmasıdır. Yakın bir tehlikenin ya da zararın varlığı halinde koruma tedbirine hükmolunabilecektir.

Miras Sebebiyle İstihkak Davası Açma

Miras sebebiyle istihkak davası Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde görülen bir dava türüdür. Yetkili mahkeme ise daha önce de belirttiğimiz üzere miras bırakanın ya da ölenin son yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesidir. Taşınmazların bulunduğu yer mahkemesinin bu dava açısından herhangi bir görevi ve yetkisi bulunmamaktadır. Miras sebebiyle istihkak davası açma hakkı yasal mirasçılara ve atanmış mirasçılara tanınmış bir haktır. Yasal mirasçılar miras bırakanın kan hısımlarından oluşmaktadır. Altsoy, evlatlık ve eş miras bırakanın yasal mirasçıları arasında gösterilebilmektedir. Atanmış mirasçı ise miras bırakanın kan hısmı olma zorunluluğu bulunmayan ve miras bırakanın kendi özgür iradesiyle mirasçısı ilan ettiği ve bu kapsamda kendisine mirasından pay ya da bir şey bıraktığı belirli kişidir. Miras sebebiyle istihkak davası açma hakkı da yasayla birlikte bu iki tür mirasçıya tanınmıştır. Dolayısıyla bu davanın davacı sıfatı bu iki tür mirasçıya aittir.

Miras sebebiyle istihkak davası açma hakkı bulunan mirasçılar, davalı olarak tereke malını elinde bulunduran haksız zilyedi göstereceklerdir. Bu davada davalı malik olmayan zilyet, davacı ise zilyet olmayan malik yani mirasçıdır. Miras sebebiyle istihkak davası açma zamanaşımı bakımından birtakım sürelere tabi tutulmuştur. Mirasçının bu davayı açma süresi mirasçı olduğunu öğrenmesi ve tereke malının iyiniyetli davalıda olduğunu öğrenmesinden itibaren 1 yıllık zamanaşımına tabidir. Ancak bu süre her halükarda vasiyetnamenin açılması veya miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren 10 yıl geçmekle düşer. Davalının kötü niyetli olması durumunda ise bu süre 20 yıla artırılmıştır.

Miras sebebiyle istihkak davası sonucunda davacının davayı kazanması halinde, haksız zilyet olarak malları elinde bulunduran davalı elindeki malları davacı mirasçıya geçirecektir. Bu davada aynı ikame prensibinin geçerli olması nedeniyle, tereke malının davalının elinden çıkmış olması durumunda, davalı bu tereke malı yerine edindiği hak ya da malvarlığını dava sonunda davacı mirasçıya geçirmekle yükümlüdür.

Miras sebebiyle istihkak davası açma hakkında en çok merak edilen konulardan biri de dava masrafları ve avukatlık ücretleridir. Bu dava türünde dava açılırken alınacak olan harçlar nispi harç olarak belirlenmiştir. Bu da demek oluyor ki, davaya konu ettiğiniz alacak, taşınır ya da taşınmazın değerine göre belirlenecek olan bir harcı davayı açarken yatırmanız gerekecektir. Bunun dışındaki masraf ve avukat vekalet ücretleri için iletişime geçmeniz halinde detaylı bilgiye sahip olabilirsiniz. Miras hukuku alanında tecrübeli kadromuzla siz değerli müvekkillerimize hizmet etmekten mutluluk duyacağımızı bilmenizi isteriz.

[1] Yargıtay 2.HD, T:09.04.2009, E:2009/625, K:2009/6776.