İŞ HUKUKUNDA İŞ KAZASI VE İŞ KAZASININ SONUÇLARI

İş sözleşmeleri ile işveren tarafından kendisine tanımlanan işi yapmakla görevli olan işçi, işin mahiyetine göre değişmekle birlikte işin yerine getirilmesi için bedensel ve psikolojik emek harcamaktadır. Bununla birlikte ayrıca kendisini bir miktar tehlikenin içerisine de atmaktadır. Özellikle bedensel efor gerektiren işlerde bu tehlikenin mahiyeti daha büyüktür. Örneğin inşaat işinde çalışan bir işçi, inşaat alanında yüksekte çalışıyorsa yüksekten düşebilir, yer altında çalışıyorsa göçük altında kalabilir. Taksi şoförlüğü yapan bir işçi, yoldayken bir trafik kazasına karışabilir. Bu gibi durumlarda işçinin başına gelen bu olaylara genel olarak iş kazası adı verilir. Bu yazımızda iş kazasının tanımını yapıp kazadan sonra yapılması gerekenleri ve kazanın sonuçlarını açıklayacağız.

İŞ KAZASININ TANIMI VE ŞARTLARI

İŞ KAZASININ TANIMI

Genel itibarıyla iş kazası, iş sözleşmesinin işçiye yüklediği işin gerçekleştirilmesi sırasında gerçekleşen ve işçiyi bedensel ve psikolojik olarak geçici ve sürekli mahiyette yaralayan olay olarak tanımlanabilir. Bu kaza neticesinde işçi yaralanabileceği gibi geçirmiş olduğu kaza neticesinde hayatını kaybedebilir. Bu nedenle iş kazası, işin yerine getirilmesi sebebiyle gerçekleşen ve işçiyi bedensel ve/veya psikolojik olarak geçici veya sürekli mahiyette yaralayan ve hatta ölümüne de sebebiyet verebilen olay olarak tanımlanabilir.

Kanunlardaki iş kazası tanımlarına da kısaca bir göz atalım:

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 3.maddesinde iş kazası işyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olay olarak tanımlanmıştır.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13. maddesinde iş kazası olarak sayılan haller şunlardır:

  • İşçinin işyerinde bulunduğu sırada uğradığı bedensel ve ruhsal zararlar,
  • İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle gerçekleşen her türlü olay,
  • Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda işçinin uğradığı zararlar,
  • Emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda maruz kaldığı zararlar,
  • Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren her türlü kaza.

İŞ KAZASININ ŞARTLARI

Temel itibarıyla bir kazanın iş kazası sayılabilmesi için kazanın işçinin iş sözleşmesi nedeniyle üstlenmiş olduğu işi yerine getirmesinden kaynaklanması gerekmektedir. Örneğin bir işçinin işe giderken yolda geçirmiş olduğu kaza bir iş kazası sayılabilir. Ancak işçinin işe giderken değil de ailesini ziyaret etmek gibi kişisel nedenlerle yoldayken geçirmiş olduğu trafik kazası iş kazası olarak addedilemez.

Bir kazanın iş kazası olarak kabul edilebilmesi için taşıması gereken şartları şöyle sıralayabiliriz:

  • Kazaya uğrayan işçinin sigortalı olması: Sigortalı olmayan ama olması gereken işçilerin geçirmiş olduğu kazalar da iş kazası sayılır.
  • Kazanın 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13. Maddesinde sayılan türden bir kaza olması (yukarıda sayılmıştır).
  • Kaza nedeniyle işçinin bedensel ve/veyaya psikolojik olarak geçici veya sürekli mahiyette zarar görmesi,
  • Gerçekleşen kaza ile zarar arasında bir illiyet bağı (sebep-sonuç ilişkisi) olması

Yukarıda sayılan şartlar içerisinde en önemli olanı kaza ile zarar arasındaki illiyet bağı şartıdır. Zira işyerinde gerçekleşen her kaza her zaman iş kazası olamayabilmektedir. Kaza ile zarar arasında bir sebep sonuç ilişkisi varsa, yani işçinin uğradığı zarar kazadan kaynaklanmışsa bu durumda gerçekleşen kaza bir iş kazası olarak kabul edilir.

İŞ KAZASININ SONUÇLARI[H1]

İŞ KAZASI SONRASINDA YAPILMASI GEREKENLER[H2]

Kanunda sayılan şartları taşıyan ve bu yönüyle iş kazası olarak kabul edilen bir kaza yaşandıktan sonra yapılması gereken birtakım işlemler bulunmaktadır. Öncelikle işçinin mutlaka hastaneye sevk edilerek tedavisinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Akabinde işyerinde kazanın gerçekleşmesinin ardından iş kazası yaşandığına dair bir tutanak tutularak tanıklarca imzalanması ve kazanın SGK’ye bildirilmesi gerekmektedir. SGK’ye yapılan bildirimin ardından, SGK tarafından yaşanan olay değerlendirilerek kazanın bir iş kazası olup olmadığı değerlendirilir ve olay iş kazası olarak kabul edilirse kaza geçiren işçiye SGK tarafından gelir bağlama işlemleri yapılır. Bu süreci aşağıda ayrıca açıklayacağız. İşçi de bu aşamadan sonra işverenine karşı kazadan kaynaklı zararlarının tazmini için tazminat davası açabilir.

SGK tarafından gerçekleşen kaza iş kazası olarak kabul edilmezse bu durumda SGK tarafından işçiye herhangi bir gelir bağlanmaz. Bu nedenle işçi, eğer SGK’nin hatalı bir işlem yaptığını düşünüyorsa iş kazasının tespiti için mahkemede dava açmalıdır. Bu kazaya uygulamada iş kazasının tespiti davası adı verilir. Davanın, kaza gerçekleştikten sonra on yıl içinde açılması gerekmektedir, aksi takdirde dava açma hakkı kaybedilir.

İŞ KAZASI SONUCUNDA İŞÇİYE SAĞLANAN HAKLAR[H2]

İşyerinde gerçekleşen ve SGK tarafından da iş kazası olarak değerlendirilen (veya mahkeme süreci sonunda iş kazası olduğu tespit edilen) bir kazanın ardından işçiye birtakım haklar sağlanmaktadır. Bu hakları şöyle listeleyelim:

  • Geçici iş göremezlik ödemesi: İş kazası akabinde bir süre hastanede ayakta veya yatarak tedavi gören işçinin, tedavi nedeniyle doktor raporuyla çalışamadığı süre boyunca kendisine ödenen ödemeye geçici iş göremezlik ödemesi denir. Bu ödeme SGK tarafından yapılır, SGK sonrasında işçinin işverenine rücu edebilir.
  • Sürekli iş göremezlik ödemesi: İşçi, geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle tedavi olmasına rağmen çalışma gücünden bir miktar kayıp yaşamışsa (sakat kalmışsa) ve bu kayıp SGK tarafından tespit edilmişse bu durumda işçiye çalışma gücünde yaşadığı kaybın telafisi amacıyla bir ödeme yapılır. Bu ödemeye sürekli iş göremezlik ödemesi denir. Bu kayıp Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespiti İşlemleri Yönetmeliğindeki cetvele göre belirlenir. Meslekte kazanma gücü kaybı, bu cetvele göre %10 ilâ %99,9 arasındaysa işçiye sürekli kısmi iş göremezlik ödemesi ödenir. Kayıp %100 ise sürekli tam iş göremezlik ödemesi ödenir. Bu ödeme SGK tarafından yapılır, SGK sonrasında işçinin işverenine rücu edebilir.
  • Malûlluk aylığı: İş kazası nedeniyle meslekte kazanma gücünde en az %60’lık bir kayıp meydana gelen ve ayrıca bu nedenle çalışamayacak hale gelen işçilere malûlluk aylığı bağlanır. Bu ödeme SGK tarafından yapılır, SGK sonrasında işçinin işverenine rücu edebilir.
  • Destekten yoksun kalma tazminatı: İş kazası sonucunda hayatını kaybeden işçinin bakmakla yükümlü olduğu kişiler (ailesi gibi) varsa, bu kişilere işçinin çalışmasından kaynaklı sağlamış olduğu desteğin telafisi amacıyla ödenen tazminattır. İşveren kendi rızasıyla işçinin yakınlarına ödeme yapmıyorsa mahkeme yoluyla istenmesi gerekir.
  • Manevi tazminat: İşçi, iş kazası neticesinde hayatını kaybetsin veyahut kaybetmesin, kendisi veya yakınları kaza nedeniyle yaşamış oldukları elem ve acı nedeniyle manevi tazminat talep edebilirler. Manevi tazminatı işveren isterse kendisi verebilir, ancak işveren bunu vermiyorsa ilgililerin manevi tazminat için dava açması gerekir.

İş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davalarının kazadan itibaren on yıl içerisinde açılması gerekmektedir. Aksi takdirde dava açma hakkı kaybedilir. Bu nedenle, iş kazasından kaynaklı herhangi bir hukuki sorununuz mevcutsa mutlaka uzman bir İş Hukuku avukatından profesyonel destek almanızı tavsiye ederiz.