İmar Planının İptali Davası
İmar planının iptali davaları idare hukuku içerisinde çözüme kavuşturulan bir uyuşmazlıktır. İmar planları devlet veya kamu tüzel kişileri tarafından oluşturulur ve uygulamaya geçirilir. Bu ilişkinin bir tarafı devlet olduğu için yaşanan uyuşmazlıklar idare hukuku kapsamına girer. İmar düzenlemeleri kamu yararı kapsamında şehirlerde genellikle belediyeler tarafından yapılmaktadır. İmar ve fen işleri müdürlüklerinde bulunan teknik kadrolar ile imar planları oluşturulur ve uygulamalar hayata geçirilir.
İmar planının iptali davaları da genel anlamda idare hukukunda belirtilen iptal sebepleridir. Bunlar idari işlemin unsurları olup unsurlarda yaşanan eksiklik ve hukuka aykırılıklar sebebiyle gündeme gelir. İdari işlemin unsurları 5 tanedir. Bu unsurlar; yetki, şekil, unsur, sebep, konu ve amaçtır. İmar planının iptali davası da idari işlemin bu unsurlarının birinde meydana gelen hukuka aykırılıktan dolayı açılır. İmar planının iptali davası idari yargılama usulüne tabi bir davadır. Hukuk veya ceza davalarından farklı olarak idare hukukuna tabi bir dava türüdür.
İmar planının iptali davası sonucunda yapılan incelemeler ilgili kişinin menfaatleri gözetilerek yapılmalıdır. İdare tarafından vatandaşlar herhangi bir hak ihlaline uğratılmamalıdır. İmara açılan bölgelerde vatandaşların mülkiyetinde bulunan taşınmazlar olabilir. Bu şahsi mülkiyette bulunan arazilerin imar planına dahil edilmesi sürecinde yaşanan hukuki uyuşmazlıklar ve hak ihlalleri imar planının iptali davasının konusunu oluşturmaktadır.
İmar Planı Nedir
İmar planları belediyeler tarafından kamu yararı için oluşturulan plan ve projelerdir. İmar planı oluşturulurken arazi ve adaların yollar ile ilgili durumu göz önünde bulundurulur. Yola olan cephelerin korunması amaçlanır, kamu yararı için arazilerin üzerine sosyal ve kültürel tesislerin inşa edilmesi amaçlanır. Bu alanlara örnek vermek gerekirse parklar, bahçeler, yeşil alanlar, stadyumlar, çocuk parkları, sahiller, plajlar, mezar yerleri gibi kamu hizmetine sunulan alanlar ve yapılardır.
İmar planı yapılırken bölgenin krokisi, topoğrafyası ve haritası kullanılır. Hangi bölgeye hangi tesisin yapılabilir olması plan içerisine dahil edilir. Bu sebeple bölgenin coğrafi şekilleri oldukça önemlidir. Örnek vermek gerekirse spor komplekslerinin inşa edileceği bir alanın düz olması gerekir. Engebeli ve eğimli arazilerin imar planına spor kompleksleri dahil edilemez.
İmar planı yapılırken farklı ölçekli haritalardan yararlanılır. Farklı ölçekli haritalar üzerinde kadastral durumlar göz önünde bulundurularak çizimler ve hesaplamalar yapılır.
İmar planında, krokisi çizilen alanın içerisinde bulunan adaların durumu, yola olan cepheleri, yolların düzeni vs. gibi düzenlemeler görülür.
İmar planının; mekânsal strateji planları, çevre imar planları, nazım imar planları, uygulama imar planları, mevzi imar planları, revizyon imar planları gibi farklı türleri vardır.
İmar planı kararları ve uygulamaları ilgili belediye tarafından alınır. Belediye meclisinde onaylanır ve sonrasında yürürlüğe girer. İmar planları yapılırken çevre düzenlemeleri göz önünde bulundurulur.
İmar Planı Türleri
Mekânsal strateji planları çevre ve şehircilik bakanlığı tarafından tanımlanmıştır. Buna göre sosyal ve çevre stratejilerinin mekanlar ile birleştirilmesini projelendiren imar planlarıdır.
Çevre imar planı; ülkenin ve bulunduğu bölgenin planlarına uygun olarak konut yapılması, sanayi bölgesinin belirlenmesi, tarım, turizm gibi alanların çizildiği planlardır.
Nazım imar planı; arazilerin kullanım kararlarının ölçekli olarak belirlendiği imar planlarıdır. Bu planda nüfus yoğunluğu ve ulaşım sistemleri gibi sosyolojik veriler gösterilir.
Uygulama imar planı; nazım imar planında belirtilen ölçeklere göre yapılan plandır. Araziye yapılacak yapının şartları bu planda yer alır.
Mevzi imar planı, henüz imara açılmamış bölgeleri veya mevcut imar planının sosyolojik açıdan yetersiz kalması durumunda ortaya çıkar.
Revizyon imar planı; revizyon genel anlamıyla yeniden inceleme anlamına gelmektedir. İmar planında revizyon da mevcut planın farklı sebeplerden ötürü yetersiz kalması veya imar uygulamalarında problemler yaşanması sebebiyle yeniden gözden geçirilmesi anlamına gelmektedir.
Hukuka Aykırı İmar Planı
İmar planları yapılırken belediyeler tarafından titiz ve hassas çalışmalar yürütülmelidir. Aksi halde yaşanabilecek bazı durumlar imar planlarında hukuka aykırı durumlar meydana getirebilecektir. Hukuka aykırı yapılmış olan imar planında bu durumu konunun ilgilisi olan vatandaşlar ileri sürebilir. İmar planında yaşanan bir hukuksuzluğa maruz kalan vatandaşlar idare mahkemelerinde hukuk mücadelesi verirken mutlaka uzman bir avukattan yardım almalıdır. İdare hukuku alanında kendini yetiştirmiş uzman bir avukat müvekkilinin her türlü menfaat kaybına uğramasını engelleyecektir. İmar hukuku karışık ve çok yönlü bir hukuk dalıdır. Vatandaşların tek başlarına mevzuata ve izlenecek usule hâkim olması oldukça zordur. İmar hukuku 3194 Sayılı İmar Kanunu’nda düzenleme altına alınmıştır.
İmar Planının İptali
İmar planının iptali davası idari işlemin unsurlarında bir hukuka aykırılık bulunması halinde açılır. İmar planının iptali davası yasal prosedür olarak 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa tabidir. İdari yargılama usulü kanununa göre idareye karşı bir iptal davası açılabilmesi için öncelikle hukuka aykırı bir işlem bulunması gerekir. İmar planında hukuka aykırılığın öne sürülebilmesi için de bazı esaslı nedenlerin öne sürülmesi gerekir. İmar planları genellikle bir şehir veya ilçede insanların sosyal imkanlardan yararlanması için yani kamu yararını tesis etmek amacıyla yapılır. Bir imar planında kamu yararı bulunmadığı hukuka aykırılık noktasında öne sürülebilir.
İmar planları ilgili çalışanlar tarafından hazırlandıktan sonra belediye meclisinin onayından geçer. Meclis onayından geçmeyen bir imar planının hukuka aykırılığı ileri sürülebilir. İmar planının iptali davası açmak için yapılan imar planına önceden itiraz etmek bir dava şartı değildir. İtiraz edilmeden de imar planının iptali davası açılabilir.
İmar planının iptali davasını açma konusunda kanunen hakkı bulunanlar, konuyla ilgisi bulunan tüm gerçek [1]ve tüzel kişilerdir. Yalnızca belli kişiler lehine bu hak kanunen sınırlandırılmamıştır.
İmar planının iptali davası açılmasının belli bir zamanaşımı süresi vardır. Şöyle ki imar planı belediye meclisinden onay aldıktan sonra askıya çıkarılır. İşte iptal davası açmak için bu askıya çıkarılma süresinden itibaren 60 gün süre vardır.
İmar planının iptali davası bir idare hukuku müessesesidir. Bu sebeple kanunen gösterilen görevli mahkeme idare mahkemeleridir. Belediyeler tarafından yapılan imar planlarında iptal davaları idare mahkemelerinde açılır. Ancak bakanlık düzeyinde yapılan imar planlarında ise görevli mahkeme doğrudan Danıştay’dır.
İmar planının iptali davasında yetkili mahkeme ise genellikle bu uyuşmazlığın konusu taşınmazlar olduğundan taşınmazın bulunduğu yerdeki idare mahkemesi yetkilidir.
İdare hukuku diğer hukuk dallarına göre çalışılması biraz daha riskli ve zor bir alandır. Çünkü taraflardan birisi devlet tüzel kişiliğidir.
Devlet kamu yararı ve üstün devlet menfaatleri gibi gerekçelere dayanarak bu ilişkinin güçlü tarafı olabilir. Ancak bir hukuk devleti içerisinde vatandaşlar özgürce haklarını arayabilmeli, uyuşmazlık yaşadığı kişi Devlet tüzel kişiliği bile olsa hukuksal mücadelesini bağımsız ve tarafsız mahkemelerde verebilmelidir. İdare hukuku alanında uzman bir avukattan dava veya danışmanlık hizmeti alınması da vatandaşların hak ihlali yaşamamaları açısından önemlidir. Zamanaşımı süreleri ve yargılama usulünün eksiksiz bir şekilde yürütülmesi davada başarılı sonuç alınması için son derece önemlidir.
[1] Danıştay 6. Daire 2013/4085 E. Ve 2014/3607 K. Sayılı kararında davacının mülkiyeti altında bulunan taşınmazın imar planına girmesi durumunda imar planının iptali istemiyle dava açılmıştır.