İmam Nikahlı Kadının Hakları

Resmi nikahı olmayan kadının hakları Türk Medeni Kanunu kapsamında evlilik ve boşanma hukuku kapsamında değerlendirilmesi şart olan konulardan biri olarak karşımıza gelmektedir. Evlilik ve boşanma kavramları kadının ve erkeğin medeni hallerinin değişimi bakımından önemli sonuçlar doğurmaktadır. Boşanmanın ön şartı olan evliliğin gerçekleşmesi için Türk Hukukunda resmi nikah şartı bulunmaktadır. Dolayısıyla evliliğin sağladığı ve boşanmanın gerçekleşmesiyle birlikte kadının sahip olacağı hakların bir kısmı resmi nikahı olmayan kadının hakları olarak da korunmuştur. İmam nikahlı kadının hakları, resmi nikahın olmadığı fakat resmi olmamakla birlikte bir evlilik birliği bulunduğunun ispatı ile birlikte ortaya çıkmaktadır. Evlilik dışı birliktelikler sonucu hamile kalan kadınların hakları da aynı şekilde ispat edilebilmektedir.

Türk Medeni Kanunu uyarınca resmi nikah, evlendirme memurunun evlendirme daireleri olarak kullanılan resmi dairelerde gerçekleştirilen tören ile gerçekleştirilmektedir. İmam nikahı İslam Hukuku uyarınca düzenlenmiş olup Türk Medeni Kanunu’nda herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiş bir kavramdır. TMK ile düzenlenme alanı bulamamış olan imam nikahına resmi nikahtan sonra tarafların iradeleri uyuştuğu takdirde yapılabilecek olan ve herhangi bir kanuni sonuca bağlanmamıştır. Bu sebeple, örneğin resmi nikahı olmayan kadının hakları arasında yer alan manevi tazminat hakkı için kanun ile herhangi bir korunma sağlanamamış olsa da Yargıtay kararları ve yerleşik içtihatlar çerçevesinde evlilik vaadi ile kandırılmış ve bu nedenle imam nikahı kıyılmış bir kadının da resmi nikahlı kadın gibi manevi tazminat hakkı bulunduğu kabul edilmektedir. Aksi yönde kararlar olsa da ağırlıklı olarak kararlar resmi nikahı olmayan kadının hakları arasında manevi tazminat hakkı bulunduğu yönündedir.

İmam Nikahlı Eşlerin Çocukları – Evlilik Dışı Çocuğun Durumu

İmam nikahlı eşler her ne kadar kendilerini evli olarak görseler de hukuki durumları itibariyle kanun önünde medeni halleri bekar olarak görünen iki ayrı bireydirler. Hukuk aleminde evli sayılmayan iki bireyin dünyaya getirdikleri çocuk da bu sebeple evlilik dışı çocuk olarak nitelendirilecektir. Bu anlamda imam nikahlı eşlerin çocukları da evlilik dışı çocuk sıfatını alacaktır. Resmi nikahlı çiftlerin çocukları bu evliliğin içinde meydana geldiklerinde koca, çocuğun babası sıfatını kendiliğinden almaktadır. Ancak evlilik dışı meydana gelen çocuk için nesebin belirlenmesi davası açılması gerekebilir zira babanın çocuğu tanımadığı hallerde babalığın dava yolu ile ileri sürülmesi gerekmektedir. Evlilik birliği içerisinde dünyaya getirilen çocuğun babası hakkında ise aksi yönde bir durum mevcutsa babalık karinesinin çürütülmesi gerekmektedir. Resmi nikahı olmayan kadının hakları arasında babalık karinesinin uygulanması durumu söz konusu değil iken, resmi nikah birlikteliklerinde çocuğun babası evlilik birliği içerisindeki kocadır. Aksi durumda kadının ya da çocuğun bu durumu ispat etmesi şartı aranmaktadır.

Evlilik Dışı Çocuğun Baba Tarafından Tanınması

Babanın çocuğu tanıması ile evlilik birliği dışında ya da daha önce de bahsettiğimiz gibi imam nikahlı kişiler arasında dünyaya getirilmesi söz konusu olduğu durumlarda karşılaşılmaktadır. Babanın çocuğu tanıması nüfus müdürlüğüne yapılacak bir başvuru ile ya da noter yahut mahkeme kanalı ile gerçekleştirilecek bir başvuru sonucunda gerçekleşmektedir. Bu sayede baba, evlilik dışı ya da imam nikahlı eşten olan yine evlilik dışı diye tabir edilen çocuğu kendi isteği ile tanımakta ve kütüğüne geçirmektedir. Çocuk bu yolla babasının soyadını alabilmektedir. Bu tanıma; babanın tehdit, hile, cebir gibi nedenlerle zorlanmak suretiyle yaptırılması halinde 1 ila 5 yıllık hak düşürücü süreler içerisinde iptal edilebilmektedir.

Babalık Davası ile Evlilik Dışı Çocuğun Tanınması

Resmi nikahı olmayan kadının hakları arasında babalık davası yolu ile evlilik dışı çocuğun tanınması da bulunmaktadır. Evlilik dışı çocuk her halde baba tarafından tanınmayabilir. Çocuğu tanımayan babaya karşı ise, çocuğun baba tarafından mahkeme ve dava yolu ile tanınmasını sağlamak amacıyla annenin bir dava açması gerekmektedir. Bu şekilde anne tarafından açılacak olan dava sonucunda baba ile çocuk arasında dava ile soybağı kurulacaktır. Mahkeme bu soybağı ilişkisini kurabilmek için DNA testi, tanık ve yemin deliline başvurabilmekte olup ayrıca karar vereceği başka yolları da kullanabilmektedir. Baba ile çocuk arasında kurulacak olan soybağı kararı yenilik doğurucu bir karar olarak karşımıza çıkacaktır.

Bu dava, kadın tarafından ister hamile olduğu zaman isterse çocuk sonra açılabilmektedir. Resmi nikahı olmayan kadının hakları arasında sayılan babalık davası ise imam nikahlı kadın bakımından süreye tabi bir haktır. İmam nikahlı kadın bu davayı doğumdan sonraki 1 yıllık süre içerisinde açmak zorundadır. Aksi halde bu hakkı düşecektir. Babanın yerleşim yerindeki asliye hukuk mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu bu davada 1 yıllık hak düşürücü süreye dikkat edilmesi zaruridir. Babalık davası boyunca davacı kadın, baba ya da yoksa onun mirasçılarından; doğum giderleri, hamilelik ve hastane masrafları ile doğumdan önceki 6 haftalık geçimine yetecek kadar gideri isteyebilmektedir. Ölü doğum halinde de bu giderlere hükmedilebilmektedir. Bunun için tek şart annenin bu giderler bakımından talebinin olmasıdır. Zira hakim taleple bağlı olduğu için resen bu giderlerin tanzimine karar veremeyecektir. Bunların yanı sıra ise kadın, babadan çocuk için tedbir nafakasına hükmedilmesini talep edebilmektedir. Talep edilen bu tedbir nafakası dava sonunda soybağının kurulması halinde iştirak nafakasına dönüşmektedir.

İmam Nikahlı Kadının Hakları Nelerdir

Resmi nikahı olmayan kadının hakları olarak sayılan ve makalemizin önemli çoğunluğunda bilgilendirme yapmış olduğumuz konu evlilik dışı çocuğun tanınmasıdır. Evlilik dışı çocuğun tanınması, soybağının kurulmasının sağlanması hem çocuk açısından hem de resmi nikahı olmayan kadının hakları bakımından önemli bir konudur. İmam nikahı olup resmi nikahı bulunmayan kadının nafaka alması mümkün olmamakla birlikte tazminat konusunda farklı Yargıtay kararları mevcuttur. İmam nikahlı eş bu kapsamda çocuklar için iştirak nafakası alabilmektedir ancak yoksulluk nafakası alabilmesi söz konusu değildir. Bu konuda 6284 sayılı Kanun uyarınca sadece en fazla 6 aylık süre için tedbir niteliğinde bir nafakaya hükmedilebilmektedir. Bu nafakanın ise yoksulluk nafakasına çevrilerek ömür boyu kadına bağlanması gibi bir durum asla söz konusu olmamaktadır.

Resmi nikahı olmayan kadının hakları konusunda en çok merak edilen bir diğer konu da imam nikahlı kadının tazminat hakkının bulunup bulunmadığıdır. Bu konuda herhangi bir kanuni düzenleme bulunmamakla birlikte Yargıtay’ın konu ile ilgili olarak verdiği yer yer birbiriyle çelişen kararlar mevcuttur. Şöyle ki, yoğunlukla imam nikahı bulunan kadının; resmi nikah kıyılacağından bahisle kandırılmış olması durumlarında haksız fiile dayanarak manevi tazminat hakkının bulunduğu kabul edilmektedir. İmam nikahlı eşin manevi tazminat hakkının olup olmadığı hususu çoğunlukla somut olaya bakılarak yapılan değerlendirme sonucu karar verilen bir olgudur. Makalemizde ayrıntılı olarak ele almaya çalıştığımız üzere çocuk ve babanın soybağının kurulması ve imam nikahlı eşlerin tabi olduğu kurallar bu şekilde özetlenebilmektedir. Resmi nikahı olmayan kadının hakları ve özellikle evlilik dışı sayılan imam nikahlı birlikteliklerden meydana gelen çocukların durumu hakkında daha ayrıntılı bilgi alabilmek için bizimle irtibata geçebilirsiniz.