İstirdat Davası Nedir?

İstirdat davası, geri alma davası ismi ile de bilinmektedir. Bu dava, takipte itiraz sürelerini kaçıran, ya da itirazı kabul edilmeyen takip borçlusunun, yapmak zorunda kaldığı ödemeyi geri almak için açtığı bir davadır. İlamsız bir icra takibinin başlatılması için, takip alacaklısının fazla sayıda ya da sağlam deliller sunmasına gerek yoktur. Hatta teorik olarak hiçbir delil sunulmadan, sadece karşıdaki kişinin borçlu olduğu beyan edilerek ilamsız icra takibi başlatılması mümkündür. Bu durum karşısında, aslında borçlu olmayan pek çok kimse icra takipleri ile yüz yüze gelebilmektedir. Takibe süresinde itiraz edilmez ya da itiraz kabul edilmez ise, takip borçlusunun ödeme yapması gerekebilmektedir. Kimi zaman icra işlemleri sırasında borcun yanlış hesaplanması, aslında ödenmiş borçlar hakkında takip başlatılması gibi hususlar da istirdat davası açma gerekliliği doğurabilmektedir.

İcra takibi ile yüz yüze gelindiğinde atılacak en sağlıklı adım, derhal bir avukatta başvurularak süresinde ve yerinde itirazların yapılmasının sağlanmasıdır. Ancak takip borçlusu bunu herhangi bir neden ile yapmaz ise, aslında sahip olmadığı bir borç hakkında ödeme yapmak, ya da mallarının haczedilmesi riski ile yüz yüze gelebilir. Bu durumda istirdat davası açılması gerekir, bunun için mutlaka bir avukata başvurulmalıdır.

İstirdat davasında borçlu olmadığını, haksız bir icra ödemesi yapmak zorunda kaldığını ispat yükü davacıya aittir. Davacı, borcun aslında bulunmadığı hususunu ispat etmediği sürece, istirdat davasını kazanması mümkün değildir.

İstirdat Davası Nasıl Açılır?

İstirdat davası, süresi içinde görevli ve yetkili mahkemeye verilen istirdat dilekçesi ile açılır. Bu dilekçede takip sırasında yapılan ödemenin neden geçerli bir borca dayanmadığı hususu dile getirilir. İstirdat davası dilekçesinin başarılı olabilmesi için, doğru zamanda, doğru hukuki nedenlere dayanarak, doğru kanıtlar ile desteklenmiş bir dilekçe olması gereklidir. Dilekçede yapılan takibin niteliği, bu takibe dayanarak yapılan ödemelerin dayanaktan yoksunluğu, açık bir dille belirtilmelidir. Özellikle borcun geçersizliği ile ilgili ikna edici kanıtlar sunulması son derece önemlidir.  Dilekçede bu özelliklerden herhangi birinin eksikliği, davacı için hak kayıplarına sebep olacaktır. Bu nedenle istirdat davasının dilekçesi hazırlanırken, işini titizlik ile yapan bir avukat ile çalışılması büyük önem arz etmektedir. Aksi takdirde hak kayıplarına uğramak son derece olasıdır.

İstirdat Davası Hangi Borçlar İçin Açılır?

İstirdat davası, icra dairesine takip başlatılması nedeniyle ödenen ancak gerçekte bir borca dayanmayan bakiye için açılır. Bu davayı hakkında takip başlatılan kişi ya da ödeme yapmak zorunda kalan üçüncü kişi açabilir. İstirdat davasının açılabilmesi için bakiye miktar sınırlaması yoktur, herhangi bir miktar için açılması mümkündür. Ancak istirdat davası sonucunun istinaf ya da temyizde taşınabilmesi için bazı bakiye alacak sınırlamaları mevcuttur. Konusu Kanunda belirlenen sınırın altında kalan alacaklar için üst yargıya başvurmak mümkün değildir.

İstirdat Davasını Kimler Açabilir?

İstirdat davası, hem haksız bir takibin tarafı olan takip borçlusu hem de borçlu olmadığı halde ödeme yapmak zorunda kalan üçüncü kişi tarafından açılabilir. Kimi zaman aslında takibin tarafı olmayan üçüncü kişinin malı da yanlışlıkla haczedilebilir. Bu durumda malı haczedilen kişi, satış işlemini engellemek için takibin tarafı olmadığı halde ödeme yapmak zorunda kalabilir. Bu durum ile karşı karşıya kalan üçüncü kişi de ödemesini geri alabilmek için istirdat davası açma yoluna başvurabilir.

Takip sırasında borcunun hesaplanmasında oluşan yanlışlıklar nedeni ile, gerçek borcundan fazla ödeme yapmak zorunda kalan borçlu da istirdat talebi ile dava açabilir.

İstirdat Davasının Açılması İçin Gerekli Dava Şartları Nelerdir?

İstirdat davası açmak için gerekli bazı dava şartları bulunmaktadır. Bu dava şartları şu şekilde sıralanabilir:

  • Davanın icra takibi devam ettiği sırada açılması gerekir.
  • Davanın cebri icra tehdidi altında yapılan ödemeyi geri almak amacı ile açılması gerekir. Kişi, kendiliğinden gerçekleştirdiği ödemeler için istirdat davası açamaz. Yapılan ödemenin cebri icra tehdidi altında gerçekleşmesi gereklidir.
  • Haksız bir takibin söz konusu olması gereklidir. Bunun için takibe konu borcun ya hiç var olmamış olması ya da daha önce ödenmiş olması gerekir. Gerçekteki borç miktarını aşan icra takipleri için de istirdat talebinde bulunulması mümkündür.
  • Dava, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmalıdır. Süresi geçtikten sonra dava açılması olanaklı değildir.

İstirdat Davası ile Menfi Tespit Davası Arasındaki Fark Nedir?

İstirdat davası, İcra İflas Kanunun 72. Maddesi ile hüküm altına alınmıştır. Anılan bu hem istirdat, hem de menfi tespit davalarına ilişkin düzenlemeler yar almaktadır. Aynı madde altında düzenlenen bu iki davanın amacı aynı olsa da açılma zamanları farklıdır. Menfi tespit davaları takip devam ederken, ödeme yapılmadan önce haksız takipten kurtulmak amacı ile açılan davalardır. İstirdat davalarıysa haksız nedene dayanan ödemenin geri alınması için açılan davalardır. Yani her iki dava da haksız takipten kurtulmak amacı ile açılır, ancak menfi tespit davaları takip sona ermeden ve ödeme yapılmadan önce ödemenin gerçekleşmemesi için açılırken, istirdat davaları yapılan haksız ödemenin geri alınması için ödeme cebri icra tehdidi altında gerçekleştikten sonra açılmaktadır. Menfi tespit davası sırasında cebri icra tehdidi ile ödeme gerçekleşir ise, dava sona ermez, istirdat davasına dönüşür.

İstirdat Davasının Açılacağı Mahkeme Hangisidir?

İstirdat davası açılması için görevli mahkeme genel olarak Asliye Hukuk Mahkemesidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Ticaret Mahkemesi, Tüketici Mahkemesi gibi özel görevli bir mahkemenin yetkisinde ise bu mahkemelerde de istirdat davasının açılması mümkündür. İstirdat davaları için yetkili mahkeme ise takibi yapan icra mahkemesinin bulunduğu yer mahkemesi yahut borçlunun yerleşim yeri mahkemesidir. İstirdat davasının her iki mahkemede de açılması mümkündür.

İstirdat Davası Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?

İstirdat davası zaman aşımı süresi bir yıldır. Bir yıllık istirdat davası zamanaşımı, davaya konu edilecek ödemenin yapıldığı günden başlar. Bu süre hak düşürücü süre niteliğine sahiptir, bir yıllık süre geçirildikten sonra istirdat talebinde bulunulması mümkün değildir. Bu nedenle haksız bir icra ödemesi yaptığını düşünen kişilerin en kısa sürede bir avukata başvurarak hukuki süreci başlatmaları yerinde olacaktır.

İstirdat Davası Yargıtay Kararları

İstirdat davaları ile ilgili en çok merak edilen hususlardan biri, menfi tespit davasının sonradan istirdat davasına dönüşmeyeceğidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na göre, takip devam ederken durdurmak ve borca itiraz etmek amacı ile menfi tespit davası açan davacının malları ile ilgili tedbir kararı alınmayabilir ve ödeme gerçekleşebilir. Bu durumda sonuçlanmamış menfi tespit davası, kendiliğinden istirdat davası halini alacaktır. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2017 / 918, K. 20200 / 472, T. 24.06.2020)

Yargıtay’ın bir diğer kararına göre, borç miktarının yanlış hesaplanmasına dayanarak fazla için istirdat davası açılabilir. Bu husus şikayet ile dile getirilmese dahi, süresi içinde istirdat davasına konu edilmesi mümkündür. Bu durumda Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı yerinde değildir. ( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2021 / 1575, K. 2012 / 8864, T. 3.4.2021)

Oretra